Özkan Karaca, Kale Gündem - Haberler - Son Dakika Haberleri - Malatya Kale İlçesi sitesinin yazarı
DOLAR

32,2052$% 0.14

EURO

35,0461% 0.08

STERLİN

41,0702£% 0.16

GRAM ALTIN

2.507,99%0,21

ÇEYREK ALTIN

4.056,00%0,05

BİTCOİN

2262078฿%0.78388

İmsak Vakti a 03:23
Malatya AZ BULUTLU 22°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
Özkan Karaca

Özkan Karaca

30 Nisan 2024 Salı

    Bir Zamanlar Aşiret Mektebi ve İzollu – 1

    Bir Zamanlar Aşiret Mektebi ve İzollu – 1
    9

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Kale Gündem – Selam sana! Binbir çile ve zahmetlerle yoğrulmuş, al kana bulanmış, gözyaşı ile sulanmış, toprağının her bir karışı, bin tarağı şehitlerin kemikleri ve teni ile süslenmiş eşsiz güzellikte, zarif özellikte olan Türkiye…

    Tarih yapan ve tarih kuran ülke olarak, birçok anılarını arşivlerin sayfasında ve yarınların arkasında tutarak günümüze seslenmektedir. Bunlardan biri de “Aşiret Mektebi”dir.

    Sultan 2. Abdülhamit, devletin bekasını tesis etmede, insan mozaiğini bütünlük içerisinde kaynaştırmaya, toplumsal bilgi ve görgüyü artırmaya, çağın ilim ve teknolojik gereksinimini sağlamaya, içte ve dışta yaşanan siyasal kırılmaları sağlam tutmaya yönelik yapıcı yöntemlere başvurmuştur. Bu yöntemlerden biri de saraya bağlı, halka açık bulunmayan ve özel bir eğitim müessesesi olarak subayların yetiştirildiği “Aşiret Mektepleri” olmuştur.

    Osmanlı birliğinin korunması konusunda özellikle iki konu ön plana çıkmaktadır. Birincisi, elden geldiğince merkezi güçlendirmek, ikincisi “İslam Birliği” politikasıyla devleti bir arada tutmaya çalışmaktır. Merkezin güçlenmesi adına bu dönemde çok geniş bir bürokrasi ağı kurulduğu bilinmektedir. Toparlayıcı ve birleştirici olarak düşünülen “İslam Birliği” politikasının tam ortasında muhakkak ki Araplar vardı. Sultan Abdülhamit bu yüzden Arap bölgelerine çok önem vermiştir. 

    Özkan - Karaca - İzollu - Aşireti - Kalegundem com

    Bayındırlık konusunda bu yöreler her zaman öncelikli sıraya alınmıştır. Örneğin bu dönemde Hicaz ve Suriye’ye 2350 kilometre demiryolu döşenmiştir. Bölgeye çok sayıda okul yapıldığı gibi, yine bu dönemde 3200 kadar Arap subay orduda görev almış ve Sultan 2. Abdülhamit birçok Arap subaya üst düzey görevler vermiştir. Aşiret Mektebi sayesinde aşiret reislerinin çocukları alınacak, bu çocuklara devlete ve hilafete bağlılık bilinci yerleştirilecekti.

    Geçmişte özellikle şehirli tüccar çocuklarının, İstanbul’da eğitilip Osmanlı’ya sadık kişiler olarak önemli görevlere gelmesi olumlu örnekler oluşturmuştu. Aynı yöntemin aşiretler üzerinde de maya tutması düşünülmüştü.

    Amaç Osmanlı devleti sınırları dâhilinde bulunan Arap ve diğer aşiret reislerinin çocuklarını İstanbul’da, sarayın himayesi altında eğiterek onlara Osmanlı bilincini benimsetmekti. Ayrıca, Türk olmayan bu insan mozaiğinin çekirdeğine Türkçe öğreterek, eğitim ve öğretimlerini temin ederek, Hilafete ve Osmanlı Devleti’ne bağlılıklarını artırmak gayesi güdülmüştü.

    Bu aşiret çocuklarının, mezun olup memleketlerine döndüklerinde devlet için faydalı hizmetlerde bulunmaları isteniliyordu. Aşiretlerin, devlete ve hilafete bağlılıklarını güçlendirme, onları iskân ederek devletin denetimine sokma gibi daha özel amaçlar da taşıdığı söylenebilir.

    Osmanlı Devleti, gerek içerisinde ortaya çıkan gerekse dıştan esen sert cereyanlara karşın tedbir amacıyla birçok projeyi hayata geçirdi. Bu projelerden en önemlisi: Aşiret Mektepleridir. Mektep 4 Ekim 1892’de, dönemin Maarif Nazırı Zühtü Paşa’nın da katıldığı bir törenle; Halep, Basra, Musul, Diyarbakır, Trablusgarp, Bingazi, Kudüs, Zor sancaklarından dörder, Yemen ve Hicaz vilayetlerinden beşer öğrencinin katılımıyla Beşiktaş Akaretler’deki geçici yerinde eğitime açılmıştır.

    Bu çocukların, istidat taşıyan muteber ailelerin çocukları olması ve 12 ile 16 yaş aralığında seçilmesi şartı koşuldu. Bunlar, fevkalade bir ihtimamla yetiştirildiler. Daha sonraki senelerde sayıları arttırıldı. İki yıllık öğretim programı, daha sonra beş yıla çıkarıldı. Kur’an-ı Kerim, fıkıh, ilmihal gibi din bilgileri yanında, ileri düzeyde; fen bilgileri, Fransızca, Türkçe, coğrafya, tarih, edebiyat ve askerî dersler okutuldu.

    Sultan 2. Abdülhamit’in 1886’da Hicaz, Yemen, Trablusgarp’tan Harbiye Mektebi’ne getirdiği 48 öğrenci ile fiilen başlayan ve 1892’de resmiyet kazanan Aşiret Mektepleri uygulaması daha ileri boyut kazandı. Hamidiye Alaylarına asker veren Zilan aşireti reisi Eyüp Paşa, diğer yandan 5. ve 6. Hamidiye Alayları komutanlarından Hasan ve Ali Beyler, Abdülhamit’e bir mektup yazarak kendi çocuklarının da okula kabul edilmesini isterler. Başlangıçta sadece Arap aşiret reislerinin çocuklarının tahsili için açılması düşünülen Aşiret Mektebi’ne daha sonraki yıllarda Doğu Anadolu ve Arnavutluk bölgelerindeki aşiretlerden de öğrenci kabul edilmiştir.

    Aşiret Mektebi konusuna iki gün sonraki yayında devam edeceğiz.

    Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir. Kale Gündem Gazetesi’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.