33,9895$% -0.12
37,4927€% -0.16
44,3739£% -0.5
2.744,67%-0,29
4.546,00%-0,07
1957220฿%-0.59358
Kale Gündem – Günümüzde hala her yaştan insanın defalarca kez severek izlediği filmleri ve dizileri olan Sunal, 3 Temmuz 2000 yılında geçirdiği kalp krizi nedeniyle yaşamını yitirdi.
Türk sinemasında unutulmaz karakterlere hayat veren usta sanatçı, bugün yaşasaydı 79 yaşında olacaktı.
Gülen yüzü ile milyonları kendine hayran bırakan, İnek Şaban’dan Tosun Paşa’ya, Sakar Şakir’den Salako’ya yüzlerce karakterle Türkiye’yi güldüren usta oyuncu oynadığı birbirinden farklı rollerle sinemaseverlerin yüzünü güldürmeyi başaran Kemal Sunal, 26 yıllık sanat hayatına 82 film sığdırdı.
Sunal, 10 Kasım 1944 tarihinde Malatya’nın Doğanyol ilçesine bağlı Gökçe köyünde dünyaya geldi. Sunal aslen Malatyalı. Çocukluğunu İstanbul’un Fatih ilçesinin Küçükpazar semtinde geçirdi. Ailenin üç çocuğunun en büyüğüydü. Annesi ev hanımı, babası Mustafa Sunal Migros’ta işçiydi.
İlkokulu Mimar Sinan İlkokulunda okuyup, Vefa Lisesinden mezun oldu. Liseyi 11 yılda tamamlayan sanatçı, “Bu benim tembelliğimden, salaklığımdan ileri gelen bir şey değildi. 15-20 kişilik bir grubumuz vardı. Beraber geçiyorduk, beraber kalıyorduk. Anlaşmış bir gruptu. Bir nevi haylazlıktı tabii…”sözleriyle açıklamıştı. Yüksek tahsiline İstanbul Gazetecilik Yüksekokulunda başlasada, tamamlayamadı. Eğitim hayatı boyunca çeşitli işlerde çalışan sanatçı, Emayetaş fabrikasında çalıştı, ayrıca elektrikçide çıraklık yaptı.
Türkiye’nin birçok bölgesinde askerlik yapan Sunal, Devekuşu Kabare’nin 1972-1973 mevsiminde Ankara turnesi sırasında tanıştığı Gül Sunal ile 1975 yılı Nisan ayında Beyoğlu Evlendirme Dairesi’nde evlendiler. Bu evlilikten Ali ve Ezo isimlerini verdikleri iki çocukları oldu.
Sanatçı kendi profilinin, oynadığı karakterlere göre farklı olduğunu şu sözlerle belirtmektedir: “Ben özel hayatımda çok az konuşan, çok soğuk bir adamım” “aynı zamanda iş ve ev yaşamında titizim” sözleriyle dile getirmiştir. Eşi tarafından yazılan anı kitabında, ev halkına sanatçı olduğunun ağırlığını hiç hissettirmemiş, eşinin tanımına göre “aile babası” profilini hiçbir zaman bozmamıştır. Akşam yemeklerine daima vaktinde yetişen, aile ilişkilerine önem veren ve bu düsturda çocukları ile çok iyi arkadaş olan, iş, aile ve komşuluk ilişkilerinde daima sohbeti aranan, herkes tarafından sevilen sanatçı; filmlerinin aksine, çok fazla gülmeyen ve sululuktan hoşlanmayan bir yapıya sahiptir.
Dinlemeyi anlatmaya tercih eden sanatçı, kendi iç dünyasında da duygusal bir yapıya sahiptir. Aynı zamanda çok da iyi bir arşivci olan sanatçı, kendisi ve ailesiyle ilgili belge, fotoğraf, anı yazısı, kendisine gelen mektuplar gibi manevi değeri olan eşyaları, büyük bir titizlikle ve düzenle saklamış, çocuklarının çizdiği resimlere kadar her şeyi titizlikle ve özenle saklamıştır. Renkli kıyafetler giymeyi seven sanatçının, kıyafet alışverişlerini çoğu zaman eşi yapmıştır. Kendisine gelen mektupların hepsini okuyan sanatçı, yine aynı özenle bu mektuplara cevaplar vermiş ve bizzat postaneye götürüp gönderimlerini yapmıştır.
Sanat hayatı, Vefa Lisesinde amatör olarak “Zoraki Tabip” adlı tiyatro oyunuyla başladı. Lise öğrenimi sırasında oynadıkları bir oyunla, “Akşam Gazetesi Liseler Arası Tiyatro Yarışması’nda “En iyi karakter oyuncusu” seçilmiştir.
Sunal, Ayfer Feray ve Ulvi Uraz, Devekuşu Kabare Tiyatroları’nda yer almaya başladı. Devekuşu Kabare tarafından sahnelenen Dün Bugün adlı oyunu izleyen Münir Özkul, Kemal Sunal’ın oyunundan etkilenip yanında Ertem Eğilmez’e “Bak Ertem, dikkat bu çocuğa, iş var bunda” dedi.
Kemal Sunal, Eğilmez’in 1973’te çektiği, Münir Özkul, Zeki Alasya, Metin Akpınar, Tarık Akan, Halit Akçatepe ve Filiz Akın’ın da rol aldığı “Tatlı Dillim” filminin kadrosuna katılarak sinemaya adım attı.
Atıf Yılmaz’ın yönettiği “Salako” filminin ardından, Zeki Ökten’in “Hanzo” ve “Şaşkın Damat” filmlerinde başrol oynayan oyuncu, Rıfat Ilgaz’ın eserinden Eğilmez’in beyaz perdeye uyarladığı “Hababam Sınıfı’nda da usta isimlerle birlikte rol aldı.
Oynadığı birbirinden farklı rollerle sinemaseverlerin yüzünü güldürmeyi başaran Sunal, 1976’da “Süt Kardeşler”, “Hababam Sınıfı Uyanıyor”, “Tosun Paşa”, “Sahte Kabadayı”, “Meraklı Köfteci” ve “Kapıcılar Kralı” gibi unutulmazlar arasına giren filmlerde, 5 farklı yönetmenle çalıştı.
Devekuşu Tiyatrosu’nun Ankara turnesi sırasında Gül Sunal ile tanışan ve 1975’te evlenen oyuncunun, Ali ve Ezo adını verdikleri çocukları dünyaya geldi.
İşinde her zaman titiz ve tertipli olduğunu söyleyen Sunal, genellikle halkın içinden bir halk kahramanını oynadığı rollerle izleyicinin dikkatini çekti.
Sunal, “Kapıcılar Kralı” filmiyle 1977 Antalya Film Festivali’nde “En İyi Erkek Oyuncu”, 1989’da “Düttürü Dünya” filmindeki rolüyle Ankara Film Festivali’nde “En İyi Erkek Oyuncu”, 1998’de de Antalya Film Festivali’nde “Yaşam Boyu Onur Ödülü’ne değer görüldü.
Kemal Sunal, Üniversiteden 51 yaşında mezun oldu.
Yoğun tiyatro turneleri sebebiyle üniversite eğitimini yarıda bırakan Sunal, 1992’de çıkan öğrenci affı sonrasında üniversiteye devam ederek, 1995’te 51 yaşındayken mezun oldu.
Sanatçı, daha sonra radyo, televizyon ve sinema bölümünde yüksek lisans yaptı ve “Televizyon ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü” başlıklı tezini kaleme aldı.
Sinema ve tiyatronun, gülen ve güldüren yüzü Sunal’ın bu tezi, vefatından sonra 2005’te aynı adla ailesi tarafından kitap olarak bastırıldı.
Uçak fobisi olan Sunal, “Balalayka” filminin çekimleri için Trabzon’a gitmek üzere bindiği uçakta kalp krizi geçirdi ve 3 Temmuz 2000’de vefat etti.
Ünlü oyuncunun cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.
Haber/Merve Algül
Kurbanla Kurbiyete Ulaşmak
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.