Yatırımlarıyla Malatya’ya yön veren Mustafa Başdemir, 75 yıllık hayatını ve anılarını anlattı - Kale Gündem - Haberler - Son Dakika Haberleri - Malatya Kale İlçesi
DOLAR

32,5878$% 0.34

EURO

34,8461% 0.28

STERLİN

40,5563£% -0.13

GRAM ALTIN

2.504,84%0,84

ÇEYREK ALTIN

4.275,00%0,60

BİTCOİN

2104719฿%1.69599

İmsak Vakti a 02:00
Malatya PARÇALI AZ BULUTLU 21°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Yatırımlarıyla Malatya’ya yön veren Mustafa Başdemir, 75 yıllık hayatını ve anılarını anlattı


Kale Gündem – Mustafa Başdemir 1948 yılında Malatya’nın Kale ilçesine bağlı Kıyıcak köyünde dünyaya geldi. İlkokulu Kıyıcak köyünde, ortaokul ve liseyi ise Elazığ İmam Hatip’te tamamladı. Yüksek öğrenim eğitimi için İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesine başladı. Son sınıf öğrencisiyken ufak bir lastik ve oto ticaret ile iş hayatına atıldı. Kardeşi Adnan Başdemir’in İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirmesi üzerine 53 senedir İstanbul’da ticaretle uğraşmaktalar.

Tahsin Başdemir maddi imkansızlıklardan ötürü oğlu Mustafa Başdemir’in ortaokula devam edemeyeceğini söylüyor. Mustafa Başdemir’de bu sözlerin ardından İstanbul’a kaçıyor. Fakat İstanbul’da bir hafta kalan Başdemir, okumak için Elazığ’a geri döndüğü günü dönüm noktası olarak kabul ediyor. Gelin bu dönüm noktasını Mustafa Bey’den dinleyelim. 

Mustafa Bey dönüm noktam dediniz bunu biraz daha açabilir misiniz?

-İlkokulu bitirdim ortaokula gideceğim, rahmetli babam önce gitmeme izin vermişti, sonra oğlum imkanım yok gönderemem dedi. Ben de babama dedim ki okula kayıt yaptırdın, git dedin. Şimdi de gitme diyorsun. Üç tane arkadaş kayıt yaptırdı. Bak onlar gidiyor ben gidemiyorum. Niye yapıyorsun deyince, rahmetli babam onların imkanları var benim yok demişti. Ama ben kaçtım İstanbul’a geldim, yıl 1973. Bir hafta burada kaldım, okullar açıldı. Talebeleri gördüm içime alev düştü. Aynı akşam otobüs biletimi aldım, bindim direkt Elazığ’a gittim, okula başladım. Beş gün yerde yattım. Arkadaşlarım yatağında ben yerde yattım. 6’ncı gün köye geldim. Baba okula başladım dedim. Babam sevindi hemen yatağımı yorganımı, ekmeğimi yemeğimi yaptılar, beni götürüp okula teslim ettiler. O gün benim dönüm noktamdı. Eğer ben o gün o okula geri dönmeseydim, okuyamazdım. Dolayısıyla kardeşim de okuyamazdı ve buralara gelemezdik. Cenabı Allah mukadder kılmış ki nasibimizmiş ki buralara geldik. Rabbime şükürler olsun.

Mustafa - Başdemir - Adnan - Başdemir - Üniversite - Kalegundem com

“İlk üniversiteyi bitiren bir ailenin iki oğlu; Mustafa ve Adnan Başdemir”

Nasıl bir çocuktunuz, çocukluğunuza dair neler hatırlıyorsunuz?

-Bir köy çocuğu nasıl olur, biz şimdiki çocuklar gibi şanslı değildik. Kurşun kalemimiz biterdi, kalemimizin arkasına bir şey ilave ederdik ki biraz daha yazabilelim. Dolma kalem görmedik, tükenmez kalem görmedik, bilgisayar görmedik. Biz köy yerinde okula giderken her birimiz soba yansın ve ısınalım diye bir odun götürüyorduk. Böyle şartlarla okuduk ama başarılıydık, üniversite bitirdik. Bizim köyümüz o zamanlar 450 haneli, 6 mahalleden oluşuyordu. İlk üniversiteyi bitiren bir ailenin iki oğlu; Mustafa ve Adnan Başdemir. Biz çalışkan öğrencilerdik. Bugün ticari hayatımızdan nasıl çalışkansak okul hayatımızda da öyle çalışkandık. Hocama 9,5 aldığım zaman neden 10 değil diye itiraz ediyordum. Ben de kardeşim de yatılı okuduk. Devletin parasız yatılı okul imtihanlarını kazandık öyle okuduk. Eğer parasız yatılı okul olmasaydı belki de tahsilimiz yarım kalacaktı. Rahmetli babam iki öğrenciyi dışarıda okutacak güce sahip değildi. O açıdan çocukluğumuz biraz buruk ama mutlu geçti.

“Şu anda 200 aile bu karavanlarda yaşıyor”

Depremin ardından Malatya’ya ne tür desteklerde bulundunuz?

-Malatya çok büyük bir badire atlattı. İş adamları grubu olarak bizler de elimizden geleni yaptık. Şöyle ki benim “Rent a Car” şirketimin 200 tane karavanı var. Her biri bir ev. Bu 200 karavanı Malatya’ya gönderdim. Alışveriş merkezimin bahçesine kurdum bunları, elektrik ve suyu verdim. Şu anda 200 aile bu karavanlarda yaşıyor. Bu ailelere sabah kahvaltısı, öğle yemeği ve akşam yemeğini de veriyorum. Aynı zamanda Kızılay’a 20 milyon liralık bir destek verdim. AFAD, Kızılay, tüm mülki amirler otelimde kalıyorlar çünkü en sağlam yer orası. Para pul almıyorum. Otelimde her gün 3 bin kişi yemek yiyor. Bu desteği de sağlıyoruz. Yine iş adamları grubu olarak, topladığımız giyim desteğini Malatya’ya gönderdik. Malatya’yı canı gönülden çok seven bir insanım, bugüne kadar Malatya’ya çok yatırım yaptım. Bu nedenle Malatya ve diğer illerin durumu bizi çok derinden yaraladı. Cenabı Allah beterin beterinden saklasın, bir daha nasip etmesin inşallah.

Malatya bu süreci sizce nasıl atlatacak?

-Malatya bu süreci atlatır tabii ki. Türkiye bu sürecin üstesinden gelir. Çünkü Türk milleti kadirşinas bir millettir, buraların kalkınması için varını yoğunu verir, zaten veriyor da. I. Dünya Savaşı, II. Dünya Savaşı’nda Türkiye nasıl başarmışsa, bugünkü şartlar ve imkanlar onlardan daha iyi, yine başarır. Bütün hükümetin orada olması, bakanların orada olması, diğer ülkelerin desteği ve yardımıyla 3 ya da 5 sene zarfında buralar eski haline gelir diye düşünüyorum. Çünkü Türkiye büyük ve üreten bir ülke. Hepimiz üretiyoruz, inşallah bu badireyi de atlatacağız.

Mustafa - Başdemir - Malatya - Eğitim - Kalegundem com

“Benim eğitime inanan ve eğitime destek veren bir kişiliğim var”

-Hem kardeşlerinin hem de kendisinin anne ve babama çok düşkün birer evlat olduğuna dikkat çeken Başdemir, babasının kendilerine verdiklerini geri ödemek mecburiyetinde olduğunu anlatarak babası Tahsin Başdemir adına Malatya’da 25 derslik bir ortaokul yaptırdığını,  annelisi adına üniversitenin içerisinde yine 25 derslik Hayriye Başdemir isminde bir ilköğretim okulunu yaptırdığını anlattı. Kendi adına ise Kale’de modern bir cami ve sağlık ocağı yaptırdığını söyledi. Malatya’da Girişim Grubu olarak da bir ilahiyat fakültesi yaptırdıklarını kaydetti.

Anlattıklarınızdan yola çıkarak babanızın ve annenizin yerinin sizde çok ayrı olduğunu düşünüyoruz. Özellikle eğitime verdiğiniz desteklerle de bunu gösteriyorsunuz. Eğitim sizin için neden bu kadar değerli?

-Benim eğitime inanan ve eğitime destek veren bir kişiliğim var. Odamda o denemin milli eğitim bakanı Hüseyin Çelik’ten eğitime verdiğim destekten ötürü aldığım bir plaket mevcut. Malatya Eğitim Vakfının 5 sene genel başkanlığını yaptım ve o dönemde Malatya’ya 9 tane okul yaptırdık, 2 tane sağlık ocağı yaptırdık. Üyelerimizi teşvik ederek, Malatya’da neden ananızın ya da babanızın adına bir okul olmasın diye böyle büyük bir hizmet yapabildik. Malatya Eğitim Vakfına başkan olarak geldiğimde 200 öğrenci burs alıyordu ama ben bunu 1600 öğrenciye çıkardım. Malatya Eğitim Vakfı rahmetli Özal’ın kurduğu bir vakıf. Benim dönemime kadar 6 başkan başkanlık yapmıştı ama en başarılı başkanlardan biriydim.

Merve - Algül - Mustafa - Başdemir - Malatya - Kalegundem com

“Malatya’yı çok seviyorum. Biz oranın suyu, havası, ekmeğiyle büyüdük”

Mustafa Bey ticaret hayatınıza değinmişken hangi sektör kollarında hizmet vermektesiniz?

-Bizim şirketlerimizi aile şirketidir. 6 tane anonim şirketimiz var. Ben onursal başkanım, Adnan Başdemir yönetim kurulu başkanı, çocuklarımız da yönetim kurulunda çalışıyor. Biz inşaat, otomotiv, araç kiralama hizmeti, sigorta ve tekstil alanında bir grup şirketiyiz. 

Malatya’ya birçok yatırım yapıyorsunuz bunun sebebi nedir?

-Bunun sebebi, ben Malatya’yı çok seviyorum. Biz oranın suyu, havası, ekmeğiyle büyüdük. Bugün buralara geldik, paramız, pulumuz, imkânlarımız oldu ama orayı unutmamak gerekir. Malatya’ya 200 milyon dolarlık bir yatırım götürdüm. Bugün Malatya’da bir AVM var, ben öncü oldum. Bir beş yıldızlı otel var, ben öncü oldum ve aynı zamanda o otelin ortağıyım. Birçok markayı Malatya’ya götürdüm. Bu yüzden de Malatya’ya hizmetimiz artarak devam edecek.

Birçok farkı sektörde başarılı bir ivme yakaladığınızı görüyoruz. Bu başarınızı neye borçlusunuz? Başarı basamaklarınızı nasıl tırmandınız?

-Çalışmaya. Çok çalışıyoruz, çok çalışınca da çok başarılı oluyorsun. Kardeşimle beraber her gün sabah saat 07.00’de kahvaltımızı yapmış olarak evden çıkarız. Gece saat 10.00’da eve döneriz. 53 sene bu böyle devam etti. Ne tatil gördük, ne gezme gördük ama hep çalıştık, hep ürettik. Çalışmadan bu başarı elde edilmez. Ben Amerika’dan buraya bir firma getirdim, Enterprise. Türkiye’nin en büyükleri müracaat etmişti bir de ben etmiştim. Biyografimi koymuştum, bunun hayatı benim hayatıma çok benziyor çağırın gelsin demiş iş veren. Büyük para babaları alamadı bana verdi adam. Ben de başarılı oldum. Bu sene dünya birinciliğini aldım. Enterprise bu sene dünya birincilik ödülünü aldı. Biz profesyonellerle çalışıyoruz. Bizim üretimden sorumlu bir danışmanımız var. Paradan sorumlu bir danışmanımız var. Aileden sorumlu bir danışmanımız var. Bunların üçü bize yön veriyor. Öyle 24 saat işin başında beklemek yok onlardan geliyor bizler de onaylıyoruz. Ama dediğim gibi hangi iş olursa olsun, takip çalışmak ve boş vermemek. Bizim şiarımız şu; iş namustur, işini ihmal eden namussuzdur. Ben buna inanmış bir insanım, 75 yaşındayım. Ben işimi hayatımda boş vermedim, bu yaştayım yine boş vermedim. Oğlumdan önce işimin başına geliyorum. Onların yaşam tarzı bizimki gibi değil. Onlar rahatı gördüler rahat devam ediyorlar. Bunun için başarılı olmanın tek sırrı, tek çaresi; çalışmak, boş vermemek, plan ve programlı devam etmek.

“Bir kere sevmedikleri bir işi yapmayacaklalar”

Peki bu alanda ilerlemek isteyen gençlere tavsiyeleriniz neler?

-Bir kere sevmedikleri bir işi yapmayacaklalar. Sevdikleri işi yapacaklalar ve sevdikleri işe dört elle sarılacaklalar. O işin gereklerini yerine getirecekler. Yeniliklere müsaade edecekler o zaman başarı zaten kendiliğinden gelir. Severek bir işi yaptığın zaman başarılı olmaman için hiçbir sebep kalmaz ama sevmeden yapıyorsan o işte başarılı olmazsın. Başarının sırrı severek ve çalışarak yapmak. Gençlerin bugün önlerinde çok imkan var. Bazen bizim Kale’ye bakıyorum, İzollu Vakfı var. Gençler yetişiyor, avukat olanlar var, doktor olanlar var, hekim olanalar var. Gerçekten gurur vasileri. İzollu Vakfından burs alan bir öğrenci şu anda babamın okulunda müdür. Yine vakfın yetiştirdiği bir çocuk bizde avukat. Bunlar çok güzel şeyler, İzollu Vakfı Kale’ye çok güzel şeyler kazandırmış. Bir de öğrencileri başarılı ve aynı zamanda vakfı bırakmıyorlar. Mezun olduktan sonsa, işe sahip olduktan sonra, onlarda gelip orada bir öğrenciye burs ve destek veriyor. Bu bir kere böyle olmalı. Malatya Eğitim Vakfının bugün başarısız olmasının nedeni o öğrencilerin vakfa sırtını dönüp gitmeleridir. İzollu Vakfı bu nedenle başarılı çocuklar yetiştiriyor.          

Röportaj: Esmanur Kadak / Merve Algül

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

İzollu Vakfı geleneksel iftar yemeğinde buluştu

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.