34,9019$% 0.02
36,7793€% 0.29
44,5609£% 0.07
3.050,52%0,16
4.974,00%0,18
3519493฿%4.76406
Kale Gündem – Ankara Üniversitesinde eğitim alan Dinara Allanazarova, Kale Gündem muhabiri Hülya Koca’ya, Türkmenistanlı olduğunu ve Ankara Üniversitesinde Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde okuduğunu söyledi.
Türkiye’de yaşadığı süre zarfında bu büyüklükte bir felakete ilk kez tanık olduğunu söyleyen Allanazarova, “Böyle bir depremi ve felaketi hiçbir yerde görmedim. İlk olarak deprem bölgesindeki arkadaşlarımı aradım, iyi olduklarını gördüm. Her gün haberleri izleyince kötü haberler gelmeye devam ediyordu. Yemek yemeye, içmeye hevesim yoktu çünkü utanıyordum. Nasıl yardım edebilirim diye düşünüyordum. Öğrenci olduğum için elimden büyük bir şey gelmiyordu. Rektörlüğümüzde yardım kampanyası olduğunu, yardım tırlarının olduğunu, deprem bölgesine gönderildiğini ve bağış yapıldığını öğrendim. Elimden geldiği kadarıyla az da olsa bağış yaptım ve arkadaşımla birlikte tırlara koli yükledim.” dedi.
Deprem bölgesine giderek tercümanlık yapmak istediği fakat ailesinin kendisi için tedirgin olduğunu söyleyen Allanazarova, “Bizim fakültemizde Orta Asya dillerini bilen ve Rusça bilen tercümanlara ihtiyaçları olduğunu duydum. Deprem bölgesine gitmek istedim. Ancak burada ailem olmadığı için, kız olduğum için çok korktular. Zaten bende duygusalım fiziksel ve psikolojik olarak dayanıklı olmadığımı biliyorlar. Ailem beni çok iyi tanıyor. Oraya gidenlerin olanları canlı izlemeye hazır, donanımlı olmaları lazım. O yüzden annem, seni çok iyi tanıyorum, senin psikolojin orasını kaldırmaz, senin oraya gitmen sıkıntı çıkarmana neden olur, bizde çok üzülürüz, dedi. Bundan dolayı gitmeme izin vermediler. Şu anda gitmediğim için vicdan azabı çekiyorum. Rahat değilim bu konuda. Belki elimden gelen bir şey olabilirdi. Tercümanlık yapabilir enkazın altından kalanların çıkarılmasında yardım edebilirdim.” şeklinde konuştu.
Kendisini harekete geçiren duygunun insan olmak olduğunu belirten Allanazarova, “İnsan olan herkes bir şeyler yapmak ister. Keşke elimizden büyük bir şey yapmak gelseydi. Maalesef öğrenci olduğumuz için gelmiyor. Mahcubuz bu durumdan. Çocukları düşününce sıcacık battaniyede rahat uyuyamıyorsun.” diyen Allanazarova sözlerine şöyle devam etti, “Deprem olduğunda Türkiye’nin tek yürek olduğuna dair haberler yapılıyordu. Bunun doğru olduğunu düşünüyorum. Depremden de etkilendim ama en çok insanların yardımsever olmasını, hızlı bir şekilde yardım toplayıp paylaşmayı bilen bir millet olduğunu öğrendim. Diğer ülkelerin de Türkiye için yardım ettiğini ve üzüldüğünü görünce insanı çok duygulandırıyor. Genç kuşak olmasına rağmen öğrencilerin sabahtan akşama kadar ayakta, karda kışta yardım etmelerini izlemek insana biraz huzur veriyordu. Bu huzuru hissedebilmek için gidiyorduk oraya. İnsanlığın hâlâ ölmediğini hissettik biz.” dedi.
Deprem felaketinin ardından çevresindeki insanlara olan farkındalığının artığını belirten Allanazarova, “Öncelikle aklımdan geçen şey birilerinin kalbini kırdıysam ya da birilerine karşı öfkem varsa çok pişmanlık yaşadım. Bundan sonra elimden geldiği kadarıyla kimseye küsmeyeceğime söz verdim. Yakınlarımdan özür diledim. Dünyanın yalancı ve iki günlük olduğunu anladım.” ifadelerini kullandı.
Dınara Allanazarova depremin ardından birçok ülke gibi Türkmenistan’ında Türkiye’ye destek olmasını şu sözlerle anlatı: “Memleketimde, ölenlerin hatırına Aşkabat’ta taziye yemeğini dağıttığını öğrendim. Yardım kampanyaları için banka hesabı açılıp toplanan bağışların Türkiye’ye ulaştırıldığını duydum. Ülkem adına çok gurur duydum. Ayrıca ben Türkiye’de önceden deprem olduğunu veya deprem bölgesi olduğunu bilmiyordum. Halbuki 1999 böyle büyük bir deprem yaşanmış ama benim haberim olmadığı için ve beklenmemiş bir şey olduğu için çok büyük şok yaşadım. Son kez Türkiye’de geçmiş olsun, Ölenlere rahmet olsun, geride kalanlara Allah sağlık ve sabır versin.”
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi 4. sınıfta öğrencisi olan Mısırlı Ahmed Gado ise evde oturmadığı belirterek, “Bizim fakültemiz de yardım kampanyası düzenliyordu. Arkadaşımla birlikte orada paketleme işleri yaptık ve azda olsa bağış yaptım. Güneydoğu’daki insanlara yardım edebilmek için boş oturmak istemedim. Deprem bölgesine 3 TIR gönderilecekti. Malzeme çok olduğu için hep birlikte zincir yaparak paketleme yapılan yerden TIR’a kadar yardımları öyle taşıdık.” diye konuştu.
Kendisini harekete geçiren duyguyu tarif edemeyeceğini dile getiren Gado, “Hissettiğim şey bu deprem benimde başıma gelebilirdi. Benim başıma gelseydi ve insanlar bana yardım etmeseydi ben mahvolurdum. Bu yüzden yardım etmek istedim.” dedi.
Haber: Esmanur Kadak/ Hülya Koca
Malatya’da hasar tespit çalışmaları yeniden yapılacak
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.