UNESCO Dünya Mirası Listesine Alınan “Malatya Arslantepe Höyüğü” - Kale Gündem - Haberler - Son Dakika Haberleri - Malatya Kale İlçesi
DOLAR

35,6484$% 0.05

EURO

37,1501% -0.07

STERLİN

43,9992£% 0

GRAM ALTIN

3.148,65%0,25

ÇEYREK ALTIN

5.125,00%0,25

BİTCOİN

3769311฿%4.72341

İmsak Vakti a 02:00
Malatya KAPALI
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

UNESCO Dünya Mirası Listesine Alınan “Malatya Arslantepe Höyüğü”

5000 bin yıllık tarihi ile Göbeklitepe’ye kadar günümüz medeniyetinin başlangıç noktası olarak değerlendirilen Arslantepe Höyüğü…

Bu yıl yine bayram vesilesiyle bulunduğum memleketim Malatya’da daha önce 2013 yılında ziyaret ettiğim Arslantepe’yi tekrar gezmek görmek ve gelişmeleri müzeci, gözüyle tekrardan değerlendirmek istedim. Malatya kültürüne vakıf bir öğretmen arkadaşım olan Adem Bey ile birlikte gün ortasında Malatya’nın meşhur sıcağını göze alarak bizim eskilerin bir kısmının Aşağı Şehir, bir kısmının Eski Malatya dediği şimdilerde Battalgazi ilçemiz sınırları içindeki Arslantepe Höyüğünü ziyaret ettik.

Malatya’nın 7 kilometre kuzeydoğusunda, Fırat Irmağı’nın (Karakaya Baraj Gölü) batı kıyısı yakınındaki Orduzu Mahallesi’nde yer alan Arslantepe Höyüğü’nün girişinde bulunan iki aslan ve kral heykeli Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir. Bir kısım buluntular ise Malatya Kent Müzesi’nde sergileniyor. Açık hava müzesi girişinde bulunan mevcut reprodüksiyonlar sevgili dostum Malatya’mızın yetiştirdiği önemli sanatçılardan biri olan Heykeltıraş Cengiz Göğebakan tarafından yapılan Kral ve Geç Hitit Kapı Arslanları heykelleri girişte ziyaretçileri karşılıyor. Özel bir park alanı olmamakla birlikte aracımızı park edip miras alanına giriyoruz görevli nezaketle karşılayıp bizi gezi rotasına yönlendiriyor ve girişler ücretsiz.

Tarihi

Höyüğün Hititçe ismi “Malitiya” ve Asurca ismi ise Meliddu’dur. Kazılarda ortaya çıkartılan Geç Hitit dönemi aslan heykelleri sebebiyle “Aslantepe” adını almıştır. Şehir merkezinden höyüğe ulaşan caddenin sonunda vardığınızda boyutları 200×120 metre, yüksekliği 30 metre katmanlı kültür dolgusu olan tepeye ulaşıyorsunuz. M.Ö. 5000 yıllarından M.S. 11. yy. kadar yerleşim görmüştür. M.S. 5-6. yy’ler arasında Roma köyü olarak kullanılmış ve daha sonra Bizans Nekropolü (mezarlık) olarak yerleşimini tamamlamıştır. Arslantepe’de ilk kazılara 19330 ve sonrası Louis Delaporte başkanlığında bir Fransız ekip tarafından başlanmıştır. Özellikle kazı Geç Hitit tabakalarında yapılmıştır.

II. Dünya Savaşı’ndan sonra Fransız Arkeolog C. Schaeffer alanda birkaç derin sondaj açmışsa da sürekli kazılar 1961’de önce Salvatore M. Puglisi, sonra da Alba Palmieri başkanlığında Roma ‘La Sapienza Üniversitesi’nde  bir ekip tarafından devam edilmiştir. Palmieri’nin 1990’da ölümünden bu yana kazı başkanlığını yine aynı üniversiteden Marcella Frangipane sürdürmektedir.

Arslantepe’de yukarıdan aşağıya kadar yapılan kazılarda altı yerleşme ve kültür tabakasına rastlanmıştır. Yüzeyde İslami döneme ait kalıntılar, I. Tabakada Bizans-Roma Çağları, II. Tabakada Demir Çağının 2.yarısı, III. Tabakada Geç Hitit Dönemi, IV. Tabakada Hitit İmparatorluk Dönemi, V. Tabakada İlk-Orta ve Eski Tunç Çağı, VI. Tabakada ise Son Kalkolitik Dönemi temsil eden yerleşmeler, kalıntılar ve buluntular açığa çıkartılmıştır.

Höyükte yapılan kazılar sonucunda; M.Ö. 3300 -3000 yıllarına ait bir kerpiç saray, M.Ö. 3600 – 3500’lere ait tapınak, iki bini aşkın mühür baskısı, kaliteli metal eserler bulunmuştur. Elde edilen veriler göstermektedir ki o dönemde Arslantepe, aristokrasinin doğduğu ve ilk devlet şeklinin ortaya çıktığı resmi, dini ve kültürel bir merkezdir.

Çelik ayakları bulunan ahşap bir koruma çatısıyla ile örtülen höyüğe sağlı sollu tahıl ambarları olarak yapılmış kerpiç bir kompleks yapının uzun koridorundan geçerek yürüyor saray depoları ve depolardan oluşan odaları geziyor inceliyoruz. İnanılmaz bir yerleşim alanı gerçekten kanalizasyon yapısından tutunda saray tapınak kısımlarına kadar Anadolu’da oluşturulmuş ilk yerleşim alanı olmuştur.

M.Ö 5. bin yılın sonundan 4. bin yılın sonuna kadar olan zaman süresi içinde Malatya’nın bu bölgesi her ne kadar Yukarı Mezopotamya’nın bir parçasını oluşturmaktaysa da tam anlamıyla yerel özelliklerini yitirmemiştir. Özellikle 4. bin yılda Arslantepe Orta Fırat Bölgesindeki yerleşmeler içinde önemli bir yer tutmaktadır. Geç Kalkolitik Çağ’da yerel yüksek tabakalardan oluşan sınıfın, politik ve dinsel egemenliğinin yanı sıra ekonomiyi, ürün ve üretim idaresini ellerinde tutmaktaydı. Yöre su kaynakları bakımından zengin, dolayısıyla tarım için son derece uygun, ayrıca sık sık taşan Fırat Irmağı’nın taşkın alanı dışında kalması gibi ayrıcalıkları, Arslantepe’nin en azından M.Ö 5. bin yıldan Bizans Dönemi’ ne kadar kesintisiz olarak iskân edilmesinde önemli etkendir.

Saray

Antik bir yerleşim alanı olan Arslantepe’nin kazılarla ortaya çıkartılan kısımlarından anlaşıldığına göre farklı işlevleri olan ortak kullanım alanları olmak üzere kerpiçten yapılmış saray kısmı büyük yapı topluluğunun en önemli kısımlarından birisidir burada aristokrat bir yapının olduğunu, Anadolu’da ilk şehir devleti formunun oluşturulduğunu görebilirsiniz. Her bölümde Türkçe-İngilizce bilgilendirme panoları konulmuş kazı süreçleri ve merkeze dair bilgi ve bulgular detaylı bir şekilde anlatılıyor müzeciliğimiz adına bunlar çok önemli çünkü arkeolojik alanlar, müzeler bir anlamda beşeri bilginin kaynağı durumundadır. Bir bilgi merkezi bir öğrenim alanıdır.

Sarayın koridor duvarları baskı, motif ve duvar resimleri ile bezenmiştir. Binanın çeşitli bölümlerinde çok sayıda mühür baskısının bulunması, idari etkinliklerin bir yönetim organizasyon yapısının izlerini ortaya koymaktadır. Bir anlamda sistemli bir ürün ve mal depolama, dağıtma ve kayıt altına alma süreci belgelenmiştir.

Saray yapısında yük taşıyan sığırlar, sürücü figürleri ile arsenikli bakır alaşımlı, gümüş kakmalı kılıç, hançer gibi silahların yanı sıra yüksek ayaklı meyvelikler ve Mezopotamya tipli uzun vazolar da bulunmuştur. Ayrıca sarayın hemen yanında M.Ö. 2900’e tarihlenen önemli bir kişinin mezarı da ortaya çıkmıştır. Mezardaki zengin ölü hediyeleri ve mezarı kapatan taş kapak üzerinde bulunan kurban edilmiş 4 genç insan cesedi, bu mezarın bir kral mezarı olduğunu düşündürmektedir.

C Tapınağı

C Tapınağı Arslantepe’nin en üst noktasında bulunan dini bir yapı oluşturulmuştur. Aristokrat kişilerin evlerinin etrafına yerleştiği bilinen bu tapınak alanı kil ve sal taşlarından oluşan bir zemin üzerine üç parçalı bir yapı olarak inşa edilmiştir. Orta kısımda nişler ve duvar bezemelerine sahip büyük salon ve iki tarafındaki küçük odalardan oluşan tapınak bölgesi dört kapı ile diğer kısımlara bağlanmakta olup bu alanda 1000’den fazla eser ortaya çıkartılmıştır.

B Tapınağı

Tepede zirveye yakın noktada oluşturulan B Tapınağı kısmı küçük bölümlerden oluşan C Tapınağına oranla daha küçük yapıdır. Çok amaçlı kullanılan B Tapınağı, halkın gündelik ihtiyaçlarının karşılandığı bir alan olarak da kullanıldığı bilinmektedir. Dışarıya bağlantısı iki pencereyle olan İki parçalı olarak inşa edilen B Tapınağında sunak ve ocak da mevcuttur.

A Tapınağı

Arslantepe Höyük oluşumu içerisinde yapımı geç döneme ait olduğu tespit edilen A Tapınağı B Tapınağına benzer nitelikte inşa edilmiş olup kullanım biçimi anlamında dini törenlerin dışında da çok amaçlı kullanıldığı, beyaz ve kırmızı boya ile bezemelerin yapıldığı özel bir alandır.

Arslantepe’de Erken Tunç Çağı M.Ö. 2700-2500’nin başlangıcında Torosların kuzeyinde kalan bütün bölge Erken Tunç I’deki etkileri hâlâ süren Suriye- Mezopotamya kültüründen kopmuş, Doğu Anadolu-Trans Kafkasya kökenli geleneklere dayanan özgün ve nicelikli bir kültür ortaya koymuştur. M.Ö. 3000 yılının ikinci yarısında Erken Tunç III (M.Ö 2500-2000)’de bölgede yerel kültüre dayanan ve Anadolu’nun kentleşme geleneğine uygun bir yerleşme düzeninin yanı sıra surlarla çevrili kentlerin inşa edilmesine yol açan yeni bir süreç başlamıştır. Arslantepe ’deki bu yerleşme Erken Tunç II’nin teraslar üstündeki geniş odalı, büyük evlerini kullanmayı sürdürmüş ancak tepenin yamacından aşağıya doğru gelişmiştir.

M.Ö. 2000 yılında Arslantepe, Fırat Nehrine genişleyen Hitit İmparatorluğu’nun Melidia-Meliddu adlı şehri olur. Bu yerleşim tepenin kuzey-doğu yamacına açılan şehir kapısı ve avlusuyla Orta Anadolu Hitit kentlerine benzeyen, etrafı toprak surlarla çevrili bir Geç Hitit şehri olarak kullanılmıştır.

Buluntular

Dünyanın ilk savaş araçları olarak kabul edilen dört bin yıla tarihlenen bakır, gümüş altın gibi madenlerle özel alaşımlardan yapılmış kılıçlar, mızraklar, savaş aletleridir. Saray kazılarında ortaya çıkartılan 6000’den fazla mühür baskı ve aparatların bulunması buradaki ilk devlet ve bürokratik yapının ne denli güçlü olduğunu göstermekte olup halen eserler Malatya Müzesi’nde sergilenmektedir.

Arslantepe Evleri Rekonstrüksiyonu

Açık hava müzesi girişinde yapılmış höyük civarında M.Ö. 2900-2800 evlerden birinin rekonstrüksiyonu yapılmış ben bütün kültür yapısını gördükten sonra bu evi gezmeyi tercih ettim. Nişli takalı odalar ocaklık yapıları aydınlatma pencereleri ile dönemsel ev yapısı canlandırılmış özellikle höyük ziyareti sonrası algı bakımından sivil mimari örneğini çok daha anlaşılır kılmaktadır.

Arslantepe’deki kazılara Prof. Dr. Marcella Frangipane başkanlığındaki İtalyan Kazı Heyeti tarafından halen yürütülmektedir. Arslantepe höyüğüne dair en önemli figürler olan Geç Hitit Kapı Arslanları,   Kral Tarhunza Heykeli ve diğer ortostatların imitasyonlarının girişte sergilenmesi miras alanını ziyaretçinin belleğine yerleştirilmesi bakımından çok önemli bir çalışma olmuş.

Kültür ve Turizm Bakanlığımızın başvurusu ile 2014 yılında Türkiye adına 13’üncü kültürel miras alanı olarak UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası geçici listesine alınan Malatya Arslantepe höyüğü 26.07.2021 tarihinde 44. Dünya Miras Komitesi toplantısında alınan kararla UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine alındı. Ülkemizin en önemli kültürel mirasından olan bu höyüğün korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması kalan çalışmaların tamamlanması ve yeni keşiflerin yapılması noktasında çok önemli bir adım olduğunu belirtmeye gerek yok şehrimize ülkemize hayırlı olsun.

Anadolu’nun en güzel şehirlerinden biri olan Malatya’mıza yolu düşen düşmeyen herkesi başta Arslantepe Höyüğü olmak üzere şehrimizin bütün tarihi ve kültürel merkezlerini görmeye davet ediyoruz. Önemli bir hatırlatma olarak ziyaret için bizim gibi zorunlu değilseniz sıcak yaz  günleri yerine ilk bahar ya da sonbahar mevsimleri en uygun zamandır diye düşünüyorum. Miras alanında dikkat edilmesi gereken kurallar çok önemli kültürel mirasımızın korunması için mutlaka uyulması gereken kurallar bunlar. Bırakın şehir ve ülkeyi dünya tarihi açısından çok önemli bir yer olan bu kültürel miras markamızın  tanıtımı noktasında yeterli olduğumuz kanaatinde değilim. Gerek bakanlığımız gerekse Battalgazi ve Malatya Büyükşehir Belediyelerimiz şehir içinden başlayarak Arslantepe Höyüğüne   kadar  olan güzergaha görünür şık yönlendirme  tabelaları, görsel tanıtım noktaları oluşturulabilir. Bu büyük mirasın günümüzdeki sahipleri olarak korumak yaşatmak ve tanıtıp gelecek kuşaklara aktarma sorumluluğumuz var bu anlayışla herkesi dünya tarihi açısından çok önemli bir yerleşim merkezi olan Arslantepe Höyüğünü herkes görmeli…

Salih Doğan

 

Kaynakça:

https://battalgazi.bel.tr/s/tarihi-eserler

https://kvmgm.ktb.gov.tr/TR-93763/arslantepe-arkeolojik-alani-malatya-2014.html

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir. Kale Gündem Gazetesi’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Almatı Halk Müziği Enstrüman Müzesi

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.