Salih Doğan yazdı: “Mardin Müzesi (3)” - Kale Gündem - Haberler - Son Dakika Haberleri - Malatya Kale İlçesi
DOLAR

32,5038$% 0.08

EURO

34,7826% -0.12

STERLİN

40,2943£% -1.04

GRAM ALTIN

2.496,26%0,50

ÇEYREK ALTIN

4.252,00%0,18

BİTCOİN

2065482฿%1.08371

Öğle Vakti a 12:31
Malatya KAPALI 18°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Salih Doğan yazdı: “Mardin Müzesi (3)”


Mardin Müzesi: Tarihi  şehrin meydanında yer alan müze 1895 yılında Antakya Patriği İgnatios Behnam Banni tarafından ‘Süryani Katolik Patrikhanesi’ olarak yaptırılmış bir yapıdır. Doğu kısmında Meryem ana kilisesi mevcuttur. Kapalı olduğu için çok istememize rağmen gezemiyoruz. Müze binasını, Bakanlık, Süryani Katolik Vakfından satın almış ve 2000’de müze olarak hizmete açmış. Müze binası geleneksel Mardin mimarisi ile evlerde uygulanan U planlı ve üç katlı karakteristik Mardin mimarisi olarak inşa edilmiş. Asurlulardan, Bizans’a, Artuklulardan Osmanlı dönemine uzanan periyotta yer alan ve Mezopotamya uygarlıklarına dair seramik eşyalar ve taşlar sergilenmektedir. Girişte bir arkeoparka da sahip olan müze; eğitim salonları, sanat galerisi, bir ihtisas kütüphanesi ve bir de restorasyon ve konservasyon laboratuvarına sahip bu şehrin olmazsa olmaz görülmesi gereken mekânlarından…

Suphi Ustanın Telkâri Atölyesi: Müze ziyaretinden sonra Hüseyin’in önerisiyle Telkâri zanaatının son iki Süryani ustasından biri olan Suphi Hindi Yerli beyin atölyesini ziyaret ediyoruz. Hakikaten samimi sıcak ve güler yüzlü bir insan. Bizi olanca misafirperverliği ile karşılıyor. Çay ikram edip koyu bir sohbete dalıyoruz Telkâri sanatının geleceğinden endişesinden tutun da turizmin yok oluşuna kadar, başka ülkelerden aldığı cazip teklifleri reddedişini ve her şeye rağmen kendi memleketinde sade bir yaşamı tercih edip bu sanatın yok olmasına direnen bir ustamız. Mahir ellerinden çıkmış bir telkâri ürünü satın alıp hoş sohbeti için teşekkür ederek ayrılıyoruz.

Sultan Sofrası: Vakit öğleyi çoktan geçti, gençlerden ses yok lakin Geleneksel Mardin mutfağının tadına bakma vakti geldi diye düşünüyorum. Bu geleneksel mutfak yemeklerini yiyebileceğimiz söylenen sultan sofrasına geçiyoruz. Mardin manzaralı cam kenarına oturuyoruz. Gençler döner söylüyor ben ise bir Mardin tabağı istiyorum. İçinde; tava kebap, Mardin pilavı ve etli ekmek bulunan bu nefis tabak, yöresel yemeklerin hepsinden tattığımız bir deneyim oldu. Aç olmama rağmen tabağı tüketmekte zorlandığımı söylemem gerek…

Kız Meslek Lisesi: Cumhuriyet caddesinde yer alan tarihi Kuyumcular Çarşısı’nın ortasından geçerek sol tarafta bulunan kız meslek lisesi olarak kullanıldığını gençlerden öğrendiğim bu taş yapıyı görmek istiyorum. Taş kapısı hakikaten kullanılan Türk motifleri ve taş işçiliğinin zirvesi bu yapı, terasından Cami-i Kebir’i ve Mardin Panoramasını görmek mümkün. Mutlaka görülmeli diye düşünüyorum…

Cumbalı Ev: Farklı mimarisiyle Mardin’de iki tane olduğu bilinen Cumbalı Mardin evinin en önemlisi olan 19’uncu yüzyılda da Ermeni Mimarbaşı Lole Serkiz Gizo tarafından eşrafın ileri gelenlerinden İsmail Efendi için konak olarak yapılmış olan bu ev üçgen alınlıklı pencere ile rönesans üslubunu yansıttığı gibi kemerli pencereleri bordür bezemelidir. 3 katlı ve ahşap çatılı olarak inşa edilmiştir. Üst katta ise şu an restoran kafe olarak kullanılan eyvana açılan  cumbalı oda ile baş oda olmak üzere iki odadan oluşup arka tarafta kubbeli aydınlık bir hamam inşa edilmiştir. Ayrıca tavan mimarisi ahşaptan olup farklı bir estetiği mevcuttur. Harika bir mekân. Görülmeye değer…

Mardin Ulu Camii: Anadolu’nun bilinen en eski camilerinden birisidir. 6 payanda üzerine oturtulmuş olan kubbesi ile bütün mekana hakimiyetini hissettiriyor. Cami üzerinde, ilki XI. Yüzyıla ait Selçuklu, Artuklu, Akkoyunlu ve Osmanlı üsluplarında 16 kitabe bulunmaktadır. Başlangıçta iki minaresi bulunan caminin, günümüze ancak doğu minaresi ulaşabilmiştir. Bu minaresi, Artuklu Hükümdarı Kudbeddin İlgazi zamanında inşa edilmiştir (1176). Doğunun en güzel ibadet mekanlarından biri olan Mardin Ulu Camii, medeniyetimizin mimarisinin en önemli göstergelerinden biri olarak tarihi ihtişamını sürdürmektedir…

Mardin Kalesi: Şehir siluetinin yegâne omurgasını oluşturan dağın zirvesinde bulunan Mardin Kalesi, 10. yüzyılda Hamdaniler tarafından inşa edilmiştir. 1 kilometre uzunluğunda, 30-150 metre genişliğinde, doğal kayalar üzerine inşa edilmiş olan kaleyi çok merak ettiğim bir mekan olmasına rağmen ziyarete kapalı olduğunu Furkan’dan öğrenmek birazcık içimi burkuyor…

Cadde boyunca Mardin’e dair dikkatimi çeken fırında kızartılmış peksimet ekmeği, güzel kokulu bıttım sabunu ve daha birçok çeşit sabunun yanında ayrıca daracık sokaklarda taşımacılık için kullanılan eşeklerin de farklı bir figür olarak şehre kattığı renk dikkatinizi çekebilir. Kuyumculuk altın ve özellikle Mardin’i dünya markası haline getirmiş gümüş telkâri ziynet ve süs eşyaları işçiliği özellikle el yapımı gümüş bilezikler yoğun olarak tercih ediliyormuş. Fakat bugünlerde ne yerli ne yabancı turist hiç kimse yok. Konuştuğumuz birçok esnaf kapatmak zorunda kalacaklarını söyleyince üzülüyoruz lakin yapacak başka bir şey de yok gibi…

Bu arada genç rehber dostlarım, bir kitap kafeden bahsediyorlar, ‘orayı da mutlak görün,  farklı bir tarzı ve otantik bir mekân’ diye ısrar ediyorlar. Yolumuzun üzerindeymiş. Fırsat olursa uğrayıp göreceğiz.

Mardin’in Meşhur Güvercinleri: Mardin şehir kültürünün önemli sembollerinden biri de şüphesiz güvercinlerdir. İddia o ki ben de gençlerin yalancısıyım; dünyada 100 kilometre hızla 15 saat boyunca uçabilen ve takla atabilen tek güvercin cinsi Mardin de bulunuyormuş. Diğer taraftan bu güvercinler, Mardin taş mimarisi ile hakikaten özdeşleşmiş bir figür haline gelmişlerdir. Eskiden beri de evlerde güvercin besleniyormuş. ‘Tabi şimdi eskisi kadar olmamakla birlikte’ diye ekliyor Hüseyin…

Not: Yazının dördüncü kısmı haftaya yayımlanacak.

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir. Kale Gündem Gazetesi’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Ahmet Aytaç yazdı: “Millet İttifakı’nın seçim vaatleri”

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.