Kale Gündem – Obezite önemli bir halk sağlığı problemi olarak artarak devam etmektedir. Şeker, kalp hastalıkları, tansiyon gibi kronik hastalıkların görülme riskini, morbidite ve mortalite oranlarını arttırmaktadır. Bireyler kilo problemini aşmak adına çeşitli diyet tarzları deneyimlemektedirler. Bunların çoğunluğu kısa sürede sonuç vadeden hızlı zayıflama yollarından ibarettir. İnsanların az çaba ile hızlı kilo kaybı istekleri sonucu şekillenen bu popüler diyetler birçok sağlık problemini de beraberinde getirmektedir.
İnternetten diyet ya da zayıflama kürleri arayışı yaygın bir davranıştır. Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre, yetişkin bireylerin yaklaşık % 60’ı internetten sağlık bilgisi araştırması yapmaktadır. İnternetteki diyet, beslenme, vitaminler ve besin destekleri ile ilgili bilgiler, insanların interneti kullanmasının en yaygın nedenlerinden biri olarak sıralanmaktadır. Bilimsel bir temeli olmayan, hızlı kilo verdirme amaçlı, tek tip besin ögesi içeren diyetler ticari amaçla popüler hale gelmektedir.
Son dönemde Hollywood diyetini uygulayan bir sanatçının karaciğer yetmezliğine kadar gittiğine yönelik haberler okuduk. Hollywood diyeti fazla miktarda meyve ve sebze tüketimine dayanıyor olsa da yalnızca sebze ve meyvelerden oluşan bir diyet, optimum sağlık koşullarını sürdürmemiz için ihtiyaç duyduğumuz tüm besin ögelerini sağlamamaktadır. Tek bir sebze veya meyvenin tüketildiği bir diyet, bireylere ihtiyacı olan besin ögelerinin tamamını sağlayamaz.
Tek tip beslenmede, besin gruplarından yeterli ve dengeli alınmadığından daha çok su ve kas kaybı olarak karşımıza çıkmakta bu da vücut direncinin düşmesine sebep olmaktadır. Yetersiz vitamin ve mineral alımı sonucunda da saçlar dökülmeye, tırnaklar sertliğini kaybederek kırılmaya, cilt kurumaya, gözlerin altında koyu halkalar görülmeye başlar, metabolizma hızı düşer ve uzun dönemde yediklerimizi daha zor yakar hale geliriz.
Düşük karbonhidratlı diyetler kan şekeri düşmesi, baş dönmesi, baş ağrısı, uykusuzluk, bulantı, susama, güçsüzlük ve yorgunluk gibi yan etkileri doğurmaktadır.
Düşük kalorili detoks diyetleri ise laksatif etki ile kilo kaybını sağlamaktadır. Detoks diyetlerinin başlıca sağlık riskleri aşırı kalori kısıtlaması ve beslenme yetersizliği ile ilgilidir. Enerji kısıtlaması, hipotalamusta bazı değişikliklere neden olarak iştahı arttırır ve metabolik hızı azaltır. Bu değişiklikler kaybedilen vücut ağırlığının geri kazanımına neden olmaktadır. Bununla birlikte kalori alımını aşırı kısıtlamak strese neden olabilir. Aşırı stresin kortizol düzeyini arttırarak iştahı uyarması ve böylece vücut ağırlığı kaybını zorlaştırması da mümkündür. Sebze ve meyve sularından oluşan detokslar böbreklerde oksalat birikimine sebep olur. Normal böbrek fonksiyonuna sahip bir bireyde bile 10 günlük oksalat açısından zengin bir sebze ve meyve suyu diyeti, geri dönüşümsüz son dönem böbrek hastalığına neden olabilir.
Bu kadar büyük sağlık riskleri söz konusu iken kilo vermek uğruna popüler olan her şeyi denemek sağlığı hiçe saymaktan başka bir şey değildir.
Obezitede beslenme tedavisinde listeler kişinin cinsiyetine, yaşına, boyuna, kronik hastalıklarına, kan tahlil sonuçlarına göre uzman bir diyetisyen tarafından kişiye özel belirlenmelidir. Sağlıklı kilo kayıpları bu kişiye özel hazırlanan diyet programları ve fiziksel aktivite düzeyinin artışıyla desteklenerek sağlanmalıdır. Popüler diyetlerin sağlık açısından olumsuz etkileri net olarak bilinmeli ve uygulanması için bilimsel olarak kanıt olmadığına ilişkin bireyler bilgilendirilmelidir.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir. Kale Gündem Gazetesi’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
05:00
News
Yazarlar
Yazarlar
Yazarlar
Yazarlar
Yazarlar
Yazarlar
