Gazetemizin Temmuz sayısı ekonomi sayfası için inşaat sektöründe çalışmalarıyla takdir toplayan aynı zamanda Malatya İzollulu Remzi Aytekin ile röportaj gerçekleştirdik. BİOS YAPI’da ekibimizi ağırlayan Remzi Aytekin, kendinden ve çalışmalarından bahsetti. İzollulu hemşehrihleri ile birlik ve beraberliğini koparmadığından söz ederek güzel dileklerini iletti. İşte detaylar.
Remzi Bey, öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Ben 1974, Malatya İzollu Kale ilçesi Kesrik köyünde, Abdullah Aytekin’in oğlu olarak 5 çocuklu bir ailede dünyaya geldim. Şuan da evli ve üç çocuk babasıyım.
İnşaat sektöründe uzun bir tecrübeye sahipsiniz, bu sektörde çalışmalarınız nasıl gidiyor? BİOS Yapı’nın kuruluş hikayesi nedir?
Malum bizim Malatya İzollu’lu denilince ilk olarak insanların aklına gelen ya tekstilci ya da ayakkabıcı/derici olması. Biz de yıllarca aynı şeyleri yapmaktansa biraz daha aykırı ve değişik bir şeyler yapalım dedik. Böylelikle ilk 2007 yılında inşaat sektörüne girdim. 2007 yılında inşaat sektörüne girdiğimde depremden yeni çıkmıştık. Türkiye’nin, özellikle İstanbul’un nitelikli yapılara çok ihtiyacı vardı. Elhamdülillah, Allah bir kapı açtı. Alanımızda başarılı çalışmalar yaptık. Daha sonra 2013-2014 yılında halkımızın kentsel dönüşüm dediği, fakat bizim meslekte ise yerinde dönüşüm adı altında, yani yapıları-meskenleri yerinde dönüşüm şeklinde, bir çığır açma kapısı oldu. Özellikle de 2014’te emlak konutunun bu işteki öncülüğüyle. Ben de 2015 yılında projelerimin müellifliğini yapan bir arkadaşla birlikte, kentsel dönüşümden değer alabilmek için BİOS YAPI’yı kurdum. BİOS YAPI’nın isminin ilginç bir hikayesi var. Niyetlendiğimizde 2014-2015 yılıydı. Arkadaşımla birlikte oturuyorduk ve onun bilgisayarına format atıyorduk, bir yandan da ismini ne koyalım diye düşünüyorduk. A firması, B firması, C firması diye konuşurken ve bilgisayara da format atarken altta BİOS kuruluyor yazıyordu. Kulağıma bir an çok hoş geldi. Biz de yeni bir firma kuruyorduk, böylelikle BİOS ismi buradan çıktı. 2015 yılında kentsel dönüşüm ve yerinde dönüşüm şeklinde bu firmayı kurdum. Aynı zamanda diğer taahhüt ve kat karşılığı işlerimde devam ediyor diğer firmalarımla. İnşaat sektörüne böyle girmiş olduk.
BİOS YAPI’ya ait sosyal sorumluluk projeleri var mı?
Aslında sosyal sorumluluk dediğimiz mesele firmaya ait bir şey değil. Biliyorsunuz firmalar devletler gibidir. Ete kemiğe bürünmez. Firmaların bir hiyerarşik yapısı olur. Aynı devlet gibi, karşısında bir muhatabı bulunmaz. Muhatap, orayı sevk ve idare edendir firmalarda. Doğal olarak firmaların sosyal sorumlulukları kişiye göre şekillenir. Burada ben de tabi sosyal sorumluluk projeleri adı altında pek çok STK’de ve Türkiye’nin pek çok yerinde farklı alanlarda, farklı mecralarda faaliyetler gösteriyorum. İnsana, insanlığa ve insanımıza hizmet etmek için elimden geleni yapıyorum.
Geleceğin en önemli sanayi ve ticaret komplekslerinden biri olacak İSTMALL hakkında bilgi verir misiniz?
İSTMALL Projesi, isminden anlaşılacağı üzere İkitelli Sanayi Ticaret Alışveriş Merkezi. İSTMALL Toplamda 120 bin m² kapalı alana sahip, alanında tek olan Türkiye’nin ilk karma projesi. İnsanlara alışveriş merkezi dendiğinde akla ilk gelen şey tüketmek. Bugün örneklerini görebildiğimiz Avm’lere gittiğimizde günlük 40-50 bin kişinin içeriye giriş yaptığı, bunlardan da 5000 kişinin 200-300 liralık alışveriş yapıp, çılgınlar gibi tüketim yaptığı mecraları görmekteyiz. Bizimki bundan çok aykırı. Yani taban tabana zıt. O yüzden diyoruz ki “Biz tüketim değil üretim Avm’siyiz.” Karma dediğimiz şey, projemizi üç ana başlıkta topluyoruz. Burada birinci etabımızda 6 metre tavan yükseklikli, mukavemetli sanayiye uygun ticaret imalathanelerimizin ve fabrikalarımızın bulunduğu 50 bin m²de toplam 55 tane bağımsız fabrikanın bulunduğu üretim bantlarının kurulu olduğu yerlerimiz mevcut. Bunun üzerine 130 tane mağazanın bulunduğu altta üretilen malların, pazarlama ve satışının yapıldığı, showroom’ların bulunduğu, insanların ürettikleri malları pazarlayabilecekleri mağaza bölümlerinin olduğu üç kattan oluşan kısım, ikinci etap. Sanayici üretti, pazarladı, bunu sevk ve idare etmesi gerekiyor. Bu sebeple üçüncü etabımız insan kaynakları, muhasebe, personelin ve misafirlerin ağırlanabileceği patron kulelerimiz yani homeoffice katlarımız. Aynı zamanda çalışan arkadaşlarımızın, paydaşlarımızın ve iş sahiplerimizin yeme, içme ve diğer sosyal aktiviteler yapabileceği, yaklaşık 6 bin m² peyzaj alanının bulunduğu sosyal donatılarla niteliklendirilmiş bir üretim Avm’si yapıyoruz. Aslında ben buna sanayide devrim diyorum. Çünkü biz bir endüstriyel Avm yapıyoruz. Alanımızda ilk dediğimiz bu zaten. Avm dendiğinde insanların aklına sadece alışveriş yaptığı yer geliyor, biz burada üretiyoruz bu yüzden Endüstriyel Avm diyoruz. Bizler Malatya Kaleliler, yaptığımız her işte mümkün olduğu kadar alanımızın en iyisi olmak için gayret ediyoruz. Allah bizlere ilim veriyor, feraset veriyor bizler de bunu sadece tatbik ediyoruz.
İzollu için neler söyleyebilirsiniz? Kale Belediyesi’nin çalışmalarını takip ediyor musunuz?
İzollu bizim yüreğimizde her zamanki hasretimiz, evimiz. İbn Kayyim el-Cevziyye’nin çok güzel bir sözü var; Bütün her şey başladığı noktaya dönmek üzere programlanmıştır. Bu sözü ben çok önemsiyorum. Ben İzollu doğumluyum ve Kesrik köyündenim. Her birimiz İstanbul’a geldikten sonra, ben burada ikinci jeneriğim babam gelmişti bizden önce, zamanın zorunlu ekonomik göçlerinde büyüklerimiz İstanbul’a o zamanın mevcut şartlarına göre gelmişlerdi. İkinci jenerik olunca işimiz ve Türkiye’nin şartları gereği ülkenin ve yurt dışının bazı yerlerine her birimiz gittik, gördük. Çok daha başka coğrafyalar gördük ama ben bunların hiçbirini Malatya’nın Kesrik köyüne değişmem. Kesrik, Kale merkezden 4 km daha tepede, evime yol dahi gitmiyor ama yine de tutkuyla seviyoruz. Yüreğimizin bir kanadı hep o tarafta atıyor.
Murat Bey çok başarılı işler yapıyor. Biz Malatya Merkez Mahallesinden ayrılıp Kale ilçesi olduktan sonra geçen süreçte bir merkez yapılanmamız yoktu. Hatta bir tane anekdot anlatayım, bir tane yakın arkadaşım vardı. Kendi memleketine giderken; “Remzi abi ben bu sefer İzollu’da duracağım, sen bu kadar methediyorsun. İzollu’da bu sefer mutlaka duracağım, bir bakacağım.” Diyordu. Aşağı yukarı üç yıl İzollu’nun merkezini arayarak Kömürhan Köprüsünü geçti. Çünkü bir merkezimiz yoktu. Bazen bizlere şer görünen pek çok şeyde Allah hayır gizlemiştir. Deprem afetinin şer hali, Malatya’nın İzollu ilçesi için belki de bir rahmete dönüştü. Bir merkez yapılanması Murat Bey’in öncülüğünde oldu. Sayın Belediye Başkanımıza ben bu noktada çok takdir ederek teşekkür ediyorum. Ve çalışmalarının da devamını bekliyorum.
Sizi ayrıca İzollu Vakfı ailesinden aktif olarak tanıyoruz. İzollu için yaptığınız çalışmalardan ve nelere katkı sağladığınızdan bahseder misiniz?
İzollu Vakfı Türkiye’nin sessiz sedasız pek çok iş yapan vakıflarından bir tanesi. Adnan Bey, Vedat Bey, Ali Bey gibi ismini şuan zikretmediğimiz pek çok kıymetli başkanlarımız, Türkiye’nin zor şartlarında özellikle İzollu’nun zor şartlarında büyük bir özveriyle bundan 25-30 yıl önce kurdukları bir vakfı şuanda da öğrencileri kendi öz evlatları gibi büyüterek emek verip bir yere getirmiş durumdalar. Bizler sadece oradan o manevi hazzı yaşama, o manevi kokuyu duyma, insanların yanında bulunma, onların tecrübelerinden istifade etme görevine layık olabilirsek ne mutlu diye bakıyorum ben. Çünkü orada İzollu için gerçekten çok büyük çalışmalar var. Özellikle Adnan Bey’in, Vedat Bey’in, Kadir Bey’in, Ahmet Başkanımızın ve diğer geçmiş başkan arkadaşlarımızın, dostlarımızın ve ben de dahil, kendi evlerimize ayırdığımız süre kadar zaman ayırıyoruz. Çünkü bura bizim yerimiz. Bu sene malum olduğu üzere biliyorsunuz pandemi döneminde özellikle bir araya gelemedik gençlerimizle. 450 tane bursiyerimiz var ortalama. Bu 450 tane çocuğa tek tek dokunmak, onlara yanında olduğunu hissettirmek ve onların da mezun olduktan sonra buraya öz veri ile bağlanmalarını sağlamak bizim için bir servet. Parayla ölçülemez. Maddi karşılığı olamaz. Çünkü bildiğimiz üzere Adnan Başkanımızın özellikle bize hep telkin ettiği sözü var; “İşi sıkı tutalım.” Biz İzollu’da işi sıkı tutmak zorundayız çünkü İzollu’nun çok kıymetli değerleri var. Bu değerleri su yüzüne çıkartmamız lazım. Alanında gerçekten öncü olacak, alanında başarılı olacak çok güzel gençler mezun ettik. Ben de bu anlamda İzollu Vakfı’nda hizmet etmeye çalışıyorum. Elimden geldiği kadar. Ve Allah ömür verirse devam etmeye de çalışacağım. Bu bir bayrak yarışı. Benden sonra benim çocuklarım devam edecek inşallah.
İstanbul’da yaşayan İzollu’lar ile iletişimde misiniz?
Tabi iletişimdeyiz, zaten ben burada BİOS YAPI’da özellikle İSTMALL Avm projesinde yanımda paydaşlarım, çözüm ortaklarım olarak yanımda dört tane İzollu var. Onun da dışında köyümün derneğine her zaman gidip gelirim. Ve diğer çevre köylerin de dernekleri ile zaman ve imkan buldukça bir de pandemi şartları müsaade ettikçe bireysel çabalarla bir araya geliyoruz. Tabi ki iç içeyiz.
Bu yoğun temponuzda Kale Gündem’e vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz. Son olarak okurlarımıza söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Ben size çok teşekkür ederim. Başta aslında bir şey söyledik; Allah’ın şer dilediğinde hayır, hayır dilediğinde şer çıkar. Özellikle depremle birlikte Kale evrim geçiriyor, şu anda bir oluşum içerisinde. Kalenin nüveleri yani ilk tohumları atılıyor. Kale Gündem’de bu nüvelerin bence en güzel meyvelerinden bir tanesi. Sizi ve Halil Bey’i takdirle karşılıyorum. Artık öyle bir çağa gelmişiz ki dünyayı eskisi gibi makro gibi görme bir lüksümüz yok. Biz her şeyi mikro görmek zorundayız. Çünkü her şey dijital çağla birlikte elimizin altında. İnsanlar köylerine dergi çıkartıyor, insanlar köylerine gazete çıkarıyor. Bizimki koskoca bir ilçe. Ve arkasında böyle bir vakıf var. Tabi ki böyle bir gazetenin çıkması çok önemli. Ben takdir ediyorum. Ve üzerime de burada düşecek ne varsa her zaman hazır olduğumu söylüyorum.
02:00
News
Ekonomi
Ekonomi
Ekonomi
Ekonomi
Röportajlar
Gündem
EKONOMI
EKONOMI
