34,9527$% 0.17
36,7136€% 0.25
44,2490£% -0.02
2.998,33%-0,26
4.930,00%-0,12
3506311฿%-0.09696
Ülkemizde 32 yıldır yaşayan bir Japon deprem uzmanının sözlerinden bu başlığı çıkardım. Şöyle diyor Japon deprem uzmanı Moriwaki: “Biz de sizin gibi Allah’a dua ediyoruz ama önce tedbir alıyoruz.” Bizdeki en büyük eksikliği bir Japon deprem uzmanından öğrenmemize gerek yok aslında. Bizim de deprem uzmanlarımız var ve yıllardır uyarıyorlar ama politikacılar günlük çıkarlarını düşündüğü için tedbir almak zorlaşıyor.
Bence değil. Aksi halde yaratıcının adaleti sorgulanır. Yoksulluk da kader değil. Çünkü yaratıcı Kuran’ı kerimde şöyle buyurur: “Şüphesiz her insana kendi emeğinden başkası verilecek değildir.” (Necm Suresi – 39) O halde bize düşen yaptığımız yapıları en iyi şekilde yapmaktır. Ona rağmen doğal afetlere karşı çaresiz kalıyorsak o zaman teslim olalım. Kimsenin de buna itiraz edeceğini sanmıyorum. Ama bir şehirde binaların yarısı yok olurken diğer yarısı hiç etkilenmiyorsa bu kader ile geçiştirilemez.
Biraz fazla kazanmak için insanların canını hiçe sayanların sorumluluğu elbette vardır. Ve bunlar adalet karşısına çıkarılmalı, gereken cezayı almalıdır. Günlerdir yağma görüntülerini izliyoruz. Yağmacılara karşı acımasız davranan devlet erkinin, onca insanın hayatını kaybettiği depreme dayanıksız yapıları inşa eden kişiler hakkında da tavrını sergilemesi gerekir. Aksi halde bir deprem bölgesi olan ülkemizde her depremde aynı manzaraların yaşanması kaçınılmaz olur.
Dünyanın birçok ülkesinden arama kurtarma ekipleri ülkemize geldi. Politikacıların sürekli olarak düşman dediği İsrail de buradaydı, Yunanistan da. Ermenistan bile geldi. Ve onlar enkaz altından çıkardıkları her bir insanımız için gözyaşı döktü. Ama benim dikkatimi başka bir şey daha çekti. Özellikle İsrail ve İngiliz kurtarma ekipleri çok profesyonel çalıştılar. Bir anlık duygu yoğunluğuyla hareket etmediler. Önce enkazda kalan kişilerin yerleri tespit edildi. Hemen de çıkarmadılar. Zira tedbir alınmadan hemen çıkarılan birçok kişinin dışarda ölme riski çok yüksek olmaktadır. Umarım bizim kurtarma ekiplerimizin de sadece resim çekmek yerine bu tarz kurtarma olaylarından alacağı çok şey olur.
Özellikle rahatsız olduğum bir konuya daha dikkatleri çekmek istiyorum. Yabancı arama kurtarma ekiplerinin kendi ülkelerine dönmelerine sebep olan rahatsız edici ve oldukça ayıp bazı hadiseler yaşandı. Ulusal medyada da bu konu yer aldı. Ekipler enkazdan insanları tam çıkaracağı anda yerel bir kurtarma ekibi gidip işlerinin bittiğini söylüyor. Ve fotoğraflar kameralar eşliğinde o kişileri kendileri çıkarmış gibi o hengâmede bile reklam yapmanın derdine düşüyor. Madencilerden de bu yönde tepki geldi. Malum kurumun ismini yazmama gerek yok. Ancak uluslararası ekiplerin ve bütün dünya medyasının olduğu, yardım feryatlarının göğü inlettiği böyle bir ortamda bu kadar kötü bir sınav vermek gerçekten de rahatsız edici bir durum.
Yerli kurtarma ekiplerimizin hakkını da teslim etmek gerekiyor. Özellikle bir kurtarma esnasında: “Sessiz olun, ışıkları söndürün, mental sağlığı da söz konusu.” diyen bir arama kurtarma uzmanının sözleri takdire şayan. Nöbetçi “Allahuekber” ekibin de bundan ders almasını umut ederek bitireyim.
Umarım bir an önce tedbir alınır ve bizi bekleyen daha büyük depremlerde bu felaketleri yaşamayız. Ülkemizin başı sağ olsun. Vefat eden vatandaşlarımıza Allah rahmet eylesin. Mekanları adn cenneti olsun inşallah. Yaralı olan vatandaşlarımıza da rabbim şafi ismiyle şifa nasip etsin.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir. Kale Gündem Gazetesi’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Nedir bu siyaset? Nasıl Olmalıdır Siyasetçi?
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.