Hepimizin bildiği ve sürekli tekrar ettiği bir tanımdır aile kavramı aslında. Şöyle ki; aile anne, baba ve çocuklardan oluşursa çekirdek, bunların yanında dede, nine, teyze, amcayı eklersek geniş aile olur. Aile en küçük toplumken, aynı toplumun çekirdeği ve en temel birimidir.
Çekirdek veya geniş aile. Sonuç itibari ile birden fazla insanın birbirine bağlanarak yaşamlarını sürdürdüğü ilk kurumdur.
Hiç düşündük mü, insanlar neden aile kurmak ister, aile neden önemlidir diye?
Ailenin temel görevi; insan neslinin devamını sağlamak, toplumun değer ve kültürlerini yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmaktır. Aslında milletlerin ve devletlerin devamı için çok önemlidir aile kurumu.
Nur Süresi 32. Ayette “Aranızdaki bekârları, kölelerinizden ve cariyelerinizden elverişli olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir.” (Nur, 32) ayet-i kerimesi de dinimizin aile kurumuna ne kadar önem verdiğini göstermektedir.
İşte aile kurumu bizler için bu kadar önemli ve büyük. Peki bu kadar önemli bir mevzu da bizler ne kadar bunun farkındayız ve ne kadar kıymet veriyoruz.
Günümüzde aile kurumu çok çeşitli tehlikelerle karşı karşıya bulunmaktadır. Bu problemleri; ailelerin parçalanması, boşanma oranlarının yükselmesi, evlilik dışı beraberliklerin çoğalması, gayrı meşru çocukların artması, uyuşturucu kullanımının yaygınlaşması, kültürel ve ahlaki değerlerin yozlaşması, suç oranlarının artması, bireysel ve toplumsal şiddetin yaygınlaşması, kimlik bunalımı, milli ve manevi değerlerden yoksunluk, psikolojik rahatsızlıklar gibi maddeleri sayabiliriz.
Peki bu olumsuzluklar hayatımıza nasıl girdi ve biz neden bu hale geldik?
İşin aslına bakarsak bizler kapımızı açarak yukarıda ki olumsuzlukları kendi evlerimize buyur ettik. Öyle ki;
Sabahları ev hanımlarımız eşlerini ve çocuklarını güler yüzle gönderip, akşamları güler yüzle karşılamak yerine TV başlarında dizi filmlerin sonlarını, sabah programlarında ki “kim ne giydi” algısında kaldıkları için,
Geleneksel aile yapımıza hakim evin reisi rolündeki babalarımız, araba modellerine, maç sonuçlarına, kahve arkadaşlarına daha fazla önem verdikleri için,
Geleceğimiz çocuklarımız ve gençlerimiz dediğimiz evlatlarımız kendi öz kültürlerinden yoksun büyüdükleri ve anne-baba-kardeş algılarını tanımlarken dizi filmlerinde ki ve tamamıyla kültürel yozlaşmaya götüren aktörleri gerçek hayatta bulmaya çalıştıkları için,
Toplum yapımız gelişen teknoloji ile birlikte sürekli gelişmekte ve aynı zamanda değişmektedir. Bizler artık küçülen bir dünya içinde yaşam mücadelesi vermeye çalışıyoruz. Gerçekten yaşamıyor, yaşam mücadelesi veriyoruz. Her gün karşımıza yeni bir değişim çıkıyor. Bunlara bağlı olarak da geleneksel aile yapımız olan anne-baba-çocuk rolleri de bu değişikliğe maruz kaldı dememiz yanlış olmaz aslında.
05:54
News
Yazarlar
Yazarlar
Yazarlar
Yazarlar
Yazarlar
Yazarlar
