Görkemli Tapınaklar Şehri ‘Bangkok’ - Kale Gündem - Haberler - Son Dakika Haberleri - Malatya Kale İlçesi
DOLAR

34,2541$% 0.03

EURO

37,6595% 0.06

STERLİN

44,8879£% -0.3

GRAM ALTIN

2.913,01%-0,28

ÇEYREK ALTIN

4.959,00%-0,60

BİTCOİN

2186780฿%2.38711

İmsak Vakti a 04:58
Malatya PARÇALI BULUTLU 21°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Görkemli Tapınaklar Şehri ‘Bangkok’

Tayland uzun zamandır görmeyi istediğim uzak doğunun gizemli ülkelerinden birisiydi. Liseden okul arkadaşım Gürkan oradan yarı değerli taş getirip İstanbul’da satan bir iş adamı ve süreklilik arz eden bu iş ile ilgili her ayın yarısını Bangkok’ta taş firmalarını dolaşarak geçiren biri. Aylık okul toplantılarının birinde Tayland’ı çok merak ettiğimi söyleyince; önümüzdeki ay istiyorsan biletini al gel, vize yok her şey çok kolay deyince, benim sonradan coğrafyadaki başka ülkelere de gideceğim gizemli uzak doğu hikâyem başlamış oldu. 

Türk Hava Yolları’ndan Aralık ayı için biletimi alıp en uzun uçak yolculuğum olan 10 saatlik bir uçuşun ardından Bangkok Suvarnabhumi Havalimanına gecenin sabaha yakın kısmında iniş yaptım. Büyük bir havalimanı, çıkışa doğru yavaş adımlarla yürürken başımı kaldırdığımda yukarıdaki üst geçitte Gürkan’ı gördüm. Buluşup araçla şehre doğru yola çıkıyoruz. Adeta bitmeyen bir trafiğe sahip olan Bangkok gördüğüm en kozmopolit ve zıtlıkları bir arada gözlemleyebileceğiniz bir yer…

Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte Mildstone firmasının bitişiğindeki üç katlı arka bahçesi muhteşem bir evin orta katında bir odaya yerleştiriyor beni Gürkan sağ olsun… Uzun uçak yolculuğundan sonra epeyce sersemlesem de uyumaya niyetim yok bir an önce bu gizemli şehri keşfetme tutkusundayım. Bunu fark eden Gürkan bana taş firması Mildstone’un müdürü Mr. Phisit ile kahvaltıdan sonra tanıştırıp beni ona emanet ediyor… Birlikte Bangkok’u keşfe çıkıyoruz… Zıtlıkların bir arada yaşandığı dedim ya şöyle ki; bir yanda modern binalar diğer yanda antik tapınaklar, bir yanda  pislik, diğer yanda temizlik …

Öyle 2-3 günde gezilebilecek bir şehir değil… Tayland’lı dostum Mr. Phisit soruyor; ne tür yerleri görmek  istersin? Bende önceden yaptığım listeye bakıp tarihi tapınaklar ve müzelerin önceliğim olduğunu söylüyorum. Nehirden mi karadan mı diye soruyor; çünkü Bangkok’ta pek çok turistin tercihi gideceği yere Chao Pharaya nehri üzerinden de ulaşım oluyormuş.

Büyük Saray ve Tapınaklar

Grand Palace: Yıllar önce Yerebatan Sarnıcı Müzesi Müdürlüğüm döneminde Tayland Prensesini ağırlamıştım. Bana ‘Büyük Saray’ kitabını armağan etmişti biraz Grand Palace’a aşinalığım oradan geliyor. Kraliyet ailesi burada yaşamasa da büyük sarayı özel gün ve törenlerde kullanılmakta. 150 yıl boyunca idare merkezi olan, her Taylandlının gururla baktığı muhteşem mimarisiyle ziyaretçilerini cezp eden büyük saray 1782 yılında inşa edilmeye başlanmış, yaklaşık 2 kilometrelik bir duvarla çevrilmiş tarihi şehir kısmıyla şehir içinde bir şehirmiş öyle söylüyor arkadaşım Phisit.  Büyük Saray’a karadan ve nehirden ulaşmak mümkün. Phisit’in Toyota  jeepi ile şehir trafiğine dalıp bir park yerinde aracımızı bıraktıktan  büyük sarayı ve tapınakları gezmeye başlıyoruz… Halkın büyük çoğunluğu din olarak Budizm’i benimsemiş olmasından dolayı, şehirde gezilecek yerlerin çoğu sıra dışı mimarisiyle Budist tapınaklarından oluşuyor.

Büyük Saray’a yaklaştığımızda böylesi turist grupları ve kalabalığın benzerine belki Pisa Kulesi’nde, nadiren de Sultanahmet’te rastlamanız mümkün olabilir. Adeta akın akın gelen yığınlar söz konusu… Grand Palace ve tapınaklarda saygı gereği kılık kıyafet kurallarına çok önem veriliyor. Kısa etek, şort gibi şeyler her iki cins içinde kabul görmüyor. Şayet ziyaret etmek konusunda kararlıysanız uzun bir kuyruk sırası beklemeyi göze alıp çok kullanılmış giysiler kiralayacaksınız…

Uzak doğu antik mimarisinin sıra dışı örnekleri insanı adeta büyülüyor, rengarenk yapı malzemeleri kullanılmış parıl parıl parıldıyor saray yapıları, tapınaklar… Fotoğraf çekmek açı yakalamak kalabalıktan inanın çok zor ama uygun açıyı bulduğunuzda harika fotoğraflar çekiyorsunuz…

Wat Phra Kaew: Saray müştemilatı içindeki en ihtişamlı yapı Zümrüt Buda Tapınağı “Wat Phra Kaew,  Zümrüt Buda 15. yüzyıldan kalma kuzeydeki Lanna okulu tarzında meditasyon yapan 45 santimetre boyunda bir buda görüntüsüdür. Buda heykeli 1784 yılından beri burada muhafaza edilmekteymiş… Bu kısımda fotoğraf çekilmesine izin verilmiyor belirtmekte fayda var ısrarda bulunmak gereksiz, çünkü işe yaramıyor tecrübe ile sabit.

Wat Pho Tapınağı: Büyük saraya en yakın olan tapınaklardan biri olan bu Wat’ın özelliği “uyuyan buda” ya da “yatan buda” heykelinin burada bulunmasıdır. Kıyafet kısıtlaması bu kutsal mekanda da büyük sarayda olduğu gibi aynı şekilde, buna ek olarak yatan budanın olduğu mekana ayakkabılarınızı çıkartarak giriyoruz… Her tapınağa girişimizde dostum diz çöküp dua ediyor ve dua makamının önünde duran bağış kutusuna birkaç baht atıyor… Dev buda heykeli 43 metre uzunluğunda büyük ayaklarındaki sedef oymaları görmelisiniz harika bir işçilik mevcut uyuyan Buda’nın etrafında Buda’nın 108 hayırlı durumunu simgeleyen 108 adet metal kâse dizilmiş. Büyük Buda heykelini ziyaret eden turistler her bir kâseye para atarak dilek diliyor, dua ediyorlar.

Gün ortasını çoktan geçtiğinden susuzluğumuz ve yorgunluğumuz artıyor hava çok sıcak ben fotoğraf çekmeye dalmışken birden omuzuma dokunan bir elle döndüm, dostum Phisit bana Coconut suyu ikram ediyor… Pipetle Hindistan cevizi suyunu içerken, yorulup yorulmadığımı sorunca bacaklarım fena dedim, çok şanslısın bak bu tapınakta çok önemli bir masaj merkezi var hadi seni götüreyim dedi… Wat Pho tapınak kompleksi içindeki Thai masajının doğduğu yer olarak kabul edilen  “Geleneksel Tay Masaj Okulu”na varıyoruz… Burada hem masaj eğitimi hem de uygulaması yapılıyor uzun geniş iki yanlı yarı açık bölümlerde kaynayan kazanlar içinde buharlı sarı yağ, mentol kokan ortamda masaj yapan tapınak görevlileri hamarat bir şekilde masaj yapıyorlar. Ben de sembolik bir ücrete ayak masajı yaptırıyorum gerçekten çok rahatlatıcı ve bütün yorgunluğumu alıp götürdüğünü söyleyebilirim.

Şafak Tapınağı Wat Arun: Bangkok’un bir diğer ünlü tapınağı, Yerel olarak Wat Chaeng olarak bilinen Wat Arun, Chao Phraya nehrinin batısındaki (Thonburi) kıyısındaki önemli bir tapınaktır. Şafak Tapınağı olarak anılan bu tapınakta renkli porselenlerle kaplı. Mimari bakımdan Tayland’ın en güzel tapınağı kabul edilen bu tapınakta İkindi güneşinin yakıcılığına rağmen küçük renkli cam parçaları ve zarif bir şekilde karmaşık desenlere yerleştirilmiş Çin porselenleri ile güzelce dekore edilmiş heybetli sivri 70 metrelik kulenin bir kısmına kadar merdivenle tırmanmayı deniyoruz, tepedeki manzara gerçekten sizi büyüleyecek nitelikte hem tapınaklar mimarisini farklı bir açıdan görme fırsatı da yakalıyoruz. Şafak tapınağının ardından gün bitimine doğru yaklaşırken yarın şehrin en önemli tapınaklarından Wat Traimit için geri gelmek üzere tapınaklar bölgesini bugünlük terk ediyoruz.

Eski adıyla “Siam”, olarak bilinen Tayland bugün hala monarşi yapı ile yönetiliyor. Sevgi ve saygı tay kültürünün önemli bir göstergesi ve çok toleranslı insanlar  sürekli güler yüzlü tayca bilmesek bile anlaşmakta zorlanmıyoruz… Halkın özellikle ölen Kral Bhumibol Adulyadej’i çok sevdiği biliniyor ve hatırasına saygı olarak önemli alışveriş merkezleri ve bir çok noktada büyük resimlerinin asıldığını gözlemliyoruz. Araca kadar yürürken sokaklarda açıkta satılan Thai Foods rengarenk yemekler kokuları dayanılmaz, hızla geçiyoruz. Yerde yemek artıkları, hamam böcekleri ve fareler cirit atıyor adeta… Pişirilen yemeklerin naylon poşetlerde satılması ilginç dışarıdan baktığınızda bulanık bir su gibi alıp sallayarak evine giden Thailer, akşam yemeğinde Gürkan’la evde buluşuyoruz   bizim için helal restorandan bir şeyler sipariş etmiş, gayet lezzetli et yemekleri ve tropik  içeceklerle yemeğimizi afiyetle yedik… Gece oldukça hareketli bir şehir Bangkok çıkıp bir tur atalım istiyoruz lakin aşırı yorgunluk beni bitkin düşürmüş olmalı ki sofaya ilişip uyuya kalmışım.

Ertesi gün Wat Traimit ve China Town için Asya’nın süslü sevimli ulaşım aracı Tuk Tukla gezmeye karar veriyoruz.

Wat Traimit: Çin mahallesinde bulunan Altın Buddha Tapınağı, sabah vakti yine şehrin trafiğinden tuk tukla geçerek ulaştığımız bu büyük tapınakta bizi bekleyen sürpriz 14.yüzyıla tarihlenen 5.5 ton ağırlığında saf altından yapılmış  bir buda heykeli.

Bu büyük heykeli şehrin çalkantılı dönemlerinde hırsızlıktan korumak için heykelin alçı ile kaplandığını anlatıyor Taylandlı dostum… alçı ile kaplanan heykel bu şekilde uzun yıllar tapınaklarda dolaştırılmış ta ki Wat Tramit’e taşınırken kaza sonucu yere düşürüldüğünde heykel üzerindeki bazı bölgelerdeki alçı çatlayıp dökülüyor ve altın olduğu anlaşılınca alçısı dikkatle sıyrılıp bu büyük altın Buda ortaya çıkartılıyor 1955’den beri bu şekilde sergileniyormuş.

Şehir içindeki gezi yollarından biri de şüphesiz Chao Phraya nehri üzerinden botlarla yapılıyor, bizim tercih etmediğimiz bir yol oldu çünkü  nehrin pek temiz olmayan sularının üzerinize sıçramasını göze almak zorundasınız.

Çin Mahallesi:  Wat Traimit’i gördükten sonra Bangkok’un meşhur Çin Mahallesini gezmeye başlayabiliriz artık. Dünyanın belirli bölgelerinde Çin kültürüne dair bilinen en önemli yerleşim formu popüler bir turistik mekan olan bu mahallenin bir tanesi de Bangkok’da bulunuyor. Bu kültüre dair her şeyi görmeniz için Chatuchak Pazarı denilen bu yer önemli.

Chatuchak Pazarı: İlginç Çin malı ürünlerin satıldığı bu mahallede her şey Çin alfabesiyle yazılmış. Birçok turistin tercih ettiği Çin mutfağı yemek kültürü, alışveriş yapan insanlar, çok Çin mahallesini hem alışveriş, benim tercihim olmasa da hem de yemek için burayı mutlaka görmek lazım. Renkli bir dünyanın içinden geçip bir Çin tapınağına ulaşıyoruz. Tamamen Çin mimari özellikleriyle inşa edilmiş süslenmiş güzel bir tapınak, sokak aralarından geçerek Çin mahallesini terk ediyoruz. Dostum Phisit bir restoranın önünde duruyor ve burada balık ya da tavuk yiyebileceğimizi söylüyor, oturup birlikte farklı usullerle yapılan lezzetli balıklarımızı afiyetle  yiyoruz. Buradan sonra şehrin biraz dışında bulunan  Damnoen Saduak Floating Market yani Yüzen Pazar.

Damnoen Saduak Floating Market (Yüzen Pazar): Şehre 1saat 40 dakika uzaklıktaki Yüzen pazarın özelliği, isminden de anlaşılacağı üzere buradaki her şeyin nehir üzerinde yüzmesi. Satıcılar küçük kayıklarda tropikal meyve ve sebze, taze hindistan cevizi suyu ya da teknede pişen yerel yiyecekler satıyorlar. Siz de yine bir sandalda gezerek alışveriş yapıyor fotoğraf çekiyorsunuz. İlginç bir dünya genellikle kadın satıcılar sandallarda yüzüyor adeta hayat burada, kıyılarda baharatlar inanılmaz şeyler. Bir yere yanaştırıyor kayığımızı iniyoruz ve bir tür geleneksel yöntemlerle Hindistan cevizinden yapılan bir helva yapımını deneyimliyoruz ve ondan tadıyoruz lezzetli usta ile biraz sohbet edip, bir satıcıdan biraz melisa çayı alıp bana hediye ediyor Phisit ve yolumuza devam ediyoruz birkaç turdan sonra yeniden kıyıya çıkıyoruz bu defa yanımıza omuzunda yaklaşık 40 kilogramlık bir piton bulunan genç bir adam yaklaşıp onu boynuma almak isteyip istemediğimi soruyor, ben de denemek istediğimi söyleyince koca pitonu omuzuma bırakıyor hareket etmeye başlıyor ve dolanıyor vücuduma insan irkiliyor gerçekten korkunç bir durum, omurgasını hissediyorsun yılanın bu arada sahibi iki de bi öpe bilirsin deyip duruyor, bir iki dakikadan sonra bırakıyorum fotoğraf çekilip bırakıyorum Pitonu.

Artık tamamen yerel halktan çok turistik bir alışveriş ve aktivite alanına dönüşmüş Yüzen pazarlar arasında en ünlüleri: Bizim gezdiğimiz Damnoen Saduk ve Taling Chan Market, Bang Ku Wiang Market, Tha Kha…

Dönüşte son olarak uğrak mekanımız Bangkok’un ünlü caddesi bir şehrin adeta cümbüş hali sıralı hediyelik eşya dükkanları, sokak yemekleri, içkili mekanları ve masaj salonlarıyla  meşhur olan Kaho San Roadı günün akşam kısmına sakladık…

Kaho San Road: Biraz yorgun argında olsak, kentin bu tarafında hareketin hiç bitmediğini görebilirsiniz. Özellikle sırt çantalı gezginlerin uğrak mekanı bu cadde filmlere de konu olmuş… İlginç rengarenk makarnamsı yiyecekler  böcek tezgâhlarını geziyoruz, lakin fotoğraf çektirmek paralı aklınızda bulunsun turistin her şeyinden para kazanmak böyle bir şey olsa gerek. Günü Khoa San Road’da barlardan gelen yüksek müzik sesleri arasında ayak masajı ile sona erdiriyoruz sağ olsun kardeşim Gürkan’ın bitmek tükenmek bilmez kredisinden olsa gerek Taylandlı dostum Phisit bana kuruş para ödetmiyor.

Dostum bir Tuk Tuk’a işaret ediyor eve dönüyoruz güzel bir gün daha Bangkok sokaklarından geçerek gecenin içine doğru yorgun yatağımın beyaz şiltesine düşüyorum. Yarın Siam’ın eski başkenti antik Ayutthaya şehrine gideceği. Şehrin keşfedilecek o kadar yerleri var ki ama bir haftalık seyahatimizden önemli kısımları size aktarıyorum, seyahatimizden daha birçok yeri var gezilecek lakin size sadece bir kısmından bahsedebildim. Sevgili Kardeşim Gürkan ve değerli dostumuz Phisit Shitthichai’ye misafirperverliklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum.

Uzak doğunun gizemli Görkemli Tapınaklar şehri Bangkok gerçekten görülmeye değer bir şehir…

Salih Doğan

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir. Kale Gündem Gazetesi’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Asgari Ücret ve Züğürt Ağa’lar?

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.