34,1809$% -0.05
38,1569€% 0.01
45,8739£% 0.08
2.895,10%-0,01
4.912,00%0,04
2164757฿%-1.63292
Kale Gündem – Küreselleşen dünyanın önündeki büyük tehlike, insanların, şehirlerin ve hayatların giderek birbirine benzemesi. Bu durum, seyahat etmekteki “farklılıklara şahit olmak” duygusunu, farklı “an”ları yaşamak heyecanını giderek küllendiriyor.
Bu genel durumun aksine, günümüz dünyasının alışılageldik görüntülerinden ve etkinliklerinden farklı ve özellikle bizim kültürel kodlarımızın mazisine uzanan bir festivale davetliydik: II. Dünya Göçebe Oyunları Festivali. 2011 yılında Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Kazakistan ziyareti sırasında yapılan istişareler neticesinde Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev’in de girişimiyle hayat bulan bu Festival, Issık göl şehrinde, Kırçın Yaylası’nda, Tanrı Dağı eteklerinde muhteşem bir tabiatın ortasında gerçekleştiriliyor. İlki olmasına rağmen dünyanın farklı ülkelerinden ziyaretçi akınına uğrayan, göçebe ruhunun canlandırıldığı festival, 03-08 Eylül 2016 tarihlerinde Kırgızistan Issık Göl’de düzenlendi.
Bu festivalin amacı, tarihte Türk halklarının geçmiş ruhunu yeniden diriltmek, geçmişimize sahip çıkmak, Türk halkları arasında ortak kültürü geliştirmek ve yaşatmak olarak belirlenmiş. Bu bakımdan, göçebe halkların yaşam biçimleri, gelenekleri, töreleri, kültürel ve sportif oyunlarını bu festival bünyesinde canlandırılıyor. İlk organizasyona göre, Festival’in birçok ülkede yakaladığı popülariteyi ziyaretçi yoğunluğundan anlamak mümkün. Ayrıca bu kadim kültürün uyandırdığı merakı karşılayacak “değer” üretiminin de festival organizasyonu tarafından karşılandığını gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz. Türkiye Cumhuriyeti’nin de verdiği destekle organizasyon gerçekten takdire şayan bir şekilde gerçekleştirildi. Festivale bilimsel bir temel oluşturmak ve geçmiş araştırmaları etnografik yaşam biçimlerinin ortaya çıkartılması için 2016 yılında önemli adımlardan birisi hiç şüphesiz bu festivalde “Göçebe Medeniyet: Tarihî Miras ve Çağdaşlık” başlıklı bir konferansında düzenlenmiş olmasıdır.
Organizasyon için 6 milyonluk Kırgızistan adeta kenetlenmişti. Ülkenin bütün fertlerinin gönüllü olarak festivalin aksamadan yürümesine yardımcı olduğunu gözlemlediğimi söyleyebilirim. Festivale katılan ülkelerin sporcuları, gösteri ekipleri ve ziyaretçiler ile böylesine güzel ve dostane bir atmosferde ilgilenildiğini görmek güzeldi. Bu birlik ve samimiyet, festivalin eksiksiz gerçekleştirilmesindeki motivasyondu. Issık Göl Çolpan Ata şehrine gelen tüm katılımcılarla hizmet veren İngilizce, Türkçe, Rusça Arapça, Farsça dilleri başta olmak üzere kendilerini her alanda geliştirmiş gönüllü gençlerin oluşturduğu 1500 kişilik büyük bir kadroyu alkışlamak gerekir. Hem ülkelerinin misafirperverliğinin canlı örneği oldular hem de organizasyonun yürümesinde oldukça yararlı bir birliktelik örneği sergilediler. İlk organizasyonda katılımcı ülke sayısı 28 iken bu yıl ki organizasyonda göçebe oyunlarına katılımcı ülke sayının 64’e ulaşması dünyanın bu göçebe ruhunu yeniden diriltilmesi hadisesiyle bütünleşmiş benimsemiş olduğunu gösteriyor.
Kültür Emperyalizminin küresel ölçekte bütün milletlerin gelenekleri otantik yaşam biçimlerini yok ettiği bir dünyada Göçebe Türk kültürünün dünya kültür atlası içerisinde farklı bir renk farklı bir zenginlik olduğu gözler önüne serildi. Özellikle Kırçın yaylasında oluşturulan binlerce çadır (Bozüy)de ziyaretçilere birçok deneyimin yaşatıldığı dev bir Oba’lar bütünü bir etnokent oluşturuldu.
Keçe çadırı (Bozüy) ve farklı yörelerin geleneksel unsurlarının sergilendiği etnokent obalarında bölgelerin kültürleri ayrı ayrı canlandırıldı. Örneğin Narın Obası, Talas Obası, Celalabad Obası, Tokmok Obası, Oş Obası gibi oluşturulan bu bölgelerin kendi obalarında bireysel ve grup müzikal performansları, drama gösterileri, otantik halk dansları gösterilerinin yanında bütün obaların ortak etkinlik yaptığı büyük sahne de ise özel gösteriler belirli zaman aralıkları ile ziyaretçilerin ilgisine sunuluyor. Ateşli gösteriler, sıra dışı sahne gösterileri, atlı gösteriler, alıcı kuşlarla avlanma gösterileri gelin alma töreninin canlandırılması, obalar arasında kurulan kazanlarda “Boğursok” (hamur kızartma)kızartan yaşlı Ece’ler Göçebe Türk yemeklerin başlıcası et ve çeşitleri olmak üzere birçok yemek çeşitleri de bozüyler içinde görkemli sofralarda sergileniyor ve ziyaretçilere ikram ediliyor
Türkler geçmiş kültürlerinden gelen kahramanlık savaşçılık ve mukavemet gerektiren mücadele esaslı geleneklerini anlatmak, göstermekten ve yaşatmaktan onur duyarlar, çünkü bunun tarih sahnesindeki Mert Türk isminin gerçek karşılığı olduğunu düşünürler
Dağların eteğinde büyük bir plato olan Kırcın Yaylası’nda etnografik yaşam atölyeleri Türk Göçebe hayatının folklorik özelliklerinin birebir yaşandığı deneyimlendiği bir yayla… Türk göçebe yaşamını bire bir gözlemlediğim bu bozüylere davet edilişimiz o çadırdan öbür çadıra Kırgız geleneklerine göre döşenmiş bozuylerin içi adeta Türk motiflerinin keçe figürlerinin organik kök boyadan yapılmış renk cümbüşü içerisinde ikram edilen kımızın tadı hala damağımda inanın… Etlerin lezzeti inanılmaz özellikle ağır misafir olarak ağırlandığımız Bozüy’de koyun başı getirilmesi “Türk Geleneğinde misafirin en kıymetlisine hürmeten ikram edildiğini biliyoruz gösterilen hürmetten biraz da mahcup olunduğumu net hatırlıyorum… O balın tadını hiçbir yerde bulamazsınız ancak gidip orada tatmanız gerekiyor.. Çadır içindeki ayı postları kurt başlı postlarla resim çekilebiliyorsunuz Kırgız kalpakları ile özellikle Ak kalpak dik başlı mağrur tanrı dağlarını temsil ediyor.” İlk festivalde, kar gibi beyaz olması tanrı dağlarındaki kar gibi temiz, başı dik, onurlu olmayı temsil eden kalpaklarla fotoğraflar çektirip “bayke”lerle (kardeş, arkadaş) muhabbeti koyulaştırıp soğuk Kırcan Yaylası’nda sıcak muhabbetler demlemiştik kök çay ile…
Kırgızistan, Issık göl de düzenlenen festivalin spor müsabakalarında oyunlarda ev sahibi olmasının da avantajıyla madalya sıralamasında birinci olurken, oyunlarda Kazakistan, Türkmenistan, Rusya sırasıyla Kırgızistan’ı takip ettiler. Kökbörü, güreş, atlı oyunlar, okçuluğun başını çektiği göçebe oyunlarında ülkeler kendi güçlerini test edebilme imkânı buldu. İzleyenlere ise seyrine doyum olmayan oyunlara tanık olma, göçebe kültürünün yaşandığı dönemlere yapılan fantastik bir yolculuk sevinci yaşattı.
Özellikle Türk Cumhuriyetleri katılımcılarının daha fazla kaynaştığı festival göçebe kültürünün yaşandığı bu atmosfer hafızalarda unutulmaz hatıralarla bırakmış, gelecekte çok daha büyük festivaller için hayallere kapı aralamıştır. Bu yıl ağustos ayında benzer bir Festivali Dünya Etno Sporlar Federasyonu aynı organizasyon çatısı altında bendenizin de kültür komisyonunda katkı sağlamaya çalıştığı büyük bir ekip başarıyla gerçekleştirdi. Bu da ülkemiz adına önemli bir kazanım olduğu gibi geçmiş tarih ve ortak değerler bütünlüğümüz adına Dünya Etno Sporlar Federasyonuna önemli bir misyon yüklemiştir. Göçebe Kültür ve Geleneğinin, küresel hakim kültüre rağmen varoluş göstergesi olan bu kültürel zenginlik atmosferi umuyoruz ki hem ülkemizde hem de Türk Cumhuriyetleri’nde bu yıl olduğu gibi daha binlerce yıl devam eder…
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir. Kale Gündem Gazetesi’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Popüler diyetler ve sağlık üzerinde etkisi
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.