Faiz meselesi (3) - Kale Gündem - Haberler - Son Dakika Haberleri - Malatya Kale İlçesi
DOLAR

34,8380$% 0.07

EURO

36,8684% -0.02

STERLİN

44,4254£% 0.03

GRAM ALTIN

2.942,74%0,01

ÇEYREK ALTIN

4.890,00%0,32

BİTCOİN

3468700฿%-0.17279

İmsak Vakti a 05:57
Malatya AÇIK
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Faiz meselesi (3)

Faiz meselesi yazı dizisinde ilk iki yazıda konuya inanç yönünden bakanların bakış açılarını değerlendirmiş ve bazı farklı uygulamalardan bahsetmiştim. İnanç hassasiyetleri olan kesimin bakış açısını değerlendirdikten sonra, bundan sonra ele alacağım başlıklarda iktisada bilim açısından bakanları değerlendirelim.

Bir bilim dalı olarak iktisat

Her şeyden önce iktisat bir bilimdir. Veri analizine dayanır. Elbette 2×2= 4 olduğu anlamına gelmez. Zira iktisat gündelik hayattan bağımsız değildir. Bilakis gündelik hayatın akışına göre şekillenir. İnsanoğlunun kuruduğu iktisadi sistemler sürekli kriz üretir. Dönemlere göre krizlere farklı reçetelerin uygulandığına ekonomi tarihçesi yazı dizisinde değinmiştim. Tutarsız görünse de aslında dönemin şatlarına göre geliştirilen çözüm önerileri, krizlerin çözümünde olumlu sonuçlar doğurmuştur.

İktisatta piyasa dengesi oldukça önemli bir meseledir. Aslında işin bütün sırrı burada yatmaktadır. Her arz kendi talebini yaratır. İkisi dengede olduğu sürece piyasa kendi doğal süreci içerisinde işler. Piyasa dengesi bozulduğunda ise çeşitli müdahale araçları vardır. En bilinen iki tanesinden kısaca bahsetmek istiyorum.

Para politikası araçları

Devletler piyasaya Merkez Bankası eliyle müdahale eder. Kanunla belirtilen yetkileri çerçevesinde Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) her ay toplanarak, gerek görürse elindeki araçları kullanır ya da sözlü yönlendirmeler yaparak piyasaya yön verir. Faiz de bu araçlardan bir tanesidir.  Faiz, sadece enflasyon ile mücadelede kullanılan bir politika aracı değildir. Tasarruflarını faize yatırarak yüksek getiri elde etmek isteyen bireylerin de tercihleri faiz politikasını şekillendirir.

Bir örnek ile olayı somutlaştıralım. (Faiz-Enflasyon = Reel Faiz Getirisi) formülüne göre Türkiye`de mevcut durum şu şekildedir:  (9.5-84.39 = -74.89) Yani paranızı faize yatırdığınızda negatif reel faiz elde edersiniz. Hiçbir yatırımcı getirisi olmayan bir yatırım yapmayacağına göre, mevduatlarını ya dövizde ya da daha yüksek getiri sağlayacak çeşitli yatırım araçlarında kullanır. Merkez Bankaları da piyasa dengesinin bozulmaması için faiz-enflasyon dengesine dikkat eder. Çünkü faizi enflasyonun çok altında tutarsanız, dövize olan talep artar ve bunun sonucu da size enflasyon olarak geri döner.

Maliye politikası araçları

Devletlerin piyasaya müdahale aracı olarak kullandıkları diğer politika aracı maliye politikasıdır. Aslında para ve maliye politikasını eş güdümlü kullanan devletler piyasayı dengede tutabilir. Sadece para politikası ile müdahale ederseniz matematik sizi yanıltabilir. Hükümetler de bunun farkında olduğu için kabine oluştururken piyasayı çok iyi bilen bakanları tercih ederler. Akademisyen kökenli kişilerden de danışmanlık alırlar. Zira akademisyenler piyasa işleyişini çok iyi bilmeyebilir. Geçmiş kabinelerde akademisyen kökenli bakanların başarısız olduğu herkesin malumudur. Yazıya başlarken, iktisat gündelik hayatın akışına göre şekillenir derken de bunu anlatmak istedim.

Hükümetler kamu harcamalarını tasarruflu kullanırsa, vergi alırken bireylerin gelirlerine göre doğru oran belirlerse, sosyal devlet politikalarını kanunda belirtildiği gibi hiçbir kesimi ayırmadan dağıtırsa, birçok problem ile uğraşmak zorunda kalmazlar. Yapısal sorunların çoğalması ve siyasi endişelerden dolayı ötelenmesi uzun vadede krizleri tetikler ve ödenen bedeller çok daha ağır olur. Fed Başkanı Powell, son konuşmasında sorulan bir soruya verdiği cevapta bu konuya özellikle dikkat çekti. İlerde çok daha ağır bedeller ödememek için bazı önlemlerin alınması gerektiğini, bunun da sonuçlarının olacağını belirtti.

Amerika`yı yeniden keşfetmeye gerek yok sanırım. İş ehline teslim edilirse, bu günkü yaşanan birçok problem de kısa sürede çözülür. Bireyler kendi faydasını düşünür. Politikacılar da maksimum oy almanın peşindedir. O halde maliye politikalarını uygularken, bireylerin taleplerini doğru anlamak ve çözüm geliştirmek politikacılar için öncelik olmalıdır.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Başlarken…

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.