Esmanur Kadak sordu, Malatya Dernekler Federasyonu Başkanı Yılmaz Durmuş yanıtladı - Kale Gündem - Haberler, Son Dakika Haberleri, Malatya Kale İlçesi
DOLAR

20,9783$% 0.73

EURO

22,5975% -0.26

STERLİN

26,4130£% -0.37

GRAM ALTIN

1.312,07%-0,73

ÇEYREK ALTIN

2.197,00%-1,40

BİTCOİN

570552฿%0.28771

İmsak Vakti a 02:00
Malatya AZ BULUTLU 21°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Esmanur Kadak sordu, Malatya Dernekler Federasyonu Başkanı Yılmaz Durmuş yanıtladı

Malatya Dernekler Federasyonu Başkanı Yılmaz Durmuş tüm Malatyalıları birleştirecek bir proje hayalinin olduğunu söyledi. Projelerini hayata geçirmek için ciddi çalışmalara başladıklarını aktaran Başkan Yılmaz, “O alanda gençlerin ve projesi olan herkesin çalışmalarını yapacağız. Bir Malatyalı gence istenilen seviyede destek verdiğinizde, o gencin her şeyden önce devletine, milletine ve kendisine faydalı olur.” şeklinde konuştu. Yılmaz Durmuş’un ‘herkesin çalışmalarına yer verecekleri’ proje ne?

Yılmaz Bey sizi tanıyabilir miyiz?

Adım Yılmaz Durmuş. 1975 doğumluyum evli ve 3 çocuk babasıyım. Şu an Sultangazi Belediyesi’nde meclis üyesi olarak görev yapmaktayım. Her şeyden öte Malatya Dernekler Federasyonu kısa adıyla MADEF’in genel başkanıyım. Yerel, kamu ve aynı zamanda yüksek lisansımı da Marmara Üniversitesi “Yönetişim ve Sivil Toplum Kuruluşları” üzerine yaptım.

Hizmet üretirken nelere dikkat ediyorsunuz?

Sivil Toplum Örgütü gönüllülük esasına dayalı yapılır. Her şeyden önce her ne iş yaparsanız yapın, o işi sevmek zorundasınız. Sevmediğiniz hiçbir işi yapmazsınız ve başarılı da olamazsınız. Dolayısıyla ben önce Malatyalı hemşehrilerimi çok seviyorum. Malatyalı hemşehrilerime hizmet etmekten çok gurur duyuyorum.  Dolayısıyla tüm arkadaşlarımızla 2010 yılında başlayan bir serüvenimiz var. Başladığımız gün itibariyle de, kurmuş olduğumuz Malatya Dernekler Federasyonu 2010 yılında kuruldu, 30.12.2010 kuruluş tarihi. 12 yıldır da İstanbul’da, Malatya’da ve Türkiye’nin farklı noktalarında hemşehrilerimize hizmet etmeye gayret ediyoruz. Dolayısıyla sivil toplum örgütünün ana kaynağında sevgi var, sevgi olmadan da bu işi yapamazsınız.

MADEF olarak ne tür faaliyetlere ağırlık verip ön plana çıkartıyorsunuz?

Bizler 12 yıldır özellikle İstanbul’da Malatyalı hemşehrilerimize ve sivil toplum örgütlerine ciddi bir ivme kazandırdığımızı düşünüyoruz. İstanbul’da sivil toplum örgütleri eğer bugün bir program alışkanlığı kazanmışsa, iletişimi doğru kurabiliyorsa, burada örnek aldıkları en büyük kurum Malatya Dernekler Federasyonu’dur. Çünkü biz  gerek STK’lara gerekse de programların yöneticiliğini ya da başkanlığını yapan hemşehrilerimize şu anlamda örnek olduk.

MAFDEF kurulduğu gün itibariyle İstanbul’da hemşehrilerini bir arada tutmak için ciddi bir çaba sarfetmişti. Örneğin İstanbul’da farklı zamanlarda salon toplantılarıyla başladık ve Malatyalı hemşehrilerimizi bir araya getirdik. İlçelerde çok salon toplantısı yaptık. Fakat gerçekten o dönemde de bir ihtiyaçtı. Salon toplantılarına bugün de ihtiyaç duyuyoruz fakat o gün daha çok ağırlıktaydı.

Geldiğimiz noktada da yaptığımız proje ve programlara da ilgi alakanın çok fazla olduğunu gördük. Sonraki süreçte daha farklı planlamalar, farklı projeler üretmeye başladık. Yaptığımız projelerin isimlerini farklı koyalım ama işin özünde hemşehrilerimizi bir araya getirelim.

Yine örnek verecek olursam, Malatya’ya giderek orada dut festivali yaptık. Adı dut festivali ama biz özellikle bir bayrama denk getirdik. Bayrama denk getirmemizin sebeplerinden bir tanesi de gurbetteki hemşehrilerimiz ile merkezde yaşayan insanları bir araya getirmek. Gerçekten bu hem İstanbul’da hem de Malatya’daki insanları bir araya getirdiğimizde çok ciddi anlamada orada birliğin ve beraberliği sağlanıyor. Yıllardır birbirlerini göremeyen hemşehrilerimizi bir araya getiriyoruz. Dut festivali ile bu çok ilgi alaka görünce devamında Pütürge’de bal festivali yapalım.

Hiç unutmuyorum tabii biz Kubbe Dağı’nda 1800 rakımda bal festivali yapalım dedik. Bal festivaline 7 bin inan katıldı. Panayır havası, müthiş bir ortam, festival tam bir festival. 40 çeşit bal gelmiş, bir tarafta Tarım İl Müdürlüğü balları ölçerek birinci olan, ikinci olan, üçüncü olan arkadaşları tespit ediyor. Diğer yandan insanlar yemeklerini yiyerek eğleniyorlar. Orada bir ikinci bayram yaşanıyor. Bayram ama bir de insanların bir araya gelmesiyle ikinci bir bayram yaşanıyor. Müthiş bir birliktelik sağlanıyor, tabii ki insanlar bunu unutmuyor, yapanı da unutmuyor.

Sonra İzollu’da bir program yapılmadığın farkına vardık. Buranın kayısısı her yerde kayısı, tabii ki İzollu’nun kayısısı en iyi kayısı ama kayısı denilince Malatya’nın tamamı kapsanıyor. Bizler de dedik buranın bir çileği var. Gerçekten de güzel bir çileği var. Bunun adını çilek festivali yapalım, İzollu’da da bir araya gelelim dedik. İzollu’da da bir araya geldik. İzollu’da da çok büyük bir ilgi gördük. Belediye Başkanımız ile oturduk, MADEF olarak altyapısını hazırladık, oradaki altyapıya da sağ olsun belediye destek verdi ve çok kaliteli bir program çıkardık. Festival gece yarısına kadar devam etti, ilgi alaka o kadar fazlaydı. İzollu’da da evet ya biz bir araya gelebiliriz, güzel programalar yapabiliriz dedik. Bizler orada bir öncülük yaptık. Mesela bizden sonra Pütürge Belediyesi de bal festivali yaptı. Önümüzdeki yıl inşallah İzollu Belediyesi de bunu yapar. Bu festivalleri artık belediyeler kendileri yapsınlar ve bir alışkanlık olsun. Çünkü buradan gidildiğinde İzollulu hemşehrilerimiz için de bir etkinlik olsun.

İstanbul’da kayısı festivali yapalım dedik. Kayısı festivaline İstanbul’dan Malatya’ya gidemeyiz ama kayısı festivalini İstanbul’a getiririz dedik ve kayısı festivali yaptık. İlk kayısı festivalimizi 2011 yılında Eyüp’te yaptık. 11 bin insan katılmış, bu kadar inan nasıl buluyorsunuz diye soruyorlar. Biz hiçbir şey yapmıyoruz sadece bizde olan şey şu; iyi niyetle, hasbi olarak bir programı organize ettiğinizde, o taban bir şekilde orayı destekliyor ve programa katılıyor. Elbette biz durmadık, kayısı festivalini Bağcılar’da yaptık ve Bağcılar’da 600 bin insan katılmış. Geçen yıl Güngören’de yaptık federasyon olarak bize alan yetmedi.

Bizim durduğumuz yok, insanlarımızı bir arada tutma adına daha büyük bir şey yapmamız lazım. Ne yapalım diye düşündük ve Malatya Tanıtım Güleri yapalım dedik. Oturduk aylarca arkadaşalar ile dersimizi çalıştık, diğer iller nasıl yapıyor, bu işler nasıl oluyor, hepsi birbiriyle çok iç içe olduğu için her şeyin doğru planlanması lazım ve doğru bir şekilde yapılması gerekiyor. Sonuç olarak bizler tüm illerden de iyilerini alarak oturduk bir karma yaptık ve üzerinde çalıştık. Malatya’ya gittik ve orada Malatya Tanıtım Günleri yapacağımızı söyledik. Vali Bey’i, Büyükşehir Belediye Başkanını, İlçe Belediye Başkanlarını, Kaymakamlıkları, Malatya Ticaret Borsasını, Malatya Sanayi ve Ticaret Odasını, Üniversiteleri bu işin içine kattık. Programlayan biz fakat onlar olmazsa bu organizasyonun bir alamı yok. Sonraki süreçte federasyon olarak onların katılmasıyla ciddi bir zenginlik kazandık. Malatyalı esnaflara tanıtım günleri yapacağımızı söyledik fakat gelmeyeceklerini söyleyenler oldu. Bazıları inandı geldi bazıları inanmadı gelmedi. Sonuç olarak bir şekilde esnafı getirdik. Yemekte de aynı. Malatya yemek kültürünü tanıtalım istedik, teklif götürdüğümüz insanların yarısı geldi. Tabii o sene yapmış olduğumuz tanıtım günlerinde yağmur yağıyor. Yağmur yağıyor ama Malatyalılar da yağmur gibi oraya yağıyor. 2017 yılında  yapmış olduğumuz Malatya Tanıtım Günleri  oldukça yoğun bir katılım vardı. Bizler sahildeki otoyolu tıkadık. Bu kadar büyük bir ilgi vardı. Tabii bu kez tüm esnaflar pişman oldular çünkü esnafta mal kalmadı. Kayısı kalmadı, getirdikleri ürünler kalmadı, tonlarca kayırı satıldı.

Gelecek yılda dersimizi çalışalım daha iyisini yapalım. Oturduk dersimizi çalıştık. Esnaf üzerinde çalıştık, kamu kurumlarının satanlarını kaliteli bir tasarım yaptık. 2018 yılında Malatya’nın Beşkonaklar’ı getirdik ve Malatya Tanıtım Günleri’ne nakşettik. Tanıtım günlerine gelenler şaşırıyor, bunlar Malatya’nın Beşkonaklar’ını getirmişler buraya. Herkes Malatya’yı takip etmeye başladı. Akabinde diğer ilçeler de durmadı. Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin, Yeşilyurt Belediyesi’nin, Battalgazi Belediyesi’nin, Valiliğin tüm stantları ona göre planladık. Herkes gıptayla gelip bakıyor Malatya bu. Bir taraftan Malatya’nın gönlü zengin ikram da bol. Her gele misafire hem belediyeler, hem bizler mutlaka bir şeyler ikram ediyoruz. Malatya’nın özelliği bu zaten, Malatya’nın insanıyla ikram konusunda kimse yarışamaz. İnsani olarak dışardan gelen bir misafiri ağırlamak için elimizde ne varsa onu ikram etmeye gayret ediyoruz. Bu çok güzel bir alışkanlık. Bu konuda özellikle şunu söylemek isterim, Malatyalı hemşehrilerim ile her alanda gurur duyuyorum.

Akabinde tanıtım günlerini 2019 yılında tekrar yaptık. 2019’da daha profesyonelleştik. Tüm stantların hepsi Malatyalı, yemek stantları, ürün stantları, tüm sanatçılar Malatyalı, sunucular Malatyalı, çekenler Malatyalı  herkes Malatyalı. Hizmet hep Malatya’dan. Çok profesyonel bir çalışma yapmıştık ve o sene tanıtım günleri çok güzel geçmişti. Katılan protokol çok üst seviyedeydi. İki tana vali, bakanlar, milletvekillerimiz. Herkes Malatya’daki Malatya Tanıtım Günlerini merak ederek geldiler. Bizler federasyon olarak sonraki süreçte, meseleye siyaset girdi ve doğal olarak Büyükşehir Belediyesi el değiştirince, görüşümüzden dolayı bu işi başka arkadaşlar yapmaya başladı. Bizi taklit ederek yapmaya çalıştılar fakat ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Çünkü orada sevgi yok, orada samimiyet yok, onu katmadığınız zaman hiçbir programda başarılı olmazsınız. Her iş böyledir, samimiyetin olmadığı bir yerde başarı elde edemezsiniz, insanları da oraya getiremezsiniz, istenilen bir seviyede de bir program yapamazsınız. 

Esmanur Kadak - Malatya Dernekler - Federasyonu - Başkanı - Yılmaz - Durmuş - Kalegundem com

Malatya Dernek Federasyonu olarak önümüzdeki süreçte tüm dernekleri birleştiren ortak proje fikirleriniz var mıdır? Varsa bu fikirleri bizimle paylaşır mısınız?

Şunu net bir şekilde ifade edeyim, bizim bir kere her şeyden önce hem proje hem de hayalimiz. İstanbul’da, İstanbul’u temsil edecek büyük bir kültür merkezi yapılması konusunda ciddi bir çalışmamız var. Fakat bunun ortalıkta çok fazla dillendirmenin bir yok ama iş belirli bir noktaya geldiğinde biz çıkarız ve daha açık bir şekilde ifade ederiz. Şu an bir noktaya geldik ama bazı şeylerin netleşmesi lazım, onu bekliyorum. Netleştikten sonraki süreçte bir kere Malatyalıların çok üst seviyede bir merkezinin olması lazım. Bu noktada da Malatya’ya yakışır bir şey olsun istiyoruz çünkü Malatya denilince Türkiye’nin önemli bir mayası. Doğu Anadolu’nun göbeğinde, Bati ile Doğu arasında tam bir mihenk taşı. Her alanda önemli bir şehir, insani olarak çok birleştirici bir gücü var.

Kültür merkeziyle beraber işin özünde orada daha farklı projeler yapacağız. Merkezimizde çocuklar ile ilgili, gençler ile ilgili, yaşlılar ile ilgili, kadınlar ile ilgili de projelerimizi yöneteceğiz. Biz bu anlamada ihtiyaç sahibi insanlarla daha fazla ilgileneceğiz. Projelerimiz daha hızlı bir şeklide üretilecek. O alan gençlerin ve projesi olan herkesin çalışmalarını yapacağız. Her Malatyalının şu hakkı var ki, buna da inanıyorum çok başarılı olacaklar. Bir Malatyalı gence istenilen seviyede destek verdiğinizde, o gencin her şeyden önce devletine, milletine ve kendisine faydalı olur. Akabinde geliştireceği projelerle ve kendi mesleki kariyeriyle beraber insanalar yetiştirmek lazım. Bugün çok iyi yerlerde görünmeyen, zeki, akıllı gençlerimiz var. Çok iyi yerlerdeler kimse bilmez ama bu ülkeye faydalı işler yapıyorlardır. Bu denemek oluyor ki, bize düşen yarın kuracağımız bu merkezde hiç ayrım yapmıyorum kim olursa olsun altta yetişen insanlara destek sağlayabiliriz ve Malatya’nın gençlerinin bu ülkenin neresinde tutabiliriz bunun mücadelesini vereceğiz.

Malatya Dernek Federasyonu olarak birçok insanın sizden beklentileri bulunmakta. Peki sizin derneklerden beklentileriniz nelerdir?

Şu an piyasada herkesin bir beklentisi var, bu beklenti nasıl oluştu onu da bilmiyorum. Tabii ki bizim alanımızı aşmamak şartıyla, çünkü biz her şeyi yaparız diyemeyiz. Fakat gücümüzün yettiği her alanda neye elimiz uzanıyorsa onu yapmaya gayret ediyoruz. Şunu da açık bir şekilde ifade edeyim, Malatyalı hemşehrilerim gerçekten kalben seviyor, bunu kalbimden onlara karşı bende hissediyorum. 81 ilimiz var, bizler hiçbir ilde ayrım yapmayız, insan sevgisi farklı bir şeydir. Tabii ki bir Malatyalı olarak benim pozitif bir ayrım yapmam kadar doğal bir şey yok. Malatyalı hemşerilerimin sevgilerini de hissediyorum ve beklentilerini de biliyorum. Sabırlı olursak inşallah, günü geldiğinde onlar da gerçekleşir.

Uzun yıllardır Malatya Dernekler Federasyonu Başkanı olarak görev yapmaktasınız. Bu süreçte unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?

Şunu ifade edeyim 8 yıl Bir Adım Derneği’nde başkanlık yaptım. Biraz önce söyledi ya bizim için garibe ulaşmak, toplumda birilerinin ulaşamadığına ulaşabilmek bunlar bizler için çok kıymetli şeyler.

Birgün bize bir yaşlı amca, bir yaz geçti bir karpuz yiyemedim dedi. O gece yatamadım. Gece saat 23.00 arkadaşlara dedim hadi gidelim. Dedim ki bu çok kanıma dokundu. Neyse biz gittik, kapıyı çaldık. Kapıda bir abla çıktı, durumu anlattık, bize yok o bizim bir babamız öyle bir sorun yok dedi ama üst katta bir teyze var mutlaka bir bakmanız gerekiyor, çok sorun var orada dedi. Arkadaşlarımızla kapıyı çalıyoruz, içeride ses var ama kapı açılmıyor. Neyse teyze sürüne sürüne geldi kapıyı açtı. Teyze kapıyı açınca ve biz içerisini görünce insanın içi gidiyor. İçerisi buz gibi, camlar açık, teyzenin vücudu su bağlamış, 150 kilo olmuş, o kadar kötü bir durumda.

Teyzeyi biz yatağına aldık ve arkadaşlarla önce teyzenin bir üstünü başını düzeltelim sonrada ambulansı çağıralım ve bu teyzeyi hastaneye götürelim. Biz teyzeyi on kişi ancak aşağıya indirebildik. Sedye almadığı için battaniye ile indirdik teyzeyi. O zaman Gaziosmanpaşa’da ambulans istedik, teyzeyi aldık Cerrah Paşa’ya götürdük. Teyzenin bir oğlu evliymiş bırakmış gitmiş, bir oğlu da doğru düzgün gelmiyormuş. Teyze kendi başına kalmış ihtiyaçlarını da karşılayamamaktan, evde tek kalmamaktan çok kötü bir duruma düşmüş.

Teyzeyi apar topar alıp yatırdılar, biz üç dört arkadaşız ve bize bir liste verdiler. Nedir bu dedim, medikal malzeme listesi olduklarını söylediler. Listeye bakıyoruz ve arkadaşlara diyorum kaç paranız var, biri diyor 20 lira, diğeri diyor 20 lira. Medikal malzemesi alacağız, malzemeye bakıyoruz nereden bakarsan 300-400 lira tutacak. Arkadaşalar ile birbirimizin yüzüne bakıyoruz, topladığımız para 80 lira.

O sıra uzaktan bir abimiz geldi, selam verdi. Dedi ki arkadaşalar ben uzaktan sizi seyrediyorum siz herhalde bu teyzeyi tanımıyorsunuz, biz de yok tanımıyoruz dedik. Siz bu teyze için çaba gösteriyorsunuz, benim medikal dükkanım var Fındıkzade’de, bu benim kartım, ben şimdi arıyorum geçin teyzenin malzemelerini alın, bizim de hayrımız olsun.

Bu çok farklı bir anı tabii ki, teyzenin eşi askerde vurulmuş, tabii iki tane oğlu var ama işte bakılmayınca da teyze ortada kalmış. Sonra çocuğunu da bulduk, aldık götürdük, teyzenin başında durma zorunluluğu getirdik, harçlığını da verdik. Teyzeyi iyileştirdik, ablası vardı onu çağırdık ve ablasına teslim ettik.

Bunlar kul sıkışmayınca hızır yetişmezmiş ya, işte yine niyet önemli. Burada iyi niyetle yapmış olduğunuz güzel işlerin karşılığını sizi yoktan var eden Allah veriyor. Bu tarz çok anım var fakat bu beni çok etkilemişti. Bizim bazen yardım ettiğimiz insanlar olduğu gibi yardım edemediklerimiz de oluyor. Çünkü insani olarak herkes her şeye yardımcı olamaz.

Yirmi yaşındaki Yılmaz’a bir tavsiye verecek olsaydınız bu ne olurdu? Bizi izleyen genç arkadaşlara bir nasihattiniz var mı?

Öncelikle kesinlikle anne babamın sözünü dinlerdim. Çünkü anneler ve babalar hayatta her şeyi yaşamış, doğruyu yanlışı görmüş, helali haramı görmüşler. Çalışırken karşınıza nasıl sıkıntılar ve zorluklar çıkacağını görmüşler çünkü tecrübe parayla satın alınamıyor ve yaşayarak öğrenmek zorundasın. Ömürlerini yaşarken, evlatlarına diyorlar ki burada yanlış yapma, bunları gördükleri için söylüyorlar. Anne babamın bir dediklerini iki yapmış bir evlat değilim. Annem babam okuma yazması olan inanlar değil ama onlara çok hürmet ederdim, babam vefat etti ama anneme hâlâ çok hürmet ederim. Annem babam bana her zaman dua ederler. Anne ve baba duası kadar güzel bir şey yok. Birincisi genç biri olarak onları dinledim.

İkincisi kesinlikle ve kesinlikle bir üniversite bitirirdim. Eğitim çağımızın vazgeçilmezidir. Biz her gencin en düşük lise, üstü olarak da yüksek lisan, doktora, profesör olursunuz. Ben bugünde olduğu gibi 20 yaşımda da bir üniversite mezunu olmak isterdim. Alanımda başarılı olduysam oldum, olamadım ticaret yapmayı tercih ederdim. Malatyalıların ana kaynağında ticaret var mesela. karşı bu kadar aidiyet duymamın sebebi toplumla iç içe yaşamam olduğunu düşünüyorum.

Gençler kendilerini geliştirmek istiyorlarsa mutlaka kendilerini bir sivil topluk örgütü veya siyasetin bir yerinde görev alırlarsa daha çok gelişirler. Çünkü sürekli toplumla hemhal oluyorsunuz. Ben 14 yaşımda görev aldım, bugün olsa yine görev alırdım. Özellikle şunu net bir şekilde ifade etmek isterim, genç olsaydım namazlarımı kılar, Kur’an-ı Kerim okurdum. Bunlar insanın gelişimiyle, insanın olgunluğuyla, toplum karşı düzgün biri olabilmesi için bunlar çok önemli. Çünkü her şeyin temelinde o var. Namaz kılan insan yalan söylemez, namaz kılan insan ticaret yaparken dürüst yapar ticaretini, bir malamdayken insanlara gerçekten Allah rızası için yardımcı olur.

Kale Gündem gazetesini daha önce duymuş muydunuz? Gazetenin yayınlarını nasıl buluyorsunuz? Son olarak okurlarımıza bir mesajınız var mıdır?

Kale Gündem gazetesini geçen hafta bir toplantıda bahsedildi. Baktık iki tane kızım bu işleri yapıyor. Özellikle medya gruplarının davetlerine katılmam. Ama baktım iki tane kardeşim, bu kardeşlerimizin bir çabası var biz de kardeşlerimizin yanında olursak büyürler dedik. Şuna inanıyorum, gençlerimizin artık ilçelerde veya Malatya’da yerel gazetecilik yapan arkadaşlarımıza bakıyoruz, onları küçük görmek değim hepsi bizler için çok önemli fakat birçoğu eğitimsiz. Yani otur bir haber yaz desen, yok. Birilerine yaptırıyorlar, ismi bu, fotoğrafı bu diye.

Bu işin gerçekten eğitimini almış, bu işi bilen birileri yaptığında mutlu oluyorum. Kale Gündem’de de onu gördüm. Önümüzdeki süreçte sanki siz kaleye sığmayacaksınız, isminizi değiştirerek Malatya’ya dönüşebilirsiniz gibi geliyor. Kale size çok küçük gelir ben size onu söyleyeyim. Böyle bir fotoğraf gördüm.

Okuyucularınıza şöyle bir tavsiyem var, bu genç kardeşlerimize destek verelim. Biz federasyon olarak destek vereceğiz, sizler de bundan sonraki süreçte bu kardeşlerimize destek verin ki gelecekte, bizim normalde sosyal medyada ve aynı zamanda gazetelerde görünen yüzümüz olsun ve bizleri toplumla buluştursunlar. 

 

Röportaj ve Görüntü: Esmanur Kadak / Merve Özbay

 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Kale Kıyıcak Köyü Derneği Kale Gündem gazetesini ağırladı

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.