Ersin Demir: “Atlas Grubu, Atlas Grup yapan 50 kişilik personeli”

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Kale Gündem – Atlas Grup A.Ş. Kurucusu Ersin Demir, Malatya’nın Kale ilçesi Salkımlı köyünde hayata geçirmek istediği lokanta projesini, Atlas Grup Anonim Şirketi’nin büyüme hikâyesini Kale Gündem’e anlattı.

Ersin Demir’e yöneltilen sorular ve cevapları şöyle:

Ersin Bey öncelikle sizi tanımak ve aynı zamanda seyircilerimize tanıtmak isteriz. Ersin Demir kimdir? Kendinizi nasıl tanımlarsınız?

1986 yılında Malatya’nın Kale ilçesinde Salkımlı köyünde dünyaya geldim. İlkokulu Salkımlı Köyü İlköğretim Okulu’nda okudum. Ortaokulu İzollu Lisesi’nde okudum. Ortaokulun ardından ailevi nedenlerle İstanbul’a göç etmek zorunda kaldık. Liseyi İstanbul’da tamamlamak zorunda kaldım. Liseden sonra, İstanbul Üniversitesi Basın Tasarım, Yayıncılık bölümü okuyarak mezun oldum. Akabinde Anadolu Üniversitesi işletme bölümünden mezun oldum. Mezun olduktan sonra kendi işime yönelmek istedim. Herhangi bir işte çalışıp para kazanayım değil de kendi işimi yapayım mantığıyla ilerledim.

2014 yılına kadar bireysel olarak birkaç kişinin işini takip ettim. Daha sonra da kendi firmamı kurma kararı aldım ve kendi firmamı kurdum. Şu an Atlas Grup olarak devam ediyoruz. Bünyemizde; kargo, nakliye, ihracat, 2 tane de kafe barındırıyoruz.

Atlas Grup hakkındaki sorularıma geçmeden önce Malatya’ya ne sıklıkla gittiğinizi ve memleketinizle olan bağınızı merak ediyorum. İlçenizde hayata geçirmek istediğiniz projeleriniz var mı?

Her yıl Malatya’ya gidiyoruz. Ora ile bağlarımızı hiç koparmadık. Tabii işimizin yoğunluğundan dolayı burada da kalmak durumundayız, her zaman gidemiyoruz oraya. Kale’de elbette eksiklikler var. Kale’ye birkaç proje kazandırmak için elimizden geleni yapıyoruz. Elimizdeki projeyi kazandırmak için birkaç adım attık ama deprem oldu. Depremle beraber projemizi askıya almak zorunda kaldık. Çok büyük bir restoran projemiz vardı, Türkiye’de benzeri bulunmayan bir projeydi.

Bölgede böyle bir projenin eksikliğini gördük çünkü Malatya halkı daha salaş yerlerde yemek yiyor. Ama bir devlet büyüğümüz, cumhurbaşkanımız Malatya’ya geldiği zaman böyle salaş bir yere yemeğe götüremezdik. Böyle bir yeri açarken bir devlet büyüğü Malatya’ya geldiği zaman onu Kale’de nasıl ağırlarız, onu Kale’ye nasıl getirebiliriz mantığıyla hareket ettik. Projeminiz yarısını tamamladık ama depremden dolayı durdurmak zorunda kaldık.

“Kaliteli bir iş yapın ve ona inanın, kesinlikle yarı yolda kalmazsınız”          

Projenizin başlama tarihi için bir tarih öngörüyor musunuz?

Kale Belediye Başkanı Murat Koca ile birlikte yol çalışmalarımıza hız verdik. Kendisine de teşekkürlerimi sunuyorum. Çok büyük yardımlarda bulundu bize. Yolun yarısını bitirdik ama deprem dolayısıyla diğer yarısı tamamlanamadı. Çünkü depremden ötürü bölgedeki araçları geri çekmek durumunda kaldık. Mardin’den taşlarımıza kadar her şeyi sipariş etmiştik, sadece ödemelerini yapmamıştık. Çok kısa bir sürede bitirmeyi planlıyorduk maalesef olmadı. Hedefimiz var tabii Malatya’nın ayağa kalkması gerekiyor. Çünkü biz bölgeye hitap etmek istedik. Malatya, Elazığ, Adıyaman üçgenine hitap etmek istedik. Depremden dolayı üç ilde kötü durumda bu nedenle projemizi askıya almak durumunda kaldık.

Peki projeniz nerede yapılıyor?

Malatya’nın Kale ilçesine bağlı Salkımlı köyünün olduğu bölgede büyük bir dere var. O derenin üzerinde 7 tane büyük dere bulunmakta. Şu anda kalıntılar duruyor. Biz bu değirmenlerin bulunduğu bölgenin doğal güzelliklerinin de kullanarak bir konsept yaratmak istedik fakat şu an projemizi askıya aldık.

Projenizi hayata geçireceğiniz bölge ulaşım açısından rahat bir bölge mi?

Ulaşım olarak rahat bir bölge değil. Bu nedenle yollarımızı yapmaya çalıştık. Bölgenin tek artısı suyu bol bir yer. Yedi tane köy bizim orada su almaya geliyordu. Bu nedenle bu gölgede güzel bir işletme kurulabileceğini düşündük. Doğa olarak çok çok güzel bir yer. Bir de ticaret yaparken şuna inanıyorum; iyi bir ürün satarsanız, kaliteli bir ürün satarsanız onun reklamını yapmanıza gerek kalmaz. Kaliteli bir iş yapın ve ona inanın, ona inandığınız zaman kesinlikle yarı yolda kalmazsınız.

Atlas Kargo: 63 Irak kargo firması arasında ilk 3’te

Sizden Atlas Grup’un hikayesini dinlemek istiyoruz. Atlas Grup A.Ş fikri nasıl ortaya çıktı?

Üniversiteden mezun olduktan sonra Iraklı iki tane ağabeyimiz vardı. Onların işlerini takip etmeye başladık. Onların işlerini takip ederken bana güvendiler. Bana maddi olarak da manevi olarak da çok destek oldular. Buradan Irak’a ürün göndererek ihracat yapıyorlardı. Kendi işimizi nasıl kuracağımızın istişaresini yapıyorduk. Akabinde bir kargo firması kurmaya karar verdik ama işlerin bu boyuta gelemeyeceğini inanın ben de hayal edemiyordum. Biz 2017 yılında kargo firmamızı kurduk.  2017 yılında kargo firmamızı kurduğumuz zaman çok kişinin tepkisini aldık. Şöyle tepki aldı; ofisimizi yaptık, elimizden geldiğince lüks çalışmaya gayret gösterdik. Şimdi görüyoruz ki kargo firmalarının tamamı bizim gibi lüks bir ofis yapmaya, lüks bir depo tutmaya, çalışanlarını üniversitenin ilgili bölümlerinden mezun olmuş çalışanlar almaya gayret göstermeye başladılar. Buda bizim için doğru yerde, doğru bir alanda olduğumuz anlamını gösteriyor.

2017 yılında firmayı açtığımızda 63 tane Irak kargo firması vardı. Biz bu firmalar arasında ilk üçteyiz. Sadece kargo olarak değil ihracat olarak da iyi bir yerdeyiz.

“Türkiye’nin tüm noktalarından Irak’ın tüm noktalarına kargo hizmeti sunuyor”

Atlas Grup Kargo ne tür hizmetler sunmakta ve kaç kişi istihdam etmektedir?

Atlas Grup Kargo isminden de anlayacağınız üzere özellikle Türkiye’nin tüm noktalarından Irak’ın tüm noktalarına kargo hizmeti sunuyor. Asıl amacımız buydu. Şu anda Atlas Grup Kargo Anonim Şirketi olarak firmamızın ismini değiştirmek zorunda kaldık. Çünkü Atlas Grup artık bünyesinde; kargo, dış ticaret, ihracat ve gıda sektörünü de bünyesinde barındıran bir grup haline geldi. Biliyorsunuz Gloria Jean’s Kafe diye bir firmamız var. Türkiye’de 170-180 tane şubesi olan bir firmamız var. Dünya çapında ise 7000’e yakın şubesi olan Avustralya kökenli bir firma. Bu firmanın da Sefaköy ve Atakent olmak üzere iki tane franchising almış durumdayız. 

Gloria Jean’s şubeleri Kale’de hayata geçirmek istediğiniz projeden önce mi yapmış olduğunuz bir girişim miydi?

Biz Malatya’daki projemizi yapmadan önce Sefaköy şubesiyle zaten tecrübelenmiştir. Pandemi döneminde herkes her yeri kapatırken, ürünlerini devrederken biz onu fırsata çevirerek kafe almak istedik. Tabii ki herkes bize deli gözüyle baktı. Her yer kapanıyor,  kimse kirasını ödeyemiyor, çalışanlarının maaşlarını ödeyemiyorlar, sen gidip kafe devralıyorsun, kafeler zaten kapanıyor dediler. Önemli olan krizleri fırsata çevirebilmektir. Biz bunu gördük biraz kafemizi açtık ve akabinde başarılı da olduk. Allah’a şükür iki katlı bir kafeydi biz üç katlıya çevirdik. Oradaki başarımızın ardından tecrübeler edindik. Tecrübeler neticesinde Malatya’da uzun zamandır aklımızda olan yeri açmak istedik. Çizimlerini yaptık ve projemizi tamamladık ama durmak zorunda kaldık. Aslında tecrübeliydik, tecrübesiz değildik.

“İnsanlara istihdam sağlamak onur verici”

Gıda sektörüne girmek istemenizin özel bir nedeni var mı?

Gıda sektörü benim aklımda ve içimde olan bir sektördü. Yemek yapmayı çok seviyorum. Malatya’daki projeye çok hız vermeye çakıştık ama maalesef imkânlar el vermedi.  Proje sürecimiz askıya alındığı için İstanbul’da açtığımız iki kafeyle sektöre yakın olmaya ve sektörü öğrenmeye çalıştık. Bu sayede daha fazla insana istihdam sağlamış olduk. Erbil’de, Bağdat’ta, Gloria Jean’s Atakent’te, Gloria Jean’s Sefaköy’de, Aksaray merkez ofisimizde ve Bakırköy’deki depomuzda 50 personel çalışıyor. Bu bizim için onur verici bir şey. İnsanlara istihdam sağlamak onur verici.

50 kişiye istihdam sağlamak ciddi bir sorumluluk, peki bu sorumluluk duygusunu nasıl tanılarsınız?

Şöyle bir söylem var, belki de duymuşsunuzdur. Allah kısmet ederse mermere geçirirmiş kulun dişini, Allah kısmet etmezse muhallebi yerken kırarmış dişini. Bu tarz bir anlayışla yola çıktık. Evet bu çocuklara biz ekmek veriyoruz ama hiçbir patron bununla övünmemeli. Çünkü bu çocukların hepsi bir emek sarf ediyor. Atlas Grubu, Atlas Grup yapan 50 kişilik personeli, biz değiliz. Biz sadece öncüyüz. Olaya böyle bakıyorum. 50 kişilik ekibimde herkes kendi alanında çok başarılı. Onlardan dolayı biz buradayız.

Kargo güvenliği konusunda aldığınız önlemler nelerdir?

TIR’lara ürünlerimizi yükledikten sonra aracımız gümrüğe gider. Gümrüğe gittikten sonra aracımızın yük sigortasını yaparız. Araç sigortamızı ve yük sigortamızı kesinlikle yaparız. Kaybolacak en ufak bir ürünün geri ödemesini müşterilerimize sağlıyoruz. Sigorta kısmını bu şekilde çözüyoruz. Tabii ki Türkiye sigortaları Habur Kapısı’ndan sonrasını kesinlikle kapsamıyor. Irak’ta da takdir edersiniz ki yıllardır çalışıyorum ve orada büyük bir çevre edindik. Irak’taki güvenliğimizi sigorta olmadığı için, oradaki güvenlik görevlisi şirketlerinden destek alarak TIR’larımızı alıp depomuza kadar götürüyoruz.

Peki işinizden dolayı Irak’a sık sık gider misiniz?

Ayda bir kez kesinlikle Irak’a gidiyorum. Çünkü Erbil’de ve Bağdat’ta depolarımız var. Gidip kesinlikle kontrol etmek zorunda kalıyoruz.

Şirketinizin teknolojik altyapısı nedir ve müşterilere online platformlar aracılığıyla hangi hizmetleri sunuyorsunuz?

Ne yazık ki çevrimiçi hizmet sunamıyoruz. Sunmuyoruz demiyorum, sunamıyoruz. Çünkü Irak bizden yaklaşık 10 sene geri geldikleri için biz burada teknolojik bir platform yapsak bile oradaki insanlara entegre edemem bunu. Zaten önemli olan da oradaki insanların takip edebilmesi. Buradaki fabrikalara olan diyaloglarımızla bir şekilde çözüyoruz. Ama Irak’ta tüm işler telefonla çözülüyor, telefon ile malın nerede olduğunu öğreniyorlar.

Irak’a ne tür ürünler gönderiyorsunuz ya da talep ediliyor?

Atlas Grup olarak sektörde öncü olduğumuzu söyleyebilirim. Irak kargo firmaları arasında ufak kolileri taşımıyoruz, daha çok ağır yükler taşıyoruz. Tekstil taşımıyoruz. Çünkü o kadar fazla tekstil taşıyan firma var ki onlardan biri olmak istemiyoruz. Biz daha çok; mobilya, kozmetik, inşaat malzemeleri ve daha ağır sanayi malzemeleri taşıyoruz.

Bu ürünler arasında en çok hangi ürünü taşıyorsunuz?

Şu sıralar en çok kozmetik ürünleri taşıdığımızı söyleyebilirim. Sebebi ise bölgede bir isim yapmış olmanız. Bu söylediğim her sektörde aslında böyledir. Bizim ismimiz kozmetikle biraz daha içli dışlı olduğu için bütün kozmetikçiler bizi arar oldu. Bu nedenle şu an Irak’a en çok kozmetik ürünler gönderiyoruz.

Kargo hizmetlerinizde kullanılan taşıma araçları ve lojistik ağınız hakkında bilgi verebilir misiniz?

Yaklaşık olarak 140 araçla çalışıyoruz. Bu 140’tane TIR arasında dışarıda aldıklarımız var, kendi bünyemizde olan araçlarımız var. 5-10 TIR ile bu işi götürmek mümkün değil. Bu sürecin koordinesini şu şekilde sağlıyoruz; gıda sektöründe bir müdürümüz var, ihracat sektöründe müdürümüz var. Müdürlerimizin kendi ekipleri var, koordineyi o ekiple sağlıyorlar.

Yüksek talep dönemlerinde (tatil sezonları, özel günler) kargo hizmetleriniz nasıl etkilenir ve bu durumla başa çıkmak için alınan önlemler nelerdir?

Aslında o kadar güçlü bir altyapımız var ki, 200 TIR’lık bir ihracatta bile sıkıntımız olmuyor. Tabii bu gibi anlarda dışarıdan araç almak zorunda kalıyoruz. Dışarıdan aldığımız araçların da güvenlik noktasında sıkıntılar yaşayabiliyoruz. Araçlarımızı tanıdık firmalardan almaya gayret gösteriyoruz. Proje bazında çalışıyoruz. Proje bazında çalıştığımız zaman da bu dönemlerin bir önemi olmuyor aslında.

Proje bazında çalıştığınızı söylediniz, o zaman kışları daha az iş yazları ise daha fazla iş oluyor diyemeyiz?

Irak ile alakalı zaten kargo yükleri yaz aylarında daha çok oluyor. Depomuzdaki yüklemeleri yazları yapıyoruz. Kışın ise proje yükleri oluyor. Kışın da araçlarımızı proje bazında yükleyerek bölgeye gönderiyoruz.

Şirketinizin müşteri memnuniyeti politikası nedir ve bu konuda izlediğiniz stratejiler nelerdir?

Ben belki sahada değilim ama arak planda oldukça etkin bir şekilde çalışıyorum. Ofisimin kapısını kesinlikle hiçbir zaman kapalı tutmuyorum. Her zaman açıktır. Bir koli getiren arkadaş da bir TIR getiren arkadaş da daima bana ulaşabiliyor. Cep telefonu numaram tüm sosyal medya hesaplarımızda herkese açıktır.

Rekabet avantajlarınız nelerdir ve müşterilerinizi çekmek için hangi özel hizmetleri sunuyorsunuz?

Bizim asıl müşterilerimizin tamamı Irak’tan geliyor. Buradaki fabrikalarla diyaloğumuz elbette çok çok iyi ama Irak’taki müşterilerimiz kendi aralarındaki söylemleri daha etkili oluyor. Biz biraz daha kulaktan kulağa yayılıyoruz. İlk etapta çok büyük reklamlar verdik. Irak’ın büyük televizyon kanallarına reklamlar verdik, sosyal medya mecralarından reklam verdik fakat firma tanındıktan sonra reklamı kestik ve kalitemizle konuşalım istedik. Tabii ki bu sözlerim ilerleyen zamanlarda reklam yapmayacağımız anlamına gelmiyor.

“Fiyat indirmek hiçbir zaman rekabet değildir”

Kendilerini ticaret alanında geliştirmek isteyen gençlere neler önerirsiniz?

Birincisi ikili ilişkilerinizi kesinlikle ve kesinlikle çok iyi tutun. Hatasız hiç kimse yoktur. Hayatınızdan insanları çıkarmamaya alışın. Yaptıkları bir hata yüzünden herkesi hayatından çıkaracaksın diye bir kaide olmamalı. Kapıyı devamlı aralıklı tut diye bir af vardır. O kapı devamlı aralıklı tutulacak. Çevrenizdeki insanlar ne kadar çok olursa o kadar çok iş imkanı yakalarsınız. İkincisi kalitenizden kesinlikle ödün vermeyin. Fiyat indirmek hiçbir zaman rekabet değildir, bunu aklınızdan çıkarmayın. Gençler kesinlikle yaptığınız işite fiyat indirmeyin. Sizin bir kaliteniz vardır, sizin kaliteniz kendi vermiş olduğunuz puana göre olmasın. Sizin kaliteniz dışarıdaki insanların vermiş oldukları puana göre belirlensin. İstediğiniz ürünü istediğiniz yerde reklamsız bir şekilde satabilirsiniz. Yetere ki kaliteli iş yapın.

Röportaj: Esmanur Kadak