36,2388$% 0.35
38,0197€% 0.32
45,6053£% 0.35
3.360,93%-1,10
5.564,00%-0,71
3533881฿%-0.36317
Seninle birlikte yaşıyoruz, değişirken aynı zamanda büyük bir hızla gelişen ve adı gibi gerçekten “Büyükşehir” olan Malatya’da. Aynı kentin sakini ve sahibi olarak yaşamaktayız bir arada. Aynı yağmurda ıslanıp, aynı güneşe gülen bir yerdeyiz. Kısacası aynı evin içindeyiz. Kulağa ne kadar hoş gelmekte değil mi? “Aynı aileden olmak, aynı duyguları paylaşmak”. Yalnız gel gör ki sadece kulaklarımızda hoş bir seda olarak kaldı tam olarak aile kavramı.
Sence de öyle değil mi? Yaşam kalitesi, hayat şartları derken kaybetmedik mi değerlerimizi, kendimizi en önemlisi ailemizi? Uzakların yakın olduğu bir dünya da uzak olmadık mı yakınlarımıza? Aynı evin içinde hasret kalmadık mı aile sohbetlerine? “ Onlara öf bile demekten sakının” ikazına rağmen hafta da kaç defa çalar olduk anne-babamızın kapısını? Akşam eve yorgun gittiğimizde kaç kere eşimizin güler yüzü ile unuttuk tüm sıkıntıları ve yorgunlukları? Elimizde ki telefona ve bindiğimiz arabaya gösterdiğimiz alakayı gösterdik mi gözleri ışık saçan çocuğumuza?
Çocukken annemize söylediğimiz “Seni dünyalar kadar seviyorum” sözlerinde saklı kaldı dünyanın büyüklüğü. Çünkü küçülen bir dünya da yaşar olduk haliyle. Bir de baktık ki dünya küçüldükçe bizler de dahil olmuşuz bu küçülmeye. Öyle değil midir ki, 3+1’lerde yaşar olduk iki kişi diye. Evlerimizin bir bölümü hep misafir odası oldu. Hayallerimizi süsledi orada duracak mobilyalar ve perdeler. Ama hayallerimizde hiç yer vermemişiz en güzel odalarda oturacak en güzel insanları yani eşi, dostu, akrabayı….
Kapitalizmin etkisinde ki modernitenin cazibesi almadı mı bizi bizden? “Son teknoloji harikası” diye bağıran TV’leri izlerken, fark etmedik evden giden çocukları, kardeşleri.
Hep kendimizi teselli ettik , “ Ne yaptıysak ailemiz için, onların mutluluğu ve geleceği için” diye. İşte türlü bahanelerle avutmadık mı kendimizi günbegün uzaklaşırken ailemizden? Hani en güzel anılar ve yaşanmışlıklar her daim kalıcıdır ve hep özleriz ya o günleri. İşte anılarımızı özler olduk bu durumda.
Özlemedik mi, ilkleri yaşadığımız, ilk durak yerimiz olan gerçek aileyi?
Özlemedik mi, çocukken ağladığımızda, büyüdükten sonra bile dertlendiğimizde “Gadasını aldığım” diyen anne-babanın merhametli sesini?
Özlemedik mi, aynı sofrada, aynı tastan çorba içip, aynı ekmeği bölüştüğümüz ve payına kardeş dediklerimizi?
Özlemedik mi, bayram sabahları kurulan büyük ve geniş sofraları, yemeklerden sonra öptüğümüz ellerden aldığımız harçlık ve şekerlerin tadını?
Özlemedik mi, düğünlerde karşılıklı oynadığımız, halaylar çektiğimiz hısım-akrabayı?
İşte bizler çok özledik. Bu yüzden bizim gerçek hazinemiz arabamız, evimiz, eşyalarımız değil diyoruz. Bizim gerçek hazinemiz annemiz, babamız, dedemiz, ninemiz, teyzemiz, amcamız. Kısacası sevdiklerimiz. Kısacası ama en değerlisi olarak AİLEMİZ.
Çünkü sen de, ben de hepimiz şunu çok iyi biliyoruz ki; insanın dünyada ki cennetidir “AİLE”.
Ölçülü Yaşamak
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.