34,7004$% 0.26
36,7726€% 0.37
44,2923£% 0.52
2.960,54%0,92
4.919,00%0,14
3366100฿%-0.3229
Kültürel miras; toplumun kimliğiyle, kültürüyle, tarihiyle ilgili somut ve soyut ürettiği bütün değerlerdir. Gerek kendi coğrafyamızda gerekse dünya ölçeğinde ortaya koyduğu tarih, kimlik ve kültür değerleri açısından vazgeçilmez niteliktedir.
Kahramanmaraş merkezli 10 ilimizi birinci derecede etkileyen yüzyılın yıkımını yaşadığımız şu günlerde bir kere daha önce insan merkezli olmak üzere kültürel mirasımızın korunmasının ne kadar önemli olduğunu ortaya koydu. Kültür ve Turizm Bakanlığımız koordinasyonunda ilk günden beri kurduğu ekipler gönüllü STK’lar ve meslek grupları ile çok yönlü bir çalışma yaparak bu büyük afetin kültürel mirasımıza verdiği hasarı tespit etmeye çalıştı/çalışıyor.
Özellikle tarihin kadim kentlerinden biri olan Antakya başta olmak üzer Kahramanmaraş, Gaziantep, Osmaniye, Malatya, Adana, Diyarbakır, Şanlıurfa, Adıyaman ve Kilis gibi illerde depremlerden zarar gören tüm kültür varlıklarının hasar tespitlerini yapmak ve güvenliklerini sağlamak anlamında müzelerin birinci derecede fiziki güvenliği, sonrasında anıtsal yapılardan ayrılan her bir parçanın koruma altına alınıp restorasyonların aslına uygun şekilde yapılması konusunda çalışmaların başlatılması bir nebze de olsa kültürel miras uzmanlarını rahatlattı.
7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler, binlerce binayı yerle bir ederken, yüzlerce yıldır ayakta duran tarihi yapıları da etkiledi. Asırlık camiler, kaleler, kiliseler ve tarihi eserler depremler sonrası tamamen yıkıldı ya da büyük zarar gördü. 14 asırlık Anadolu’nun bilinen ilk camilerinden olan Hatay’daki Habibi Neccar Camii yerle bir oldu. Antakya’nın 638 yılında Müslüman Arapların eline geçtiği dönemde inşa edilen hoşgörü, kardeşlik ve huzurun sembolü bu caminin yakınında bulunan tarihi Yeni Hamam da yerle bir oldu maalesef. Aziz Nikola Rum Ortodoks Kilisesi zarar gördü. Yine Memlükler tarafından inşa edilen Hatay’ın önemli sembollerinden Ulu Camii tamamen yıkıldı. Samandağ ilçesinde 1800’lü yıllarda yapılan İngiliz Protestan Mektebi de depremden zarar gören yapılardan. Yine Hatay Samandağ ilçesindeki Meryem Ana Kilisesi, Aziz Georgios Rum Ortodoks Kilisesi de ciddi oranda hasar gören yapılarımızdan. Depremin vurduğu illerimizden bir diğeri Osmaniye’de bulunan tarihi Enverul Hamid Camii kısmen zarar gören yapılarımızdan. Yine Antakya’mızda Fransız mimar Leon Benju tarafından 1927 yılında inşa edilen Hatay Devletinin Türkiye’ye katıldığı 1939 yılına kadar meclis binası olarak kullanılan yapı yerle bir olan yapılarımızdan. Kırıkhan’da Tarihi Darb-ı Sak Kalesinin yıkılması ile Beyazıd-ı Bestami Hazretleri türbesi girişi kapandı. Payas da bulunan Asırlık Sarı Selim Camii ve İskenderun’da bulunan İtalyan Latin Katolik Kilisesi de yıkılan zarar gören anıt eserlerimizden. Gaziantep Kalesi yıkılan en önemli sembol eserlerimizden, merkez Şahinbey ilçesindeki Antep Kalesi’nin doğu ve güneydoğu kısımlarında bulunan bazı burçlar, depremin etkisiyle yıkılırken enkazlar yola saçıldı. Kalenin yanındaki istinat duvarı çöktü. Bazı burçlarda ise büyük çatlakların oluştuğu tespit edildi. Öte yandan kalenin yanında bulunan 17.yüzyılda inşa edilen Şirvan Camii kubbesi ile doğu istikametindeki duvar kısmen göçtü. Gaziantep Kurtuluş Camii, Beyaz Han, Tarihi Antep Evleri, Kilis’te tarihi 21 cami yıkıldı.
Malatya’da yapımına 1893’te başlanan ve Sultan 2. Abdülhamit’in verdiği destekle 1912’de tamamlanan tarihi cami, Kahramanmaraş merkezli depremde yıkıldı. Halk arasında “Teze Camii ” olarak bilinen Hacı Yusuf Taş Camisi, depremin etkisiyle yıkıldı. Yine Malatya’nın sembol eserlerinden biri olan Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alâeddin Keykubad devrinde 1224 yılında inşa edildiği düşünülen İran’daki Büyük Selçuklu İmparatorluğu cami mimari geleneğinin Anadolu’da temsil eden Eski Malatya Ulu Camii, Battalgazi ilçesinde şehir surları içinde yer alan tarihi cami de depremden büyük zarar gördü. İç yapıda kısmı zarar ve dış yapıda sonradan ilave edilen payandalar yıkıldı.
Adıyaman’da 2 bin yıllık Karakuş Tümülüs’ünde bulunan “tokalaşma” sütunları yıkıldı. 10 metre yüksekliğindeki sütunda bulunan kitabede “Büyük Kral Antiochos ve Kraliçe Islas’a oğlu büyük kral Mithridas (MÖ 36-21), bu anıtı kralın kız kardeşi ve kralların kralı Orodes’in karısı kraliçe Laodike’nin ebedi anısına yatırı” yazıyor. Adıyaman Ulu Camii, Kahta Kalesi yıkılıp mahvolan eserlerimizden.
20 Ocak 2020 deki Elazığ Sivrice depreminde zarar gören sonrasında restore edilip ibadete açılan 16.yüzyılda inşa edilmiş Sarımiye Camii, bu depremden de nasibini alıp kubbesi, minaresi ve bazı duvarları tekrar yıkıldı.
Camilerden medreselere, kiliselerden türbelere tüm yapıların ihyasının ivedilikle ele alınması özellikle yurtdışına çıkartılması muhtemel alanlarda daha dikkatli ve korunma süreçleri dikkat ve titizlikle takıp edilmeli diye düşünüyorum.
Sayın Bakan Mehmet Nuri Ersoy konuya ilişkin yaptığı açıklamada: “Medeniyetlerimizi yaşatan tüm yapılarımızda hiçbir kalıntı, enkaz veya moloz olarak değerlendirilmeyecek, yapıdan ayrılan her bir parça koruma altına alınarak, yapılacak restorasyonlarda aslına uygun şekilde değerlendirilecektir. Tarihine sahip çıkan bir millet olarak, vatandaşlarımızın bu konuda gösterdikleri hassasiyete teşekkür ediyor, tüm eski eserlerimizin depremin yaşandığı ilk andan itibaren korumaya alındığını belirterek, ihyası konusunda da müsterih olmalarını rica ediyoruz.”
Dünyada kültürel miras etki eden olası en önemli riskler maalesef afet riskleridir. Deprem, sel, yangın, toprak kayması, tsunami.. Afetler meydana geldiği çevreye ve topluma farklı şekilde etkilerde bulunur. Bu etkiler arasında; can ve mal kaybı, ekonomik, sosyolojik, psikolojik sorunlar gibi kültür varlıkları için de büyük tehditler oluşturur. Bu tehditleri azaltmak ve yok etmek için afet yönetimi uygulamak gerekmektedir. Kültürel mirasımızın korunması için ülkedeki afet risk yönetimi ile doğru orantılı olarak yürütülmesi ve planlanması zorunluluğunu ortaya çıkartmış olup bu konuda gerek yerel devlet kurumları gerekse uluslararası UNESCO, ICORP, ICOMOS, UNDRR, ICCROM gibi kurumlarla işbirliği ile kültürel mirasımızın korunmasının ancak mümkün olacağı ortadadır.
Allah bir daha böyle felaketler göstermesin kaybettiğimiz canlarımıza rahmet yakınlarına sabır diliyorum…
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir. Kale Gündem Gazetesi’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Kusur!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.