Bilal Yıldırım: “Hem Muhalefetin Hem İktidarın Alternatifiyiz”

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Kale Gündem – Yeniden Refah Partisi Malatya Büyükşehir Belediye Başkan adayı Bilal Yıldırım, vatandaşlar için hazırladıkları vaatlerini açıkladı.

Bilal Yıldırım geçmişten bugüne Malatya’da siyasetin içerisinde olan birisi. Sizi siyasete sevk eden şey neydi? Neden siyasetin içerisinde yer aldınız?

Öncelikle böyle bir imkânı sunduğunuz için sizlere teşekkür ediyorum, Allah razı olsun. Aslında ben siyasete köyde ilkokuldan ortaokula geçtiğim zaman başladım. Darendeliyim. İlkokulu köy okulunda bitirdim. Babam bizi okutmaya karar verdi. Benden bir yıl önce ağabeyim gelmiş amcamlarda kalıyordu. Atatürk Ortaokulu’na gidiyordu. Cengiz Topel’de oturuyorduk. Düşünün aradaki mesafeyi. Daha sonra ben de gelince babam okumamız için bir ev kiraladı. Tabii şartlar o zaman biraz farklı, telefon yok, ulaşım yok. Kendisi köyde biz buradayız. Bizi bir de Milli Gençlik Vakfı ile tanıştırdı. Ortaokula giderken farklı illere gitmeyelim, dersimizi çalışalım, güzel insanlarla oturup kalkalım diye Milli Gençlik Vakfı ile başladık. Orta birden beri siyasetin içerisindeyiz.

“Milli Gençlik Vakfı’ndaki ortam bize siyaseti sevdirdi”

1988-1989 yılından beri siyasetin içindeyiz. Tabii o zaman o Milli Gençlik Vakfı’ndaki ortam bize siyaseti sevdirdi. Daha sonra üniversite yıllarında Milli Gençlik Vakfı’nda üniversite başkanlığı yaptım. Malatya’da fazilet Partisi’nin gençlik kolları başkanlığını yaptım. Devamında Saadet Partisi’nde gençlik kolları başkanlığı yaptım. Erbakan Hocamız rahmetli olana kadar Saadet Partisi yönetimindeydim ancak Erbakan Hocamız rahmetli olunca biz siyaset bitti diye bekliyorduk, bir Erbakansız siyaset olmaz diyorduk.

2015 yılında Erbakan Hocamızın oğlu Fatih Erbakan başkanımız Erbakan Vakfı’nı kurdu. Erbakan Vakfı’nın il temsilciliğini yapıyordum. Daha sonra parti kurulunca da Yeniden Refah Partisi’nin kurucu il başkanı oldum. Tabii bu süreçte insanın canını sıkan hadiseler oluyor. Siyaset eskisi gibi değil şimdi biraz zorlaşmış. Sosyal medyanın da etkisiyle farklılaşmış. Siyaset eski siyaset değil düzgün yapılmıyor artık. Düşünün eskiden siyasi liderler bir araya gelip televizyonlarda tartışma programlarına girebiliyorlardı şimdi mümkün değil siz siyasi liderleri bir araya getiremezsiniz. Bir araya gelmiyorlar. Onun için siyaset biraz farklı olmuş. Mesela bundan iki yıl önce bir dağıldım. Bu siyaseti bırakacağım yeter artık işime bakacağım dedim. Tam öyle bir durumda bizim gençlik kolları bir gün dedi ki; “Başkanım bizim yarın bir programımız vardı onu tertip edelim öyle bırakacaksanız da bırakın.” Tamam dedim ama kararımı vermiştim bırakacaktım. Ertesi gün program Melekbaba’daydı. Konum attılar. Konuma gittik bir baktım Melekbaba Muhtarlığı’ndayız. Yaklaşık 30 tane çocuk orada. Babaanneleri, dedeleri yani her çocuğun yanında biri gelmişti. “Bu nedir?” diye sordum bizim gençlik kolları başkanına. Biz buradaki yetim ve öksüzlere bir yardım yapacağız siz de bu programa katılın ondan sonra tamam dedi. Bu programı tertipledik. Çocuklara baktım. Yani ben şimdi Refah Partisi İl Başkanı olarak bunları yapabildim yarın belediye başkanı olmuş olsam ya da milletvekili olsam daha fazla imkanlarla bu çocuklarla ilgilenecektim. Programımızı tertipledik. O çocuklara ayakkabı getirmişlerdi, mont getirmişlerdi. Sonra dışarı çıktım. Bizim gençlik kolları başkanı bırakıyor musunuz diye sorunca, “Hayır bırakmıyorum. Ben bu yetimler, öksüzler için bu siyaseti yapacağım” dedim. Biz siyaseti bu gözle görmek istediğimiz için yapıyoruz.

“Herkes bizi sevmez ki”

Bunun için Malatya Büyükşehir Belediyesi’nde aday oldum. Yoksa şu an gidip ticaretimi yapabilirdim, işime bakabilirdim ama birçok sıkıntıyı göze alıyoruz. Mesela size saldırılar oluyor. Herkese kendinizi sevdirmek zorunda değilsiniz, sevdiremezsiniz de. Bu işin bir de trol kısmı var. İnsanı hâlâ üzüyorlar ama o işi artık görmüyor, duymuyorum. Bugün kızım diyor ki falanca haber sitesinde alta sana kötü yorum yapmışlar üzüldüm. Baktım ki çocuk üzülüyor dedim ki, “Kızım böyle şeyler olacak. Herkes bizi sevmez ki. Bak Tayyip Erdoğan’ı herkes seviyor mu? Fatih Erbakan’ı herkes seviyor mu? Bak Kılıçdaroğlu’nu herkes seviyor mu?” Zor ikna ettim. Böyle telkinlerde bulundum.  Malatya için siyaset yapmak zorundayız. Malatya’nın bu halde olması benim kenrda durmamı gerektirmez, duramam. Çalışmak zorundayız.

“Türkiye tarihinde ilk defa denk bütçe yapılmıştı”

Aslında bir derdimiz var. Dert sahibiyiz. O yüzden çözümü siyaset. Başkanım Necmettin Erbakan’ın ölümünden bahsettiniz. Onun vefatından sonra sizin için de bir nevi siyasetin bittiği anlamına getirdiniz ama daha sonra tekrardan bir ivme kazandı. Hem Malatya hem de ulusal çapta Yeniden Refah Partisi ciddi bir atılım göstermiş oldu. Biz bu atılımı neye borçluyuz? Nasıl bir süreç yaşanıyor?

Gittiğimiz yerlerde Erbakan Hocamızın 30 yıl önce olan videolarını gösteriyorlar. Bak Erbakan Hocamız bugünleri anlatmış diyorlar. Erbakan Hocamızın ileri görüşlülüğü ve aynı şekilde oğlunun yani Genel Başkanımız Fatih Erbakan’ın aşı ile ilgili çıkışları şu anda konuşuluyor.

Genel Başkanımız her ortamda işte bunun bir oyun olduğunu, bak aşı yaptırmayın ileride ciddi sıkıntılar olacağını söylemişti. Şimdi bütün bilim adamları bunun öyle olduğunu söylüyor. Genel Başkanımız Fatih Erbakan için tam babası gibi bir lider diyorlar. Bununla beraber geçmiş dönemde Erbakan Hocamızın 11 aylık bir iktidar döneminde şu anda nereye gitsek bütün insanlarımız bize şunu söylüyorlar: “Biz bolluğu ve bereketi o zaman gördük.”

Bir işçi emeklisi, Bağkur emeklisi yüzde üç yüz zam almıştı. Bir memur, memur emeklisi yüzde yüz elli zam almıştı. Ülkede bir bolluk bereket vardı ve Türkiye tarihinde ilk defa denk bütçe yapılmıştı. Bakın 2024 bütçesi yapıldı. Biz ittifakta olmamıza rağmen 2024 bütçesine hayır oyu kullandık çünkü denk bir bütçe değildi. 1.6 trilyon faiz ödemesi var. 2.4 trilyon da bütçe açığı oluşuyor ve biz ona hayır oyu kullandık. Böyle bir bütçeye onay da veremezsiniz ama Erbakan Hocamız o zaman denk bütçeyi yapmıştı. Yani insanların hem ekonomik olarak hem de sosyal yaşantı olarak eskiye özlemleri var. Ondan dolayı şu anda Refah Partisi’ne bir teveccüh arttı. Bununla beraber Malatay’da güzel çalışmalar yaptık. Kendimizi duyurduk. Nerede bir sıkıntı varsa biz Refah Partisi olarak oraya gittik. Hangi mahallemizde insanımızın bir derdi sıkıntısı varsa oraya gittik. Bundan dolayı Malatya’da da bir teveccüh oluştu. Türkiye genelinde de bundan dolayı bir teveccüh var.

“Malatya’da birinci parti olacağız inşallah”

Diğer yandan artık insanlar alternatif parti arıyorlar. Biz şu an hem muhalefetin hem de iktidarın alternatifiyiz. Bu yerel seçimlerde inşallah ikinci parti olacağız. Bakın bunu açık ve net söylüyorum. 2028 seçimlerinde de Türkiye’de Yeniden Refah Partisi birinci parti olacaktır.  Bütün anketler bunu böyle gösteriyor ve biz bunu sahada da görüyoruz. Malatya’da büyük bir teveccüh var. Genel seçimlerde yüzde on oy almıştık. Herkes bizi anketlerde yüzde üç gösterirken biz yüzde on oy aldık. Şimdi anketler bizi Malatya’da yüzde otuz civarında gösteriyor ama biz inanıyoruz Allah nasip ederse yüzde elliye yakın bir oy alacağız ve Malatya’da birinci parti olacağız inşallah.

“Her beş metrekare çim yaptığımız yere kendi tabelamızı koymayacağız”

Sizin il başkanlığı yaptığınız dönemde sahada daha çok yer aldınız. Orada ciddi katkılarınız oldu. Şimdi siyasi kampanyanızı yürütürken kullanmış olduğunuz sözler var “Ahlak yoksa…’ diye başlayan. Ama bizim dikkatimizi birisi çok çekti. “Ahlak yoksa, şatafat vardır” buradaki mesajı biraz sizden dinleyebilir miyiz?

Şu güne kadar Malatya’da il başkanlığında olduğum dönemlerden bugüne kadar hiçbir protokol yemeklerine katılmadım. Davet edilsem de gitsem de o protokol yemeklerine katılmıyorum. Burada şatafattaki kastımız bu tür israftır. Belediye başkanımızı bundan ötürü eleştirmiştim. Bir gün gezilerini takip ediyordum. Hekimhan’a gitmişlerdi ve tam 38 tane araç saymıştım. Hepsi belediyenin araçlarıydı. Bütün daire başkanları araçlarıyla Hekimhan’a belediye başkanıyla beraber gitmişlerdi. Tabii bir büyükşehir belediye başkanı ilçeyi ziyaret ediyorsa yanında bazı daire müdürleri olsun, olmalı da. Ancak 38 belediye aracıyla bir büyükşehir belediye başkanının ilçeye gitmesi bana göre israftır ve şatafattır. Bunu yanlış buluyorum. Yani üç dört tane daire müdürü bir arabaya binip de gidebilirlerdi. O kadar arabayla gitmenin bir anlamı yok. Bu kadar para harcamanın bir anlamı yok. İkincisi mesela burada 100. Yıl Parkı yaptılar. Bu park yapılırken eleştirenlerden biriyim. Depremden iki ay sonra parkın yapımına devam etmeye başladılar. Dedim ki sizin buraya harcayacağınız parayla ihtiyaç sahibi insanlara konutlar yapabilirsiniz. Belediye olarak yapabilirsiniz. Devlet zaten yapıyor ama sizde belediye olarak yapıp insanların hizmetine sunabilirsiniz. Bu paraları doğru yerde kullanabilirsiniz diyerek açıklamalar yapmıştım. Malatya’nın birçok insanı o ara bize destek olmuştu. Bizim ahlaklı belediyecilikten kastımız biz israfı engelleyeceğiz bir kere.

Bu kesin ve net. Her beş metrekare çim yaptığımız yere kendi tabelamızı koymayacağız. Özellikle ben Bilal Yıldırım olarak adımı yazdırırsam altına not da düşeceğim “Kendi paramla yaptırdım” diye. Kendi paramın olmadığı hiçbir devletin tabelasına veya pankartına ismimi yazdırmayacağım. Sadece büyükşehir belediyesi diye yazdıracağım. Biz belediyede bu tür israfların önüne geçeceğiz. Zaten israfın önüne geçtiğiniz zaman paranın nasıl toplandığını, bereketlendiğini, denk bütçenin nasıl oluştuğunu görülecek. Bunun geçmiş örnekleri var. Bizim izlediğimiz belediye başkanı ağabeylerimiz var.

Eski bir örnek, Refah Partili Konya belediye başkanımız belediyeyi aldığı zaman dünya kadar borçla alıyor beş yıl sonrasında hükûmete 1995 yılında mesaj yazıyor. Diyor ki, “Tansu Hanım sizin paraya ihtiyacınız varsa eğer IMF’den borç almayın. Faizli almayın. Ben size Konya Belediyesi olarak borç para vereyim.” Şimdi bunu Malatya’da yapan belediyelerde var. Ali Kazgan bizim Akçadağ Belediye Başkanımız. Başkan bize geçtikten sonra gittim Akçadağ’a hayırlı olsuna. “Başkanım durumlar nedir, belediyenizin durumu nasıl?” diye sordum. On yıl önce 25 milyon borçla aldığı belediyeyi, on yıl önceki 25 milyonun şimdi 250 milyon değeri vardır. “Şimdi kasamda 30 milyonun üzerinde param var, borcum yok param var” dedi.

“Başkanım bunu nasıl yaptınız” diye sorduğumuzda aynı bizim gibi anlattı. “Başkanım Akçadağ’da herkes bana pinti der. Evet ben pintiyim. Belediyenin imkanlarını kimseye kullandırtmam. Akçadağ Belediyesi’nde 78 tane personelim var. Ama benim gibi denk belediyelerde, bir Arapgir Belediyesi olsun, Darende Belediyesi olsun 200’e yakın personeller var. Ben aynı işi bu kadar personelle yapıyorum. Akrabamı işe almam. Kendi reklamımı sağda solda Ali Kazgan diye yaptırmam. Yaparsam kendi paramla yaparım” dedi. Örneklerini görüyoruz. Bizde inşallah o şatafatı kaldırıp Malatyalının parasını Malatya’da bırakacağız.

“İnsanlara bir an önce kalıcı iş yerinin verilmesi gerekiyor”

31 Mart yaklaşıyor. Siz sahada da geziyorsunuz. Kendi hizmet önceliklerinizi az çok görüyorsunuz. 6 Şubat depremi Malatya’da büyük bir yıkıma neden oldu. Altyapı ve üstyapı aynı zamanda sosyolojik manada da bir yıkım söz konusu. 31 Mart’ın akabinde belediye başkanı olduğunuz vakit yapacağınız, önemli gördüğünüz hizmet noktaları neler? Bir planlama yaptınız mı? Nereden başlayacaksınız?

Şimdi depremden sonra hep sahada olan biriyim ben. Yani il başkanı olduğum dönemde de aday olduğum dönemde de hep sahadaydım. Bizim için bir şey fark etmedi. Sadece şu anda seçime yakın biraz tempomuzu arttırdık. Yoksa biz bu işleri zaten yapıyorduk, zaten sahadaydık ve her gittiğimiz yerde insanların bizden şöyle bir beklentileri var.

Öncelikle size güvenmek istiyorlar. Sizi sizden bilmek istiyorlar. Şimdi biz geçen hafta Samanköy’de bir konteyner kente gitti. Muazzam bir kalabalık toplandı. Başkan geliyor demişler onlarda sanırım belediye başkanı geliyor sanmışlar. Herkes toplanmış öyle bir izdiham oldu. İzdihamın içerisinde bir tane çocuk bağırıyor. Başkanım seninle görüşmem lazım, benim bir sürü sıkıntılarım var diyerekten ağlıyor. Program bitmiyor çünkü herkes bir şeyler istiyor. Herkesin bir sıkıntısı var, derdi var. Konuşmamızı yaptık bitirdik. Kalabalığı yara yara ileride bir fırın vardı, o genci getirin dinleyelim dedim. Çocuk geldi, “Başkanım ben depremde babaannemi kaybettim. Şunu kaybettim bunu kaybettim. Geçen sene üniversiteye hazırlık yapıyordum. İktisat kazandım gitmedim. Bu yıl kamu yönetimine gitmek istiyorum. Kaymakam olmak istiyorum, vali olmak istiyorum. Anlattı öyle. On dakika dinledim. Daha sonra yanağını sıktım. Tamam canım derdin ne onu söyle dediğimde “Başkanım bir derdim yok dedi.” Dertleşmek istiyormuş. Bunu anlatmak istiyormuş. Bir sıkıntısı yok. Birini görüp bunları anlatıp içini dökmek istiyormuş. Şu anda Malatya’nın öyle bir problemi var. İnsanlar sizinle konuşmak istiyorlar. Bir çarşı merkezlerini geziyoruz. Şu an deseniz ki ben Malatya ile Beydağı arasına teleferik yapacağım, Eyfel Kulesi’ni buraya getireceğim kimsenin umurunda değil. İnsanlar bir an önce kalıcı özellikle iş yerleri, şehir merkezinin kalıcı iş yerlerine geçmek istiyorlar, birde kalıcı konutlarına geçmek istiyorlar. Malatya’nın şu an başka derdi tasası yok. İnsanlarımızın düşündüğü tek şey bu.

Konteyner kentleri ziyaret ediyoruz. İnsanların bir zamanlar çarşıda çok güzel iş yerleri varken, “Bizi buraya atmışlar bir tane müşteri gelmeden akşam ediyoruz, siftah etmeden akşam ediyoruz” diyor. O adam buna alışık değil. O adam şehir merkezinde hareketliliğe alışmış. İnsanlar gelip gidiyor. Ticaret olmasa da birileriyle dertleşiyor. Burada tek başına Fahri Kayahan’ın ara sokağında tek başına bırakılmış. “Allah’tan bu ara siyasetçiler geliyor da onlarla biraz dertleşiyoruz” diyor. Onun dışında kimse yok. Sizin burası mesela. Kim geçer bu mahalleden bu sokaktan. Yan taraflara konteynerler koymuşlar. Diğer tarafa güzellik merkezi koymuşlar. Kozmetikçiyi koymuşlar. Kim gelecek buraya? İnsanlara bir an önce kalıcı iş yerinin verilmesi gerekiyor. Göreve geldiğimiz an bizde hükûmet ne yapıyor, yerel yönetimciler ne yapıyor, bizi hiç davet etmiyorlar, biz şu anda ne aşamada olduğunu çok bilmiyoruz. Sürecin hızlanması için neler yapılabilir onları takip etmemiz gerekiyor. Bir Hatay, Adıyaman, Kahramanmaraş bizim gibi değil. Onlarda işler daha da hızlanmış. Halbuki burası iktidarın kalesi. Burada işlerin daha hızlı ilerlemesi gerekirken maalesef bizim siyasetçilerimizin, Malatya’yı yönetenlerin Malatya’daki depremi yeterince anlatmadığından dolayı bu işler hep geride kalmış. Düşünün Gaziantep’te 16 bin 600 tane anahtar dağıtılıyor, konut teslim ediliyor. Bizde 6 bin 200 tane anahtar teslim ettiler. Ben de sandım ki 6 bin 200 tane konut teslim ettiler. Halbuki öyle değilmiş. Arka arkaya aynı soy isimler vardı. Araştırdım adamları buldum. Diyorlar ki biz 8 kardeşiz babamızdan bir miras ev kaldı. Hak sahipliği sekizimize de birer anahtar verdiler hepsi aynı evin kapısını açıyor. Yani bunları düştüğünüz zaman verilen evler 5000 altında.

“Anahtar teslimi yine yok”

Cumhurbaşkanımız Adıyaman’a kadar gitti anahtar teslimi yaptı. Fakat Malatya’ya gelmedi. Cumhurbaşkanımızın bugün Malatya programı var. Ben programı inceledim. Sadece miting var. Anahtar teslimi yine yok. Bu işte bence Cumhurbaşkanımız rahatsız mıdır?  Rahatsızdır. Ama bu işi yapmayanlar kim? Malatya’nın yerel siyasetçileri. Biz de diyoruz ki bu işi takip edeceğiz. O bakanlıkların önüne gider çadır kurarım, derdimi anlatırım. Milletvekili olsaydım mecliste dikkat çekmek için üstümü başımı yırtardım Malatya’nın sıkıntılarını dile getirirdim. Ama Malatya şu anda gerçekten sahipsiz.

“İktidar partisinin belediyelerinden daha fazla Malatya’ya yatırım getireceğime inanıyorum”

Sizi şu an muhalefet partisi olarak değerlendiriyoruz. Malatya’da muhalefet belediye başkanlığını almış bir partinin yatırım hizmetlerini yeteri seviyede alabileceğini düşünüyor musunuz? Bu konudaki riskleri biliyor musunuz? Bununla ilgili yöntemleriniz ne? Ne yapmayı planlıyorsunuz?

Ben iktidar partisinden daha çok para alacağımı, daha fazla yatırım alacağımı bütün Malatyalılara anlatmak istiyorum. Burada bir örnek vermek istiyorum. 1994 yılında sayın Cumhurbaşkanımız Refah Partili Belediye Başkanı olarak seçildiği zaman İstanbul’da ciddi sıkıntılar vardı. Her taraf çöp yığınıydı. Sular akmıyordu. Önce İstanbul’u kazanamaz dediler şu anda anketlerin bize yaptığı gibi. Recep Tayyip Erdoğan Bey kesin kazanamaz dediler. Anketler yüzde beş ya da yüzde altı gösteriyordu. Herkes Bedrettin Dalan mı, Zülfü Livaneli mi kazanacak diye bekliyordu. Cumhurbaşkanımız, belediye başkanlığını kazandı. İstanbul’un dünya kadar sıkıntısı vardı. Arkasından ne dediler? Bu Refah Partili. Hizmet edemez. O zamanlar hükûmette Tansu Çiller başbakandı. Hizmet edemez dediler, para gelmez dediler ama bunun öyle olmadığını beş ayda Refah Partili başkanımız göstermiş oldu.

Ben ona kesinlikle katılmıyorum, inanmıyorum. Siz yeter ki derdinizle dertlenin. Malatya ile dertlenin. Yeter ki hizmete odaklanın. Gerisi kolay. Burada merkezi hükûmetin yapacağı işler var. Konutlar, çarşı merkez, TOKİ, Emlak Konut bunlar yapılıyor zaten. Belediye başkanının Malatya’ya gelen bütçeyi Malatya’nın nüfusuna göre birde Malatya’nın organize vergisine göre doğru yerde kullanması gerekiyor. İşte az önce dedik ya o israflara giden paraları, o tabeladaki örnektir ama onun gibi giden en az yüz tane kalem ben size sayarım. O israfların hepsini keseceğiz ve Malatya’ya gelen o paraları Malatya’ya hizmet olarak kullanacağız. Ben iktidar partisinin belediyelerinden daha fazla Malatya’ya yatırım getireceğime inanıyorum. Külliyeye giderim, Cumhurbaşkanımızın yanına giderim. Randevu talep ederim. Bunu basında yaparım, televizyonda yaparım ben onu sıkıntı olarak görmüyorum.

Yeniden Refah Partisi Malatya’da basından da aldığımız bilgiler doğrultusunda toplu istifalar söz konusu oldu. Bunlarla ilgili asıl mevzu nedir? Toplu istifaların sebebi nedir? İkincisi de AK Parti’ye yönelik küskünler var. Daha doğrusu size göre muhalif olan tüm partilere bir küskün kesim var. Onlarında Yeniden Refah Partisi’ne doğru yöneldikleri ileri sürülüyor. Bunu tabii ki istatiksel olarak söyleyemiyoruz elimizde öyle bir veri yok ama konuşmalar bu şekilde. Siz bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?

Şöyle şimdi bu süreçlerde bütün partilerde kargaşalar var. Bu tür şeyler oluyor. Ama şunu söyleyeyim bizde hiçbir istifa olmadı. O basına yansıyan istifa edeceğiz değil de biz destek olmayacağız diyenlerdi. İşte biz falanca belediyede oluruz da burada olmayız diyenler, Yeşilyurt’ta olmayacağız ama Battalgazi’de destek olacağız diyenler. Böyle 10-15 arkadaşımızın bir meclis üyeliği mevzusundan kaynaklanan bir durum. Tabii gönül ister ki kimseyi kırmayasınız ama olmuyor. Herkesi de memnun edemiyorsunuz. Ancak şu var istifa olmamasına rağmen istifa yok onu söyleyeyim bir kere. Arkadaşlar hâlâ bizimleler. Ama görevleri yok. Daha önce mesela o bahsi geçen konuşan arkadaşımız bizim bir ağabeyimizdi. Yeşilyurt belediye başkanı aday adayımızdı. Daha öncesinde ilçe başkanımızdı. Öyle bir kırgınlıkları oldu. Ben dikkate almıyorum öyle şeyleri. Niye dikkate almıyorum çünkü onlar dava adamıysa eğer tekrardan gelir çalışırlar ama eğer amaçları sadece bir meclis üyesi olmak ise olmadı, diyecek bir şey yok.

Gelen belediye başkan adayımızın kendi ekibini kendi kadrosunu kurması da hakkıdır. Ona da bir şey diyemeyiz. Onun için bu arkadaşlarımızın bir alınganlık gösterdiklerini biliyorum ancak çok büyük bir mevzu değil. Basında bazı arkadaşlar yer vermişlerdi olaya. Tabii vereceklerdir. Ama büyütülecek bir olay değil. Tam tersine diğer partilere bakalım iktidar partisinin iki tane ilçe başkanı istifa etti görevden alındı. Hatta ikisi de şu an bizi destekliyorlar ilçelerinde. Ondan sonra iktidar partisinin Pütürge’de olsun Darende’de olsun Akçadağ’da olsun mevcut meclis üyeleri şu dönemde yani listeye giren meclis üyeleri yerini beğenmediler, bize geldiler. Bize yardımcı oluyorlar şu an. Ama ne hikmetse Yeniden Refah Partisi’nde ufak bir şeyi bazı kesimin büyütme gibi bir çabası var. Bunu özellikle bizi rakip olarak gören iktidar partisi yapıyor. Olayı büyütüyor. Hemen o arkadaşlarımızı arıyorlar “Ya gelin orada bir problem varsa bizimle beraber çalışın işte bize yardımcı olun” diyorlar. Arkadaşlar cevabını veriyorlar, gitmezler bizim arkadaşlarımız. Ama parti büyüdüğü için birileri operasyon yapmaya çalıştı ama arkadaşlarımız o operasyona müsaade etmedi onu da söyleyeyim.

Malatya da büyük bir siyasal rekabetin olduğu gözüküyor. Sizin bu süreçte Malatyalılara söylemek istediğiniz son sözünüz nedir?

Öncelikle bize böyle bir imkân sağladığınız için size teşekkür ediyorum. Malatyalı vatandaşlara da şunu söylemek istiyorum. İnanın rahat olsunlar. Malatya’da hizmet etmek istiyoruz ve şu anda Malatya’da 13 ilçede hepsinde belediye başkan adaylığı gösteren tek partiyiz. İktidar partisi bile iki ilçede aday göstermedi ve ittifakla gidiyorlar ama biz bütün ilçelerde adayı olan tek partiyiz. Bundaki amacımız Yeniden Refah Partisi olarak Doğanyol’undan Pütürge’sine Darende’den Kuluncak’a Kale’sinden Yazıhan’a bütün ilçesine Battalgazi Yeşilyurt hepsinde insanlarımıza hizmet etmek istiyoruz. Samimi hizmetler yapmak istiyoruz. Malatya’ya gelen paralar çarçur edilmeden, israf edilmeden tekrardan Malatya’da kalması için bir mücadele vereceğiz. En kısa sürede de Malatya’mızın tekrardan eski haline dönüşmesi için belediye başkanı olduğumuz zaman bak yine söylüyorum bütün bakanlıkların önüne çadırlarımızı kurup Malatya’mızın derdini sıkıntısını mevcut milletvekillerimiz anlatamıyorsa bizler anlatacağız, duyuracağız. Dünyanın ve Türkiye’nin, Malatya’da bu kadar yıkımın olduğunu aylar sonra bir gazeteciden duyması bizi üzmüştür. Biz kendimiz duyuracağız ve Malatya’yı bu yıkık halden en kısa sürede kurtaracağız. İnsanlarımızın rahat olmasını istiyoruz inşallah.

Röportaj: Hatice Albayrak, Hasan Batar, Elanur Toper

Son okuma: Esmanur Kadak