34,0130$% -0.03
37,6378€% 0.21
44,7207£% 0.1
2.754,17%0,06
4.555,00%0,13
1939756฿%0.40167
Kale Gündem – Evvela merhum Cemil Meriç’in bir sözü ile başlayalım: “İyilik eden mükâfat bekliyorsa tefecidir” diyordu.
Hakikat ve sevgi boşluğunun yerini dolduran bu sözde iyilik hali günümüz insanının en büyük çıkmazı olarak karşımızda durmaktadır. Birisine yapılan iyiliğin karşılığında beklenti içerisinde olmak hali… Üzülerek söylemeliyim ki bugün ilişkilerimizin ana eksenini karşılıklı beklentiyle iyilik yapmak oluşturmaktadır… Oysa, “İyilik yap; balık bilmezse Halik bilir” diye bir sözümüz vardı… Arkasına bakmadan bırakılan iyiliğin, yapanı ve yapılanı iyileştirdiği bir sosyalitemiz, bir yaşam felsefemiz vardı. Ama bugün birey ve toplum olarak beklentisiz iyilik yapmanın, beklentisiz ilişki kurmanın, beklentisiz hasbi dostluklar kurmanın çok gerisinde kaldık maalesef… Bir ilişki ağı oluşturduk lakin bu ilişki ağımızı bir güç merkezine dönüştürerek kişisel ikballerimizi tatmin etmenin aracı haline getirdik… Çalıştığımız kurumun, hizmet ettiğimiz STK’nın, siyasi partinin, dahil olduğumuz platformların mevzusuna bu zaviyeden baktık… Bundan dolayı topyekûn bir iyilik halinde olmanın hazzını ıskaladık…
Bu sebeptendir ki derdimizin dermanını, sevinçlerimizin ortağını bulamadık.
Bundan dolayı etrafımızda olan bir takım yalan ve yanlış şeyler hakkında adalet ve vicdan çerçevesinde konuşamıyoruz. Çünkü bir sonraki adımımızda kendimizin iyiliği için planımız var, hedeflerimiz var…
Bundan dolayı, kötülük yapanın, iltimas geçenin, hak yiyenin, yalan söyleyenin biliniyor olmasına rağmen bir tavır sergileyemiyoruz. Çünkü körelmiş maslahatçı zihinlerimiz ile kendimize dair gelecek planlarımız var…
Tüm bu olup bitenler, beklentisiz dostluklarımızı kaybettiğimizden olabilir mi?
Bugün, Hz. Ebubekir’in sadakatini; Hz. Ömer’in adaletini; Hz. Hamza’nın cesaretini, Hz. İsmail’in teslimiyetinin nerden geldiğini yeniden düşünmek durumundayız…
Adaletin, cesaretin, sadakatin, teslimiyetin tecessüs ettiği bu durum, beklentisiz dostlukların varlığıydı aslında…
Toplumsal dinamikleri bir arada tutan, toplumsal huzuru sağlayan şey Muhammed-ül Emin sıfatının etrafında kenetlenmiş beklentisiz dostlukları inşa eden; adalet, cesaret, sadakat, teslimiyet mefkûresinin varlığıydı aslında…
Bugün, yeryüzü, gökyüzü, yerin altı ve üzerinde yaşayan herkes çalkantılı bir zamandan geçiyor. Yerin altının ve yerin üstünün bu çalkantılı durumundan kendimize ders çıkarmamız ve beklentisiz dostluklar inşa etmemiz gerektiğini belirtmek istiyorum…
Başta yönetenler, sonra da yönetilenler olarak bu çıkara dayalı olan, sonunda da kimsenin çıkarı ile sonuçlanmayacak geçicilikten, sözüm olan dostluklardan, ilişkilerden, yönetme biçimimizden vazgeçmemiz gerekmiyor mu?
Birey ve toplumun iyiliğine olacak her şeyi kendi ikballerimize kurban etmekten vazgeçmemiz gerekmiyor mu?
Makam ve mevkilerin gölgesinde inşa ettiğimiz yapay ve geçici dostluklardan vazgeçmemiz gerekmiyor mu?
Nasihati ölüm olan bu dünyadaki halimizi gözden geçirmemiz gerekmiyor mu?
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir. Kale Gündem Gazetesi’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Memleketimde şu sıralar çocuk olmak
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.