Başlarken…

BEĞENDİM

ABONE OL

News

“İnsan gitmekten yapılmıştır. Dünya kalmaktan.” Mustafa Akar

Yola çıkmak, yolculuk etmek, gitmek; hepsi gelmenin mütemmim cüzüdür aslına bakarsanız. Dünya bir handır, insan yolcu misali gelmek ve gitmek fiilinin failidir. Dolaysıyla bir bakıma yaşamın özünü hareket ve zaman kavramı teşkil eder.

Seyahat, insanlık tarihi kadar eski olmakla birlikte tarihte bilinen en meşhur gezginler. Gerek batıya gerekse doğuya dair gezginler İbn-i Battuta, İbn-i Fadlan, Evliya Çelebi, Marco Polo, Kristof Kolomb, Vasco Da Gama ve Ferdinand Macellan’ı farklı kültürlere dair sıra dışı keşifler, bilgiler, hatıralarla dünyanın ekseriyetini yeni kültürlerle tanıştırdıklarını biliyoruz. Üstelik o vakitler bir yerden diğerine gitmek demek bilinmeze yapılan bir yolculuktu aslında, tehlike demek bazen de ölüm demekti. O günden bugüne insan oğlumum keşif merakı hiç durmadı yeryüzünü tüketmiş gibi gökyüzünde galaksilerde yıldız yıldız dolaşmaya devam etmektedir.

Yaşamak dediğimiz yaman şeyin içinden nasıl geçtiğimiz, kısacık ömrü nelerle geçirip nasıl harcadığımızla yüzleşeceğiz. İnsan olmamız bunu gerektiriyor. Şairin dediği gibi “eni de sorulacak yaşamanın boyu da.” Bu bağlamdan yola çıkarak yaşamı daha anlamlı kılmak adına ben sık sık yolculuklar yapmayı seyahat etmeyi yeni yerler farklı dünyalar değişik kültürler tanımayı seçtim. Ömrüm ve imkanlarım elverdiği sürece de buna devam etmek istiyorum.

Kale Gündem’in bize açtığı bu pencereden birlikte dünyanın birçok şehirlerine, ülkemizin önemli kültürel miras alanlarına, müzelerine, şehirlerine, kültür sanat ve yaşamlarına bakan bir yolculuğa çıkacağımızı umut ediyorum. Netice itibariyle ibadet niyetiyle çıkılan bir seyahate Allah’ın huzurunda durarak, yolun belalarından O’na sığınarak başlamaktan daha hayırlı ne olabilir ki!

Seyahatlerimiz süresince karşılaştığımız farklılıklar karşısında düşünmek, tefekkür etmek vazifemiz. Başka kültürlerden, insana dair farklı gerçekleri kavramak, öğrenmeye çalışmak, kendi öz kültürümüze inancımıza dair ön yargı ve sorulara sabırlı ve doğru cevaplar vermeye gayret ederek, geçmiş medeniyetlerin arkeolojik kalıntıları arasında dolaşırken o taşlara dokunmak fakat dokunduğumuz şeyin aslında bir taşın ne kendisi nede soğukluğu olmadığını bilerek sadece o tasa dokunan medeniyetin izlerini; mimarisini, sanatını, kültürünü yaşam biçimini kavramaya çalışmaktır.

Geçmiş toplulukların yaşam izlerini taşıyan müze ve ören yerlerinde, kültürel miras alanlarında onların yaşantılarını gözümüzün önünde canlandırmak tarihe tanık olmak arkeolojik beşeri bilgiye sahip olmak maksadımız olmalı. Gezdiğimiz coğrafyalarda yeni insanlarla tanışmak ve yeni yerler görmek şiddetli bir dürtüyle farklı hayatların yaşam biçimlerini somut ve somut olmayan kültür miraslarını, gelenekleri inceleyip deneyimlemek diye özetlediğimiz bir yolculuk adına tüm Kale Gündem okurlarına “Merhaba” diyorum.

Gezi yazılarımızın sizleri zihinsel bir yolculuğa çıkartarak farklı kültürleri deneyimleme imkanı sağlayacağını umuyorum.

Hoş Geldiniz … Sefalar Getirdiniz…