Ayşegül Babacan’nın kaleminden “8 Mart’ta Deprem Kadınları” - Kale Gündem - Haberler - Son Dakika Haberleri - Malatya Kale İlçesi
DOLAR

34,7004$% 0.26

EURO

36,7726% 0.37

STERLİN

44,2923£% 0.52

GRAM ALTIN

2.960,54%0,92

ÇEYREK ALTIN

4.919,00%0,14

BİTCOİN

3354391฿%0.16051

İkindi Vakti a 14:52
Malatya AÇIK
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Ayşegül Babacan’nın kaleminden “8 Mart’ta Deprem Kadınları”

Kale Gündem – Kadın: Ayakta kalmanın en büyük sembolüdür. Bir 6 Şubat günü. Soğuklardan koşup gelen bir kış sabahı. Saatler 04.17’yi gösterdiğinde artık hiçbir şey eskisi gibi değildi. Büyük bir sarsıntı ile başlamıştı her şey. Evleri yıkılanlar, enkaz altında kalanlar son saniyelerde canlarını kurtaranlar. Büyük depremin ardından zor kış şartları ile yaşam mücadelesi başlamıştı. Hayat artık eskisi gibi değildi. Ama devam da etmeliydi. Her ne kadar zor da olsa.

Bu zorluğu hiç şüphesiz en çok çeken kadınlar oldu. Ailesine karşı, evlatlarına karşı en çok da onlar çaresizdi. En ufak ihtiyaçlarına dahi eli kolu bağlı olmaktı bir annenin, bir kadının çaresizliği. Sabretmeliydi dayanmalıydı. Hayatın en zorlu koşullarına rağmen onların rahatı için mücadele etmeliydi. Çünkü biliyordu ki evladı gülerse, kardeşi gülerse bir nebze de olsa yükü hafiflerdi.

Dört duvar değil de dört kumaş arasındaydı yaşam. Her gün silip süpürdükleri evi, sıcacık yemek pişirdikleri mutfakları yoktu. Ama kadın öyle bir güzelliğe sahip ki aileyi bir arada tutarak bulunduğu her şartta ortamı güzelleştiriyordu yine de.

Oturdukları yerde soluk soluğa kaldıkları, akıllarda binlerce soru gözlerde yaş ufukta umut. Her yeni gün yeni bir şanstı onlar için. Hayatın durduğu, zamanın geçmek bilmediği umutların tükendiği anda bile umutlulardı. Kendi topraklarında olmak memleketlerinde olmak onlara güç veriyordu. Yaşadıklarını anlatmaya güçleri yoktu belki ama şükürleri duaları eksik olmuyordu hiçbirinin. ‘Allah’tan gelmiş başımızla gözümüz üstüne’ diyordu hepsi. İnsan kusurlarının neticesinde yaşadıkları acılarını yine de sineye çekme büyüklüğünü gösteriyorlardı.

Kadın sustuklarıyla anlatırdı her şeyi. İçinde fırtına kopsa da dışarıya gül bahçeleri vadedendir kadın.

Gülümse çünkü sen güldüğünde çok daha güzelsin.

Ayşegül Babacan

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Pütürge Dernekler Federasyonu deprem bölgesinde

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.