Samet Topkara yazdı: “Yaralarımızın Tercümanı Türkülerimiz”
Kale Gündem – Türküler, Türk Halk Müziği’nin en sevilen ve önemli unsurlarından biridir. Türkülerin genellikle halkın yaşamından, acılarından ve sevinçlerinden esinlenerek yazıldığı bilinmektedir. Bu bağlamda “Mevla’m Birçok Dert Vermiş” türküsü de hayatta karşılaşılan zorluklar ve acılar karşısında insanların umutsuzluğa kapılmadan, sabırla ve sebatla direnmesi gerektiği mesajını veren önemli bir eserdir.
Türkünün sözleri ile Mevlâna’nın hayat felsefesi arasında bir bağlantı kurulabilir. Mevlâna, hayatı boyunca insanların acılarına ve zorluklarına katlanarak bu zorlukların üstesinden gelmeleri gerektiğini vurgulamıştır. Bu düşünceleriyle Mevlâna, insanların zorluklarla mücadele ederek kendilerini geliştirebileceklerini savunmuştur.
“Mevla’m Birçok Dert Vermiş” türküsünde ise Mevlana’nın düşüncelerine benzer bir mesaj verilir. Türkünün sözleri, insanların hayatta karşılaştığı zorluklara karşı sabırlı ve sebatlı olmaları gerektiği mesajını verir. “Mevla’m birçok dert vermiş, beraber derman vermiş” cümlesi, insanların başına gelen zorluklardan kaçamayacakları ve bunun yerine bu zorluklarla birlikte mücadele etmek gerektiği anlamına gelir. Bu nedenle, türküdeki sözler insanların hayatta karşılaştığı zorluklarla başa çıkarken sabırlı ve sebatlı olmaları gerektiğini vurgular.
Ayrıca, türküde insanların bu zorlukları yalnız başlarına değil, birlikte aşabileceklerini de vurgular. Bu da insanların birbirlerine yardım etmek, destek olmak ve dayanışma içinde olmak gerektiği mesajını verir.
Yöremizin bu türküsünde insanların hayatta karşılaştığı zorluklara karşı dirençli olmaları gerektiğini, bu zorluklarla birlikte mücadele etmeleri gerektiğini ve birbirlerine destek olmaları gerektiğini vurgular. Geçmişimizde de olduğu gibi büyüklerimiz bu eserleri yazarken ve söylerken bir yaşanmışlık üzerine inşa ettikleri için günümüz de bu eserler yaşadığımız olaylar, doğal afetler, acılar karşısında tercüman oluyorlar.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir. Kale Gündem Gazetesi’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Samet Topkara yazdı: “Ağıtlar: Acıların İfadesi”
Kale Gündem – Ağıtlar, insanların ölüm, ayrılık, kayıp ve acılar gibi zorlu duyguları ifade etmek için yazdığı şarkı türleridir. Geçmişte, insanlar bu tür şarkıları yakınlarını kaybettiklerinde, kötü bir hastalık geçirdiklerinde veya ayrılıklar yaşadıklarında söylerlerdi. Ağıtların amacı, insanların acılarını ifade etmelerine ve paylaşmalarına yardımcı olmak, kaybettikleri kişileri hatırlamak, onların ruhlarına saygı göstermek ve yas tutmak için bir araç sağlamaktır.
Ağıtlar genellikle ölüm, ayrılık ve acı gibi konuları işlerler. Bu şarkılar, bir toplumda yaşanan zorlukları da yansıtabilir. Örneğin, bir bölgede savaş ya da doğal afet gibi büyük bir felaket yaşandığında, ağıtlar bireysel kayıpların yanı sıra toplumun acısını ifade etmek için kullanılabilir.
Ayrıca, ağıtlar geleneksel müzik kültürünün bir parçasıdır ve bir toplumun müzikal mirasının önemli bir parçasını oluşturur. Bu nedenle, birçok kültürde ağıtlar, geçmişte yaşanan zorlu deneyimleri anlamak ve gelecek nesillere aktarmak için önemlidir.
Ağıtların kökeni, insanoğlunun tarihi kadar eski olabilir. Ağıtlar, çeşitli kültürlerde farklı isimlerle bilinirler. Örneğin, Türk kültüründe ağıt, Yunan kültüründe moirologia ve Arap kültüründe marthiya olarak adlandırılır.
Bugün, ağıtlar hâlâ birçok kültürde varlığını sürdürüyor ve insanların hayatındaki zorlu deneyimlerde onlara eşlik ediyor. Özellikle, halk müziği ve klasik müzik türleri içinde sıkça kullanılan ağıtlar, insanların duygularını ifade etme ve paylaşma konusunda önemli bir rol oynamaktadır.
Sonuç olarak, ağıtlar insanların yaşadıkları zorlu deneyimlerde onlara yardımcı olan önemli bir müzik türüdür. Ayrılık, ölüm ve acı gibi konuları işleyen ağıtlar, insanların duygularını ifade etmelerine ve paylaşmalarına yardımcı olurken, aynı zamanda bir toplumun müzikal mirasının da önemli bir parçasını oluşturur.
Son olarak Kaynak kişi Mahmut Güzelgöz derleyen Abuzer Akbıyık ve Osman Güzelgöz’e ait Maraş Maraş Derler Bu Nasıl Maraş türküsünün sözlerini paylaşmak istiyorum.
Maraş Maraşta Derler Uy Amman Amman
Bu Nasıl Maraş Bu Nasıl Maraş
Al Kızıl Kan İçinde Can Veren Kardaş
Kardaş Kalk Gidelim Yoldaş Kalk Gidelim
Bizim Eller Gırçıllıdır Geçilmez
Yollar Çamur Kurusunda Gidelim, Burdan Gidelim
Ufak Taşınan Da Uy Amman Amman Bina Yapılmaz
Valla Bir Ben Ölmeyinen Kardaş Maraş Yıkılmaz
Kardaş Kalk Gidelim Yoldaş Kalk Gidelim
Yollar Çamur Kurusunda Gidelim
Lale Sümbül Büyüsünde Gidelim
Kardaş Gidelim Ay Ay Ay
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir. Kale Gündem Gazetesi’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Arguvan Ağzı: “Türk Halk Müziğinin Zenginliğinin Göstergesi”
Ağız kelimesi, Türk halk müziği ve dilbiliminde kullanılan bir terimdir ve “okuma veya söyleme tarzı” anlamında kullanılır. Ağız kelimesi, halk müziği tarzlarını tanımlamak için kullanılan bir terimdir ve belirli bir bölgenin veya toplulukların müzikal okuma veya söyleme tarzını tanımlar.
Ağız kelimesinin kökeni, Türkçenin eski dilsel kökenine dayanır ve Türk kültüründe yerel halk müziğinin önemi ile ilgilidir. Arguvan Ağzı gibi, farklı bölgelerde farklı ağızlar bulunmaktadır ve bu ağızlar Türk halk müziği kültürünün zenginliğini ve çeşitliliğini gösterir.
Türkiye’nin halk müziği kültürü, zenginliği ve çeşitliliği ile ünlüdür ve Arguvan Ağzı, bu zenginliğin en güzel örneklerinden biridir. Arguvan ilçesi ve çevresinde yaygın olan bu tarz, Türk halk müziğinin zengin geleneğini yansıtmaktadır.
Arguvan Ağzı, bağlama gibi Türk müzik aletleri ile yapılan müziği içerir. Türküleri, genelde aşk, sevgi, doğa, acı, yurdunu ve insan hayatının zorlukları gibi konuları ele alır. Bu türküler, söylendiği bölgenin halkının hayatını yansıtan, anlamlı ve duygusal şarkılardır.
Arguvan Ağzı, Türk halk müziğinin çok eski bir tarzıdır ve bugün de hâlâ söylenmekte ve yaşatılmaktadır. Arguvan Ağzı, Türk halk müziği kültürüne ve geleneğine bağlı olan insanlar tarafından özenle korunmaktadır ve gelecek kuşaklara aktarılmaktadır.
Arguvan Ağzı, Türk halk müziğinin zenginliğini ve çeşitliliğini gösterir ve bu tarzın sürdürülmesi, Türk kültürünün yaşatılmasına ve gelecek kuşaklara aktarılmasına yardımcı olacaktır. Arguvan Ağzının türküleri, Türk halk müziğinin güzelliğini ve duygusal yapısını gösterir ve herkesin dinlemesi ve sahip çıkılması gereken bir tarzdır.
Sonuç olarak, Arguvan Ağzı, Türk halk müziğinin zenginliğinin en güzel örneklerinden biridir ve bu tarzın yaşatılması, Türk kültürünün korunmasına ve gelecek kuşaklara aktarılmasına yardımcı olacaktır.
Samet Topkara…
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir. Kale Gündem Gazetesi’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
12:31
News