İstanbul Yenikapı’da 5’incisi düzenlenen Malatya Tanıtım Günleri Arapgir Belediyesi standı büyük ilgi gördü. Arapgir standını ziyaret eden katılımcılar ile yakından ilgilenen ve Malatya Tanıtım Günlerinin anlam ve önemine dikkat çeken Haluk Cömertoğlu, “İstanbul büyük bir metropol ve bu metropoller arasında nüfus yoğunluğu açısından Malatya 2. ya da 3. sırada yer alıyor. İş dünyasında İstanbul’da öne çıkan il Malatya. Dolayısıyla herkesin gözdesi olan, herkesin iletişimi olan, herkesin beklentisi olan, ilgisi alakasının ötesinde herkesin mecburiyeti İstanbul. Onun için İstanbul ile bağlantısı olanalar hem ticaretten, hem siyaseten hem ilmen hem fikren dünya ile entegre olur.
İstanbul’da yapılıyor olması bir şans. Antalya’da, İzmir’de, Bursa da önümüzdeki günlerde olacak. Fakat İstanbul’un çok ayrı bir yeri var. Tabii büyük bir emek STK’lar ve MAKON ile birlikte ortaya çıkan hem valiliğimizin hem büyükşehrimizin hem ilçe belediyelerinin ortaklaşa toplam kalitemizi ve tanıtımımızı İstanbul’da hatırda kalacak şekilde yapmış olması da hepimiz açısından büyük bir avantaj.”
“Zaten tarım ülkesi, tarım memleketi Malatya”
Cömertoğlu Malatya’nın bir tarım şehri olduğunu vurgulayarak, “Zaten tarım ülkesi, tarım memleketi Malatya tarımın bütün ürünleri, yelpazeleri, lezzetleri, çeşitlilikleri Malatya’mızda var. Biz biliyorsunuz coğrafi işaretle öne çıkan bir ilçeyiz ama her ilçemizde bunlar var. Bunların biraz daha tanıtılmaya ihtiyacı var. Arapkir köyün üzümü. Türkiye’de coğrafi işaret belgesi olan bitki kategorisindeki tek bitkisi mor reyhanı Arapkir ile anlıyor. Yemek sektöründe yine birçok yemeğimiz var. Bütün bunlardan şu çıkıyor: Malatya’nın kayısı başta olmak üzere bütün ilçeleri üst üste koyduğumuzda kirazı, elması, vişnesi, çileği yani bunların hepsi birbirinden kıymetli ürünler. İnsanın hayatta kalabilmesi, ayakta durabilmesi için lazım olan üretimler Malatya için önem taşıyor.
Burada bunların tanıtımına pazarlamasına bilinirliliğine önemli bir katkı sunuyor. Bu etkinlikte aynı zamanda da hemşeri birliktelikleri onları konuşturur, buluşturur, göz göze baktırır, tebessümleri çoğaltır, selamı çoğaltır, aradaki buzulları eritir. Bu konuda aslında arzu edilen budur zaten. Kimin ne düşündüğü, nasıl yaşadığı önemli değildir. Malatyalı olarak kendini Malatyalı hisseden, aidiyet bağlı olan herkesin bunu böyle düşündüğünü, düşünmesi gerektiğini her yerde herkes konuşur. Ama ben niyet olarak gittiğim her yerde şunu söylerim. Birikmiş uzlaşı kültürünün ev sahipliğini yapan bir il öne çıkıyor. Bu ilin daha çok dışarıya iyilikleri çoğaltan, yardımlaşmaları çoğaltan, üretimleri çoğaltan ve öncülük görevini her noktada sürdürebilen bir il olarak tanıtılmasını arzu eder, katkı sunarım. Arapgir Belediyesi, 2009’dan bu yana kırsal kalkınma modellemesiyle her sahada kendi işini doğru yapmaya çalışıyor. Kurumsal anlamda altyapısını, akademik camiayı en üst seviyede, en iyi birikimli isimleriyle sahada varlığını ve yarın olması gereken çalışmaları sürdürmeye karanlıkla devam ediyor. Çok ürüne dönüştürdüğümüz kırsal kalkınmanın üretici destekli alım garantili birçok modelleri oturdu. Burada ürünlerimize geldik. Bu ürünlerimizin de alıcıları beğeni ve bağımlılık noktasında her yıl beklerler. Biz de bunu terk edemiyoruz. Malatya’nın dışarıda hemşerilik duyguları çok iyi. İçeride de bunun yaygınlaştırılması lazım. Malatya’da da bunun mahalle kültürü ile oluşturulması lazım. Selamın daha çok böyle aramızda huzur estirmesi lazım. Duygusal bağlarımızı güçlendirecek, birbirimize yakınlaştıracak bir selamlaşma kültürünün ihmal edilmemesi lazım” ifadelerini kullandı.
Başkan Cömertoğlu Malatya tarihi hakkında şunları söyledi; “Bizim tabii Malatya’mızın derin bir tarihi geçmişi var. Tarihi geçmişinde en önemli bildiğimiz, insanlık medeniyetine denk bir tarihine denk bir yerleşke Fırat. Çünkü sonuçta Fırat’ın kıyısında konuşlanmış İpekyolu üzerinde. Arapgir özellikle romanın en aktif İpekyolu üzerindeki eyaletlerinden. Dolayısıyla o bölgelerin birbirinden kıymetli bir geçmişi var. Bunların da bugüne nüfuz etmiş iletilmiş, hem kültürel anlamda hem de kültürel yapı anlamında tarihi eser diyoruz. Bunlara önemli kalıntıları var, sembol değerleri var. Aslantepe bunlardan birisi, Arapgir Onar Kaya Mezarları bunlardan birisi. Son dönemin 800 yıl önce Ahmet Yesevi’nin elçilerinin gelip yerleştiği Eskişehir Vadisi Danişmentlerin, İlhanların devlet merkezi.
Yani bütün ilçelerimizde Malatya toplamda Yukarı Fırat’ın merkezine oturduğu için aslında Batı medeniyetini kurgulayan Muhittin Arabi’nin, İspanya’ya portba medreselerini kurup felsefe ile birlikte orada Endülüs toplumunu dönüştürmeyi başardığı gibi, ismini oraya aks ettiği gibi bu topraklardan giden kültürlerde bunlar. Bütün Avrupa’da da bu böyle. Amerika’da da böyle ve gittik gittiklerinde oralarda da çok başarılı hikayelerini süslüyorlar devam ettiriyorlar” dedi.
“Malatyalı kedinin farkında olmalı”
Malatya’nın Türkiye’de gayri safi milli hasılaya 20%’lik bir hissedarlıkla öne çıktığının altını çizen Cömertoğlu, “Malatyalı kendinin farkında olmalı. Malatya Türkiye’de gayri safi milli hasılaya 20%’lik bir hissedarlıkla öne çıkan bir il. Yani toplam zenginliğin tek başına neredeyse yirmisini Malatyalılar oluşturuyor. Belki nüfus olarak bu değil ama üretkenlik ve sermaye birikimi açısından çok kıymetli bir şey. İş dünyasında iş adamlığında bir çıta üstü bir duruşları var ve özelden yol gösteren idol olan markalar var. Bütün bunlarda Malatyalının daha çok bundan istifade edebilmesi için Malatyalının bunları cezbedici hale getirmesi, onur etmesi, sermaye işiyle uğraşır, kahırla uğraşmaz, dedikoduyla, uğraşmaz, dedikodu olan yere gelmez, yatırım yapmaz. Yatırımlarını sadece devlet teşvikleri ve projeler kapsamında yapar. İşi bitince de bu konuda asıl rahat ettiği ve yükünün en az olduğu huzurunun olduğu yerlere gider. Sermaye göç eden bir kuş gibidir. Dolayısıyla burada kültürler de öyledir. Sanatlar da böyledir. Malatya’nın sanat değerleri, kültürel değerleri son dönemde yabancılaşma eğilimiyle çok kan kaybetmeye başladı. Bunların gözden geçirilerek Malatyalılık ruhunun özellikle üreten kültürünün birleştiren, konuşan ve eleştirebilen kültürün hazım duygularıyla tahammül ve sabır anlayışıyla karşıdakine saygı doğan duyan o uzlaşısını tekrar adım adım bütün sivil toplumumuza kurumlarımıza, yerel yönetimlerimize yerleştirme zorunluluğumuz var. Malatya böyle yaparsa yerinde durur, daha çok yatırım alır. Nüfus popülasyonu ve kalkınmışlık düzeyi de bir başkasına göre biraz daha öne çıkar. İnsanlar huzurlu olurlar. Refah seviyeleri yükseldikçe daha mutlu olurlar. Yaşadıkları hayatı ve gelecek kuşaklara bıraktırdıkları mirasları çok daha ismiyle alınan hale gelir. Ben bu açıdan Malatya önemsiyorum. İnsan olma ve erdemli olma duygusu danışmanlığı ile birlikte bu coğrafyada ortaya çıktı. Devlet adamlığı bu coğrafyada ortaya çıktı. Biz devletçi bir yapının düşünce olarak müntesipleriyiz ve biz devlerimizi hiçbir hainliğe, adı ne olursa olsun hiçbir kışkırtmaya teslim etmeyiz. Uzlaşımız onu alır. Ortaya çıkan krizleri yenebilir, kendi içinde pansuman eder, yaralarını tedavi eder, düşkünlerini yoksullarını arsız etmez, hırsız etmez. Bu aşıda Malatya’nın kültürü önemlidir” dedi.
“Malatyalı kapıya süpürmez kapısını süpürür”
Cömertoğlu tüm Malatyalılara “Malatyalı kapıya süpürmez kapısını süpürür. Gönül yıkmaz gönül kazanır, başkasına yük olmaz, yükünü alır. İşte Malatyalılık budur. Lezzetleri sözleri birbirinden tatlıdır. Dolayısıyla Malatya’nın altın yumurtası diye Selahattin Başkanımızın söylediği o kaysısı tüm dünyada olduğu gibi diğer ürünleri de bu konuda gerçekten kıymetli hale gelmiştir. Bunun kıymetinin düşürülmemesi için el birliğiyle hem üretimi hem de bu konunun ara ünitelerine ihtiyaç vardır. Bu organizasyonda emeği geçen bütün paydaşlara, katılanlara, ziyaretçilere, alışveriş yapanlara, ürün getirenlere çoğaltanlara iyilikleri arttıranlara teşekkürü borç biliyorum. İyi ki Arapkirliyim, iyi ki Malatyalıyım, iyi ki insan olmuşuz. İnsan kalma yarışımız var Allah hamt ederim herkese selam ve saygılar sunarız” mesajını verdi.
06:00
News
Gündem
Gündem
Gündem
Gündem
Gündem
Gündem
