Annesinin kahramanı oldu - Kale Gündem - Haberler - Son Dakika Haberleri - Malatya Kale İlçesi
DOLAR

34,3008$% 0.01

EURO

37,5195% -0.01

STERLİN

44,7804£% -0.17

GRAM ALTIN

2.915,90%-0,41

ÇEYREK ALTIN

4.948,00%0,46

BİTCOİN

2154478฿%-0.66444

İmsak Vakti a 05:05
Malatya AZ BULUTLU 21°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Annesinin kahramanı oldu

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta yaşanan depremde oğlu Hazar Keleş (21) ile yaşadıkları evde enkaz altında kalan Züleyha Günaydın (47) oğlunun kendine sarılması ile hayatta kaldı.

Kale Gündem – Malatya Battalgazi ilçesinin Halfettin Mahallesi’ndeki 5 katlı Petek Apartmanı’nın 4’üncü katında depreme oğlu ile yakalanan Züleyha Günaydın, “Deprem olduğunda oğlum ile salondaydık. Çok hafif bir sarsıntı olmaya başlayınca oğlum panikledi. Zaten panik atak hastalığı vardı. O korkuyla bana sımsıkı sarıldı. Sarsıntı ile birlikte ‘anne’ diye seslendi. Ben ondan Allahuekber demesini istedim.3-4 kez Allahuekber dedikten sonra tavan tamamen üzerimize çöktü ve oğlum o an öldü. Beni korumak için bana sarılmıştı ve en çok korktuğu şey beni kaybetmekti” dedi.

11 saat enkaz altındaydım ve hep oğlumla konuştum

Enkazın altından beni 11 saat sonra çıkardılar. Ama bana 1 saat gibi geldi.11 saat boyunca hep oğlumla konuştum. Allah ile konuştum. Oğlumun öldüğünü biliyorum ama bana hakkını helal et dedim. Benim hakkım sana helal olsun dedim. Oğlumun hayali askere gidip orada şehit olmaktı.18 yaşında olduğu göz nakli sonrası askerlikten muaf tutulmuştu. Diğer gözü de bulanık gördüğü için bana yük olduğunu söylüyordu.15 yıldır oğlumu tek başıma büyüttüm. Babası bizi bıraktı. Oğlumu yardımlarla, yokluklarla büyüttüm. Depremden üç dört gün önce kaşe mont istemişti, oğluma o montu alamadım. Garip geldi garip gitti. 

Ateş düştüğü yeri yakıyor 

Yaşadığım duygu çok değişik. Oğlumun bir gün gideceğini bende hep hissediyordum. Çocukluğundan beri şehit olacağını söylediği için bir gün mutlaka gideceğini düşünüyordum. Doyasıya sarılıp öpemedim. Böyle sanki arada duvar var gibi hissettim yıllarca. Araya da pandemi de girince o beni hiç öpmedi, dışarı çıktığı için. Hep korkuyordu. Çok zor bir acı. Değişik bir acı ama yapacağım bir şey yok. Sonuçta Allah’ın emanetiydi. Ben emanetine iyi baktığımı düşünüyorum ve emanetini Allah’ıma verdim. En büyük vekil Allah. Oğluma kavuşup sarılacağım anı inanın ki dört gözle bekliyorum. Belki bu dünyada sarılamadım ama belki ahirette sarılacağım. Başka da çocuğum yok. Çevremde pek kimsem yok. Kopuk bir ailede büyüdüm. Ben hiç mutlu olamadım. Oğlum Hazar ile mutlu oldum. O doğduğu zaman ona şiir yazmıştım. Ölmeden 1.5 ay önce o şiiri kendisi buldu. Benim servetim oğlum diye çok güzel bir şiir yazmıştım şiirde gitti. Ev çöktükten sonra bütün hatıralar her şey gitti. Oğlum bana hep ben öldükten sonra hiçbir şeyimi çöpe atma. Her şeyi çöp oldu bir resmi bile kalmadı. İnsan evladına ölümü yakıştırmıyor. Yaşayan bilir Allah’ım hiç kimseye yaşatmasın. Asla isyan etmeyeceğim hem oğlum hem de kendim için. Enkazın altında da isyan etmedim. 

Oğlumu enkazdan 7 gün sonra çıkardılar

Enkazdan çıktığım an durumum iyi değildi. Hastanede 16 gün yattım. Oğlumu enkazdan 7 gün sonra çıkardılar. Aynı yerdeydik enkazda ama yaşayan insanlar var diye oğluma müdahale etmediler. Etmesinler de zaten yaşayan insanlar varken. Doktordan izin alıp 7 gün sonra enkazın oraya gittim. Oğlumu defnetmek için. Ölmeden 15-20 gün öncede oğlum, “ölürsem beni sen yıka. Sadece ayaklarıma su döksen yeter” demişti. Görevli oğlumu yıkarken izin istedim. İçeri girerken korktum ya kötü olursam diye ama ayaklarını öptüm, yüzünü öptüm mis gibi kokuyordu. Ayaklarını yıkadım. Yüzüne baktım, öptüm. En çok korktuğu şey gözünün patlamasıydı. Çok şükür gözüne bir şey olmamıştı. Beni rahatlatan şey oğlumun şehit olduğunu. Cennette olduğunu, mutlu olduğunu düşünmek. Bu acı hepimizin acısı sadece benim değil. Çünkü o kadar insan öldü. Hepimizin başı sağ olsun.

Ölmeden birkaç gün önce bana bir video izletti. Videonun içeriğinde depremde ölenler şehittir. Keşke seninle birlikte 3 yıl önce şehit olsaydık, Elazığ depreminde. Hayırlısı buymuş oğlum dedim kapattık konuyu. Depremin olacağı gece Hazar odasından geldi. Bana bir şey olacakmış gibi baktı ve gitti. Yarım saat sonra geri geldi anne sesleri duyuyor musun dedi? Ne sesi dedim. Bağırıyorlar dedi. Duymuyorum oğlum beni korkutuyorsun. Birden perdeyi açtı gökyüzünün yemyeşil olduğunu söyledi. Gözü çok görmediği için ona öyle geliyor sandım. Camdan baktım gökyüzü aydınlık ama yeşil değildi. Kırmamak için gökyüzü yeşil değil diyemedim. Kandil olsaydı caminin ışıkları derdim ama bugün çok tuhaf bir dedi bir gariplik var dedi oğlum. Allah’ım bu acıyı kimseye yaşatmasın. Hepimize sabırlar versin. 
  
Haber: Ayşegül Babacan

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Gezici Kütüphane Malatya’da

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.