34,7124$% 0.06
36,5770€% -0.48
44,1921£% -0.17
2.944,96%-0,56
4.881,00%-1,02
3307193฿%-1.69613
Kale Gündem – Türkiye’de bir ayda yaşanan gündem başka bir ülkede on yıllık zamana denk gelir. Büyük bir deprem felaketinin ortasında yaşanan, politikacıların pragmatist yaklaşımı sonucu bir anda deprem gündeminin önüne geçen 6’lı masadan bahsediyorum. İnsanlığın kendi eliyle oluşturduğu her sistem kriz yaratmaya müsaittir. Ama önemli olan kriz anında ve sonrasında krize müdahale kapasitesinin yeterli olup olmadığı konusudur.
Seçim ekonomisi yazı dizisine depremden dolayı ara vermiştim. Birkaç yazıda iktidar partisinin avantajlarından ve dezavantajlarından bahsetmiştim. Yazıların sonunda fikrimi beyan etmiş ve seçimi yine de iktidar partisinin kazanacağı tahminimi korumuştum. Yine aynı fikirdeyim!
Siyasi değerlendirmeleri konunun uzmanlarına bırakarak 6’lı masanın, yani Millet İttifakı’nın ekonomi programını değerlendirmek istiyorum. Yine avantajları ve dezavantajları başlıklarında değerlendirme yapacağım. Önce avantajlarını yazarak başlayayım.
Millet İttifakını oluşturan partilerin, 20 yıllık bir iktidara karşı ilk defa toplu bir görüntü vermeleri ve seçimden önce bir mutabakat metni açıklamaları çok alışık olmayan seçmenler açısından olumlu bir gelişmedir. Büyük bir krize dönüşebilecek ve belki de ittifakın dağılmasıyla sonuçlanacak bir konuda ortak irade ile çözüm bulup toplumun güvenini yeniden tesis etmek elbette kolay bir şey değildi. Ancak ilk büyük sınavlarını başarıyla geçmiş bir ittifakın iktidar açısından da kolay bir rakip olmayacağı herkesin malumudur.
Ekonomi alanında uzun yıllar bakanlık yapmış, ‘Dışişleri ve Avrupa Birliği Müzakerecisi’ unvanını da taşıyan Ali Babacan’nın ekipte olması, Millet İttifakı’nın en büyük artılarından bir tanesidir. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun son grup toplantısında ekonomideki sefalete Babacan ile son vereceklerini söylemesi ve CHP’li yetkililerden de bunu destekleyen açıklamaların gelmesi, Babacan’ın kurulacak yeni hükümette ekonominin dümeninde olacağı yüksek ihtimal olarak görünüyor.
Piyasaların da seçim sonrası bu beklentiyi satın alması ve küresel piyasalarda doların düşeceği yönünde tahminlerin yapılması da Babacan’nın küresel piyasalarda kredibilitesinin çok yüksek olduğunu göstermektedir. Her alanda eylem planları açıklayarak seçime hazır olduklarının görüntüsünü vermeleri de Millet İttifak’ı açısından olumlu bir gelişmedir.
İki kutuplu bir siyasetin (Cumhur İttifakı-Millet İttifakı) şekillendiği Türkiye’de diğer partilerin de pazarlık yoluyla ittifaklara dahil edildiğine şahit oluyoruz. Siyaset bir pazarlama sanatı ise en iyi ve güçlü ittifakı kurup toplumda güven oluşturan partiler yarışı önde götürür.
Hangi ittifak kazanırsa kazansın 100 milyar dolara yakın bir deprem maliyetiyle karşı karşıya kalacak. Türkiye’nin toplam gelirinin yüzde 8’lik kısmına denk gelmektedir. Dolayısıyla Türkiye’nin önünde çok ağır bir ekonomik süreç beklemektedir. Ne kadar süreceği ise politikacıların hünerlerine kalmış.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir. Kale Gündem gazetesinin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
İlk taşı temiz olan atsın!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.